Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Speaking | ||||
Konuşma | olmayabilir | not likely expr. | ||
This proposal is not likely to bring the people of Europe closer, nor is it a condition for peace on the continent. Bu öneri ne Avrupa halklarını birbirine yakınlaştıracak ne de kıtada barışın sağlanmasının bir koşulu olacaktır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | olmayabilir | mightn't f. | ||
Genel | olmayabilir | mightnt (might not) f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | olabilir de olmayabilir de | may be or may not be expr. |
İfadeler | olabilir de olmayabilir de | may or may not be expr. |
İfadeler | yanlış olmayabilir | not far off expr. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | öyle olmayabilir de | what do I know expr. |
Konuşma Dili | pek iyi olmayabilir | a bit dicey expr. |
Idioms | ||
Deyim | annenin kim olduğu kesindir ama babanın kim olduğu her zaman kesin olmayabilir | mama's baby, papa's maybe [us] expr. |
Speaking | ||
Konuşma | bu düşündüğün kadar kötü olmayabilir | it might not be as bad as you think expr. |