otuz - Türkçe İngilizce Sözlük

otuz

"otuz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
otuz thirty i.
More than thirty people are reported dead.
Otuzdan fazla kişinin öldüğü bildirildi.

More Sentences
Math
otuz xxx i.
otuz thretty [obsolete] i.

"otuz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 207 sonuç

Türkçe İngilizce
General
otuz beş thirty five i.
Dan served thirty five years in that prison.
Dan o hapishanede otuz beş yıl hapis yattı.

More Sentences
otuz bir thirty one i.
Some months have thirty days, others thirty one.
Bazı aylar otuz gündür, bazıları ise otuz bir.

More Sentences
otuz altı thirty six i.
Sami was thirty six, single, and a successful executive.
Sami otuz altı yaşında, bekar ve başarılı bir yönetici idi.

More Sentences
otuz yaş thirty i.
Tom is between twenty and thirty years old.
Tom yirmi ile otuz yaşları arasında.

More Sentences
otuz yıldır for thirty years zf.
We have therefore been in a provisional situation for thirty years.
Dolayısıyla otuz yıldır geçici bir durumdayız.

More Sentences
(bir şeylerin, birilerinin) otuz yedisi thirty-seven zm.
My temperature was below thirty-seven degrees this morning.
Bu sabah benim ateşim otuz yedi derecenin altındaydı.

More Sentences
(bir şeylerin, birilerinin) otuz altısı thirty-six zm.
They shot down thirty-six enemy planes.
Onlar otuz altı düşman uçağı düşürdü.

More Sentences
(bir şeylerin, birilerinin) otuz üçü thirty-three zm.
The exchange students completed an average of thirty-three study weeks during the academic year.
Değişim öğrencileri akademik yıl boyunca ortalama otuz üç çalışma haftasını tamamladılar.

More Sentences
Colloquial
otuz yaşlarında thirtyish s.
Tom is thirtyish.
Tom otuz yaşlarında.

More Sentences
General
otuz ikilik not demisemiquaver i.
otuz saniye işareti thirty second note i.
otuz sayısı (30, XXX) thirty i.
otuz üç thirty three i.
otuz iki thirty two i.
otuz dokuz thirty nine i.
otuz yedi thirty seven i.
otuz dört thirty four i.
otuz sekiz thirty eight i.
otuz birim thirty i.
otuz üyeli olan şey thirty i.
otuz sekiz birim thirty-eight i.
otuz sekizli grup thirty-eight i.
arap rakamlarıyla otuz sekizin simgelediği numara thirty-eight i.
serinin otuz sekizinci elemanı thirty-eight i.
otuz sekizinci thirty-eighth i.
otuz sekizde birlik kısım thirty-eighth i.
otuz beşinci thirty-fifth i.
otuz beşte birlik kısım thirty-fifth i.
otuz birinci thirty-first i.
otuz birde birlik kısım thirty-first i.
otuz beş birim thirty-five i.
otuz beşli grup thirty-five i.
arap rakamlarıyla otuz beşin simgelediği numara thirty-five i.
otuz dördüncü thirty-fourth i.
otuz dörtte birlik kısım thirty-fourth i.
otuz dokuzuncu thirty-ninth i.
otuz dokuzda birlik kısım thirty-ninth i.
otuz bir birim thirty-one i.
otuz birli grup thirty-one i.
arap rakamlarıyla otuz birin simgelediği numara thirty-one i.
otuz ikinci thirty-second i.
otuz ikide birlik kısım thirty-second i.
otuz yedi birim thirty-seven i.
otuz yedili grup thirty-seven i.
arap rakamlarıyla otuz yedinin simgelediği numara thirty-seven i.
otuz yedinci thirty-seventh i.
otuz yedide birlik kısım thirty-seventh i.
otuz altı birim thirty-six i.
otuz altılı grup thirty-six i.
arap rakamlarıyla otuz altının simgelediği numara thirty-six i.
serinin otuz altıncı elemanı thirty-six i.
otuz altıncı thirty-sixth i.
otuz altıda birlik kısım thirty-sixth i.
otuz üçüncü thirty-third i.
otuz üçte birlik kısım thirty-third i.
otuz üç elemanlı grup thirty-three i.
otuz üç birim thirty-three i.
arap rakamlarıyla otuz üçün simgelediği numara thirty-three i.
otuz iki elemanlı grup thirty-two i.
otuz iki birim thirty-two i.
arap rakamlarıyla otuz ikinin simgelediği numara thirty-two i.
serinin otuz ikinci elemanı thirty-two i.
otuz ikide bir one-thirty-second i.
otuz iki eş parçadan her biri one-thirty-second i.
yaklaşık otuz dönüme denk bir ölçü birimi farthingland [obsolete] i.
otuz yaş thirties i.
ücretsiz otuz gün uzaklaştırma almak be suspended thirty days without pay f.
tasdik deklarasyonunun otuz dokuz maddesini yüksek sesle okumak read one's self in f.
otuz yaşlarında thirty something s.
otuz ikinci thirty second s.
otuz-üçüncü thirty-third s.
otuz beşinci thirty fifth s.
otuz altıncı 36th s.
otuz yedinci thirty seventh s.
otuz dördüncü 34th s.
otuz dokuzuncu 39th s.
otuz sekizinci 38th s.
otuz dördüncü thirty fourth s.
otuz ikinci 32nd s.
otuz üçüncü thirty third s.
otuz üçüncü 33rd s.
otuz beşinci 35th s.
otuz birinci thirty first s.
otuz birinci 31st s.
otuz yedinci 37th s.
otuz sekizinci thirty eighth s.
otuz altıncı thirty sixth s.
otuz dokuzuncu thirty ninth s.
otuz adet thirty s.
otuz sekiz adet thirty-eight s.
otuz sekizde bir thirty-eighth s.
otuz beşte bir thirty-fifth s.
otuz birde bir thirty-first s.
otuz beş adet thirty-five s.
otuz dörtte bir thirty-fourth s.
otuz dokuzda bir thirty-ninth s.
otuz bir adet thirty-one s.
otuz ikide bir thirty-second s.
otuz yedi adet thirty-seven s.
otuz yedide bir thirty-seventh s.
otuz altı adet thirty-six s.
otuz altıda bir thirty-sixth s.
otuz üçte bir thirty-third s.
otuz üç adet thirty-three s.
otuz iki adet thirty-two s.
otuz yılda olan tricennarious s.
otuz yıllık tricennarious s.
otuz yılda olan tricennial s.
otuz yıllık tricennial s.
yüz otuz beşinci hundred-and-thirty-fifth s.
yüz otuz olan one hundred thirty s.
yüz otuz beş one hundred thirty-five s.
yüz otuz cxxx s.
yüz otuz beş cxxxv s.
otuz dakikada bir olan semihoral s.
son otuz yıldır for last 30 years zf.
son otuz yıldır for recent 30 years zf.
(bir şeylerin, birilerinin) otuz sekizi thirty-eight zm.
(bir şeylerin, birilerinin) otuz beşi thirty-five zm.
(bir şeylerin, birilerinin) otuz biri thirty-one zm.
(bir şeylerin, birilerinin) otuz ikisi thirty-two zm.
Colloquial
otuz küsur (yaş) thirty-something s.
Idioms
otuz iki diş sırıtma coprophagous grin i.
otuz iki dişini göstererek gülme smiling like a cheshire cat i.
otuz iki dişini göstererek gülmek grin like a cheshire cat f.
otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek seem over-the-hill at thirty f.
otuz iki dişini göstermek grin like a cheshire cat f.
otuz iki dişini göstererek sırıtmak grin like a cheshire cat f.
otuz iki dişini göstererek gülmek be grinning like a cheshire cat f.
otuz iki dişini göstererek gülmek be smiling like a cheshire cat f.
otuz iki dişini göstererek gülmek smile like a cheshire cat f.
otuz iki dişi görünecek şekilde gülerek with a big grin expr.
Speaking
benim otuz sene önceki halim this is me thirty years ago i.
ben otuz üç yaşındayım I am thirty three years old expr.
otuz yaşındayım I am thirty years old expr.
otuz dakika oldu been thirty minutes expr.
Trade/Economic
otuz gün içerisinde ödenebilen banka mevduatı demand deposit i.
Technical
otuz yüzlü (kristal) triacontahedral s.
otuz dakikalık aralarla half-hourly s.
Computer
otuz günlük deneme 30 day trial i.
Textile
otuz altı beden giysi thirty-six i.
otuz iki beden giysi thirty-two i.
Marine
pusulanın otuz iki yönünü sırasıyla söyleyebilmek box the compass f.
Printing
otuz iki sayfalı sixteenmo s.
Math
otuz yaşlar thirties i.
otuz sekiz xxxviii i.
otuz beş xxxv i.
otuz ikinci thirty-second part i.
otuz ikinci one-thirty-second i.
otuz yedi xxxvii i.
otuz altı xxxvi i.
otuz üç xxxiii i.
otuz iki xxxii i.
otuz kere thirtyfold s.
otuz dört xxxiv s.
otuz dokuz ixl s.
otuz bir xxxi s.
Marine Biology
otuz saniye kuralı thirty second rule i.
History
otuz kürekle çekilen yunan kadırgası triaconter i.
otuz yıl savaşı (1618-48) thirty years war i.
otuz dönümlük bir arazi birimi yardland i.
otuz yıl savaşlarında yapılan bir muharebe lutzen i.
otuz yıl savaşlarında bir muharebe rocroi i.
Religious
ingiltere kilisesi tarafından düzenlenen otuz dokuz ilke the thirty-nine articles i.
(yahudilik) ölen yakınların ardından tutulan otuz günlük yas dönemi shloshim i.
ingiltere kilisesi'ne ait otuz dokuz madde ve dua kitabı'nın resmi kabulü subscription i.
Geography
dünya yüzeyinin bölündüğü otuz bölgeden her biri climate i.
Military
askerlikte otuz yıllık görevini tamamlamayı planlayan gönüllü asker thirty-year man i.
Card
(cribbage oyununda) otuz veya üzerinde sayı ile kazanma skunk i.
(cribbage oyununda) otuz veya üzerinde sayı ile kazanmak skunk f.
Music
otuz saniyelik bir nota zamanına karşılık gelen müzikal durak thirty-second rest i.
otuz ikilik demisemi-quaver i.
otuz ikilik süre a thirtysecond i.
otuz saniyelik nota semidemiquaver i.
on altı veya otuz iki perdelik org diyapazonu subprincipal i.
Printery
otuz iki yapraklı formaların oluşturduğu kitap thirty-twomo i.
toplamda otuz iki yaprak olacak şekilde katlanmış sayfalardan oluşan kitap trigesimo-secundo i.
on sekiz yaparak ve otuz altı sayfadan oluşan kitap octodecimo i.
otuz iki sayfalık kitap boyutu sixteens i.
otuz iki sayfalık kitap boyutu sixteenmo i.
otuz iki sayfalık kitap boyutu sextodecimo i.
otuz iki yapraklı trigesimo-secundo s.
otuz iki yapraklı tricesimo-secundo s.
otuz iki yapraklı thirty-twomo s.
Slang
otuz bir hand job i.
otuz bir çekmek buff the muffin f.
otuz bir çekmek slap the donkey f.
otuz bir çekecek malzeme çıkmak have something to jerk off to f.
otuz bir çekmek bop the baloney f.
otuz bir çekmek bop the bishop f.
otuz bir çekmek punch the clown f.
otuz bir çekmek handle the hose f.
otuz bir çekmek fap it f.
otuz bir çekmek wank off [uk] f.
çavuşu tokatlamak otuz bir çekmek jag off f.
otuz bir çekmek whank off f.
otuz bir çekmek beat your meat f.
otuz bir çekmek beat the meat f.
otuz bir çekmek whank f.
British Slang
otuz bir çekmek beat the meat f.
otuz bir çekmek frig f.
otuz bir çekmek beat the bishop f.
Modern Slang
otuz iki dişiyle gülme all teeth expr.
Star Wars
yedi otuz-iki peronu bay seven thirty-two i.
platform otuz üç platform thirty-three i.
platform otuz üç g platform thirty-three g i.
platform otuz iki platform thirty-two i.