otlar - Türkçe İngilizce Sözlük

otlar

"otlar" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
otlar herbs i.
otlar verdure i.

"otlar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yabani otlar sarmış overgrown s.
The abandoned house was surrounded by an overgrown garden.
Terk edilmiş evin etrafı yabani otların sardığı bir bahçeyle çevriliydi.

More Sentences
Gastronomy
şifalı otlar herbs i.
The fearful victims run to a witch doctor, who administers yogurt and herbs and tells them they are no longer pregnant.
Korku içindeki kurbanlar, yoğurt ve şifalı otlar veren ve artık hamile olmadıklarını söyleyen bir büyücü hekime koşuyor.

More Sentences
şifalı otlar medicinal herbs i.
Ancient Germanic tribes used medicinal herbs in their attempts to cure diseases.
Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.

More Sentences
General
hasattan sonra çıkan otlar aftermath i.
çimen dışı otlar forb i.
çimen dışı otlar phorb i.
çayırlarda yetişen uzun otlar tallgrass i.
çayırlarda yetişen uzun otlar tall-grass i.
orta boylu olup çayırlarda görülen ve yem olarak kullanılan çeşitli otlar midgrass i.
insanlar için faydalı olan bitkiler ve şifalı otlar hakkındaki kitap herbal i.
çalı çırpı ve dikenli otlar brambles and thorns i.
sebze olarak haşlanarak veya buharda pişirilen yapraklı otlar greens i.
(otlar ile) çim alan oluşturmak shrub f.
Medical
tıbbi otlar medicinal herbs i.
vücudun krem, losyon, şifalı otlar vb. ile kaplanıp bezle sıkıca sarıldığı bir güzellik terapisi wrap i.
Gastronomy
çeşitli otlar sweet herbs i.
çeşitli otlar potherbs i.
yemeğe koyulan otlar herbs i.
çeşitli otlar ve soğanla pişirilen bir yunan köftesi keftedes i.
baharat olarak kullanılan otlar herbes de provence i.
Botanic
avustralya'nın iç kesimindeki bataklıklarda yetişen uzun sert gövdeli çok yıllık otlar cane grass i.
bambu benzeri uzun sert gövdeli otlar cane i.
afrika'da yetişen büyük şifalı otlar helichrysum i.
sudaki zararlı otlar waterweeds i.
yabani otlar digitaria i.
yabani otlar crabgrass i.
eski dünya'dan trompet şeklindeki çiçekleri olan sığır dili cinsi otlar anchusa i.
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya asterid dicot family i.
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya asterid dicot genus i.
çok yıllık, uzun ve kümeli otlar elymus i.
kuzey amerika'nın batısında yetişen tüylü otlar ve çalıların bulunduğu bir cins eriophyllum i.
kuzey amerika ve meksika'ya özgü otlar ve çalıları içeren bir cins verbesina i.
kuzey amerika ve meksika'ya özgü otlar ve çalıları içeren bir cins genus verbesina i.
güney afrika'ya özgü tropikal otlar ve fundacıkların bulunduğu küçük bir cins leonotis i.
güney afrika'ya özgü tropikal otlar ve fundacıkların bulunduğu küçük bir cins genus leonotis i.
danthonia cinsinden olan çeşitli otlar whitetop i.
beyaz veya beyazımsı çiçekli çeşitli yabani otlar whiteweed i.
monarda cinsinden olan çeşitli aromatik otlar wild bergamot i.
monarda cinsinden olan çeşitli aromatik otlar monarda i.
yabani arpa cinsinden olan çeşitli otlar wild rye i.
Agriculture
hasattan sonra büyüyen otlar after-eatage i.
hasattan sonra büyüyen otlar aftergrass i.
ilk hasattan sonra büyüyen otlar aftermath i.
kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlar fog i.
Breeding
hayvanları kışın otlatmak için büyümeye bırakılan otlar foggage i.
Religious
hamursuz bayramı'nın ilk gecesinde yenen yabanturpu gibi birtakım acı otlar maror i.
hamursuz bayramı'nın ilk gecesinde yenen yabanturpu gibi birtakım acı otlar moror i.
Environment
(bitkiler, özellikle yabani otlar) ortaya çıktıkları yerden farklı yere yayılmak invade f.
Slang
kıçında şimdi otlar büyüyor (one's) ass is grass expr.