olmadan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

olmadan



"olmadan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
olmadan w/o zf.
olmadan without ed.
olmadan absent ed.
olmadan toward ed.
olmadan but bağ.
Agriculture
olmadan unripely zf.
Linguistics
olmadan bout [dialect] [uk] ed.
olmadan ap- ök.
olmadan apo- ök.
Music
olmadan senza ed.

"olmadan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
cinsel birleşme olmadan hamile kalma adosculation i.
(başkalarına) çıkarı olmadan yardım eden kimse good samaritan i.
kendini öldürme kastı olmadan intihara teşebbüs parasuicide i.
kişinin rızası olmadan girilen cinsel ilişki non-consensual sexual intercourse i.
olmadan olmaz a must i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fan-fiction i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fanfiction i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fanfic i.
bir olayı hiç bir etki olmadan görme pure insight i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks heavy petting i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks petting i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks non-penetrative sex i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks outercourse i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks dry sex i.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks dry humping i.
bir kişinin genellikle sağlıklı ve ciddi bir hastalığı olmadan geçirdiği yaşam süresi healthspan i.
arzu olmadan yapılan seks acokoinonia i.
kişinin yönlendirmesi olmadan gelen talep unsolicited request i.
dalış takımı olmadan dalan japon kadın dalgıç ama i.
yüksek değerlerden yoksun olmadan kaynaklanan değersizlik despicability i.
(bir şey) olmadan uygulama dispensation i.
bilgi sahibi olmadan geliştirilen anlayış preapprehension i.
bir şeyin gerçek bilgisine sahip olmadan önce oluşan fikir veya görüş presentiment i.
kanıt olmadan bir şeye inanmak take something on faith f.
olmadan idare etmek do without f.
olmadan devam etmek go without f.
olmadan idare etmek go without f.
birinin haberi olmadan bir şey yapmak do something unbeknown to someone f.
(kanıt olmadan) iddia etmek allege f.
olmadan da yapabilmek dispense with f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu breath control play f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu asphyxiophilia f.
çocuğu olmadan ölmek die without issue f.
çocuğu olmadan ölmek die childless f.
kimselere muhtaç olmadan yaşamak live self-sufficiently f.
(birisi) olmadan yapamamak/idare edememek can't manage without someone f.
(birşeyle) (farkında olmadan) oynamak worry f.
kanıt olmadan kabul etmek beg f.
birinden kendi isteği olmadan bilgi elde etmek winkle information out of someone f.
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak help f.
emin olmadan aramak grope f.
emin olmadan arayarak bulmak grope f.
karşı baskı olmadan baskı uygulayarak eğeleme yapmak cross-file f.
sağlam gerekçesi olmadan inanmak feel f.
(ebeveynlerin fikir veya tavırlarını) farkında olmadan benimsemek introject f.
(bir şeyi) haddine olmadan yapmak presume f.
olmadan idare etmek forego f.
gözyaşı olmadan tearless s.
ihtimali olmadan unlikely s.
mikroskop olmadan görülebilecek kadar büyük macroscopical s.
kasıt olmadan unintentional s.
başkalarına yük olmadan kendi kendine yaşayabilen self-supporting s.
başkalarına yük olmadan kendi kendine yaşayabilen self-sustained s.
taşıyıcı olmadan carrier-free s.
düşünce olmadan yapılan nonthinking s.
tecrübe olmadan teori ile iş yürütmeye çalışan armchair s.
başlangıcı olmadan her zaman var olan unbegun s.
merasim olmadan unceremonial s.
resmiyet olmadan unceremonial s.
kraliçe gibi olmadan unqueenly s.
kraliçeye uygun olmadan unqueenly s.
kraliçeye ait olmadan unqueenly s.
kadın hizmetçi olmadan maidless s.
temizlikçi olmadan maidless s.
görüş olmadan yapılan blind s.
mikroskop olmadan görülemeyecek kadar küçük microscopical s.
farkında olmadan büyüleyen glossy s.
emin olmadan hareket eden groping s.
hükümdarlık izni olmadan yakalanamayan royal s.
temeli olmadan serbestçe dolanan (dedikodu) flying s.
(kamu otoritesi olmadan) özel ihraç edilen private s.
var olmadan öncesine ait veya ilişkin pre-emergence s.
var olmadan öncesine ait veya ilişkin preemergent s.
var olmadan önce gelen preexistent s.
araç gereç yardımı olmadan yapılmış seat-of-the-pants s.
farkında olmadan unawares zf.
haberi olmadan unbeknown zf.
malumatı olmadan in the dark zf.
kendine güveni olmadan wimpishly zf.
hiçbir değişiklik olmadan all day and every day zf.
delil olmadan reasonlessly zf.
alakadar olmadan uninquisitively zf.
haberi olmadan behind one's back zf.
farkında olmadan unwittingly zf.
bel kemiği olmadan spinelessly zf.
hedefi olmadan aimlessly zf.
haberim olmadan without my knowledge zf.
elinde olmadan unavoidably zf.
gerekçe olmadan without justification zf.
sınırlı olmadan without restraint zf.
sınırlı olmadan without restriction zf.
sınırlı olmadan in an unrestricted manner zf.
sınırlı olmadan unlimitedly zf.
farkında olmadan involuntarily zf.
kasıt olmadan unintentionally zf.
kasıt olmadan without deliberation zf.
kasıt olmadan inadvertently zf.
eyer olmadan bareback zf.
hiçbir değişiklik olmadan/yapmadan with no change zf.
vize olmadan without visa zf.
monoton olmadan nonmonotonically zf.
elinde olmadan reflexly zf.
haberi olmadan naively zf.
haberi olmadan unawarely zf.
yardım olmadan unaidedly zf.
farkında olmadan unbeware zf.
hareket etmeye niyeti olmadan unbudgingly zf.
aşırı yargılayıcı olmadan uncritically zf.
tedavisi olmadan uncurably zf.
(insanlarla iletişiminde) hassas olmadan undiplomatically zf.
etkileyici olmadan undramatically zf.
gerektiği gibi olmadan unduly zf.
sorumluluk sahibi olmadan undutifully zf.
görevine bağlı olmadan undutifully zf.
işine saygılı olmadan undutifully zf.
ampirik olmadan unempirically zf.
deneysel olmadan unempirically zf.
enerjik olmadan unenergetically zf.
gayretli olmadan unenergetically zf.
elzem olmadan unessentially zf.
şart olmadan unessentially zf.
zorunlu olmadan unessentially zf.
etik olmadan unethically zf.
toplumsal davranışa uygun olmadan unethically zf.
mesleki etiğe uygun olmadan unethically zf.
ilke sahibi olmadan unethically zf.
ahlak ilkesi olmadan unethically zf.
özel olmadan unexclusively zf.
münhasır olmadan unexclusively zf.
kişiye ait olmadan unexclusively zf.
pahalı olmadan unexpensively zf.
pahalıya mal olmadan unexpensively zf.
ehil olmadan unexpertly zf.
zoraki olmadan unforcedly zf.
mecbur olmadan unforcedly zf.
titiz olmadan unfussily zf.
detaycı olmadan unfussily zf.
kibar olmadan ungenteelly zf.
nazik olmadan ungenteelly zf.
ince olmadan ungenteelly zf.
temeli olmadan ungroundedly zf.
dayanağı olmadan ungroundedly zf.
aslı olmadan ungroundedly zf.
çekici olmadan unhandsomely zf.
insana göre olmadan unhumanly zf.
histerik olmadan unhysterically zf.
öğretici olmadan uninstructively zf.
öğretici olmadan uninformatively zf.
ilginç olmadan uninterestingly zf.
enteresan olmadan uninterestingly zf.
ironik olmadan unironically zf.
alaycı olmadan unironically zf.
lord gibi olmadan unlordly zf.
lordca olmadan unlordly zf.
lordvari olmadan unlordly zf.
sevgi dolu olmadan unlovingly zf.
kötücül olmadan unmaliciously zf.
kötü niyetli olmadan unmaliciously zf.
şeytanca olmadan unmaliciously zf.
anne gibi olmadan unmotherly zf.
annelere özgü olmadan unmotherly zf.
annelere yakışır olmadan unmotherly zf.
arkadaşça olmadan unneighborly zf.
dostça olmadan unneighborly zf.
yardımcı olmadan unneighborly zf.
arkadaşça olmadan unneighbourly zf.
dostça olmadan unneighbourly zf.
yardımcı olmadan unneighbourly zf.
resmi yetki olmadan unofficially zf.
sıklıkla olmadan unoften zf.
orijinal olmadan unoriginally zf.
özgün olmadan unoriginally zf.
yaratıcı olmadan unoriginally zf.
hakiki olmadan unoriginally zf.
ilginç olmadan unoriginally zf.
değişik olmadan unoriginally zf.
kökeni olmadan unoriginately zf.
menşei olmadan unoriginately zf.
dayandığı bir temel olmadan unoriginately zf.
başlangıcı olmadan unoriginately zf.
havalı olmadan unostentatiously zf.
affedilebilir olmadan unpardonably zf.
vatansever olmadan unpatriotically zf.
mükemmel olmadan unperfectly [obsolete] zf.
yok olmadan unperishably zf.
fani olmadan unperishably zf.
makul olmadan unplausibly zf.
uysal olmadan unpliably zf.
yumuşak başlı olmadan unpliably zf.
esnek olmadan unpliably zf.
kibar olmadan unpolitely zf.
yalandan olmadan unpretendingly zf.
numaradan olmadan unpretendingly zf.
yenilikçi olmadan unprogressively zf.
ilerici olmadan unprogressively zf.
saf olmadan unpurely zf.
gerçek olmadan unreally zf.
pişman olmadan unrepentingly zf.
tövbeli olmadan unrepentingly zf.
şikayetçi olmadan unrepiningly zf.
ritmik olmadan unrhythmically zf.
asil olmadan unroyally zf.
tatmin edici olmadan unsatiably zf.
bilimsel olmadan unscientifically zf.
bilim hakkında bilgisi olmadan unscientifically zf.
bilimsel yöntem hakkında bilgisi olmadan unscientifically zf.
nadir olmadan unseldom zf.
farkında olmadan unsensibly zf.
ayık olmadan unsoberly zf.
kendinde olmadan unsoberly zf.
sosyal olmadan unsocially zf.
sert olmadan unsolidly zf.
katı olmadan unsolidly zf.
tek parça olmadan unsolidly zf.
tam olmadan unsolidly zf.
birbirine bağlı olmadan unsolidly zf.
belirgin olmadan unspecifically zf.
belirli olmadan unspecifically zf.
tinsel olmadan unspiritually zf.
sabit olmadan unsteadfastly zf.
kararlı olmadan unsteadfastly zf.
sebatlı olmadan unsteadfastly zf.
sadık olmadan unsteadfastly zf.
sabit olmadan unsteadily zf.
uygun olmadan unsuitably zf.
leke olmadan untaintedly zf.
maddi olmadan untangibly zf.
fiziksel varlığı olmadan untangibly zf.
narin olmadan untenderly zf.
hassas olmadan untenderly zf.
yumuşak olmadan untenderly zf.
nazik olmadan untenderly zf.
birlikte olmadan untogether zf.
geleneksel olmadan untraditionally zf.
çevrilmesi mümkün olmadan untranslatably zf.
kanuni dayanağı olmadan unwarrantedly zf.
açıkgöz olmadan unwatchfully zf.
uyanık olmadan unwatchfully zf.
tetikte olmadan unwatchfully zf.
tehlikelere karşı dikkatli olmadan unwatchfully zf.
farkında olmadan unweetingly [obsolete] zf.
ne yaptığının farkında olmadan unweetingly [obsolete] zf.
akıllıca olmadan unwittily zf.
zekice olmadan unwittily zf.
kıvrak zekalı olmadan unwittily zf.
ince zekalı olmadan unwittily zf.
olağan olmadan unwontedly zf.
haberi olmadan blind zf.
yönlendirme olmadan blind zf.
uygun bilgiler olmadan blind zf.
girişi olmadan blindly zf.
çıkışı olmadan blindly zf.
uygun olmadan wrong zf.
elinde olmadan helplessly zf.
aktif bir şekilde tepki verme yetisi olmadan helplessly zf.
yetkin olmadan hors de combat zf.
denk olmadan morganatically zf.
ara kademe olmadan direct zf.
elinde olmadan of force zf.
(elektrik, su) şebeke sistemlerine bağlı olmadan off the grid zf.
alacağı vereceği olmadan on the square with zf.
yarını belli olmadan only from day to day zf.
gizlisi saklısı olmadan openly zf.
gri olmadan in color zf.
ışık olmadan in darkness zf.
iletişim yolu olmadan incommunicado zf.
bağlantı olmadan inconnexedly [obsolete] zf.
kabahati olmadan inculpably zf.
resmi yetki olmadan inofficially zf.
dizgilenecek kopya olmadan on the slate [uk] zf.
dizgilenecek kopya olmadan on the slate [uk] zf.
sınırlı olmadan not limited to ed.
...önyargısı olmadan without prejudice of ed.
bağlantılı olmadan without ed.
bölünme olmadan anlamı veren ön ek holo- ök.
Phrasals
(birisi veya bir şey) olmadan yapamamak cannot carry on without someone or something f.
(bir şeyi) pek ciddi olmadan düşünmek flirt with (something) f.
her durakta biletini göstermek zorunda olmadan şehirler arası seyahat etmek check through f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) yerleştirmek plant (something) on f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) koymak plant (something) on f.
olmadan yapmak carry on without f.
(biri/bir şey) olmadan devam etmek carry on without (someone or something) f.
(biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek carry on without (someone or something) f.
(biri olmadan/bir şeysiz) kalmak find (oneself) without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) devam etmek get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) hayatta kalmak get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) idare etmek get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) dayanmak get on (without someone or something) f.
olmadan dayanmak get along without f.
olmadan idare etmek get along without f.
olmadan ayakta kalmak get along without f.
olmadan yapmak get along without f.
(biri/bir şey olmadan) devam etmek get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) idare etmek get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) dayanmak get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan yapmak get along without (someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) devam etmek get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) idare etmek get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) dayanmak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan yapmak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan yaşamak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan idare etmek get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey olmadan) geçinmek get on (without someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan devam edebilmek go without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan idare edebilmek go without (someone or something) f.
(biri olmadan/bir şeysiz) yapabilmek go without (someone or something) f.
olmadan yaşamak live without f.
olmadan yapmak/idare etmek manage without f.
olmadan işlevini sürdürmek manage without f.
(biri/bir şey) olmadan yapmak/idare etmek manage without (someone or something) f.
(biri olmadan/bir şeysiz) idare etmek manage without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan işlevini sürdürmek manage without (someone or something) f.
Phrases
bir aksilik olmadan if nothing goes wrong expr.
babasının izni olmadan without his father’s say-so expr.
baskı olmadan without pressure expr.
çok geç olmadan sooner rather than later expr.
farkında bile olmadan without even realizing it expr.
hava olmadan without air expr.
hiçbir koşul olmadan without any terms or conditions expr.
hiçbir vade olmadan without any terms expr.
elinde olmadan in spite of oneself expr.
hiçbir kısıtlama olmadan without any limitations expr.
hiçbir koşul olmadan without any terms expr.
haberi olmadan to one's secret expr.
hiçbir şeye patlamadan/mal olmadan at the expense of nothing expr.
izni olmadan without one's permission expr.
ihtiyaç olmadan without any necessity expr.
kasıt olmadan without deliberate intent expr.
sınırlı olmadan but not limited to expr.
rızası olmadan without one's consent expr.
tutar limiti olmadan with no price limit expr.
üniversite diploması olmadan without a college degree expr.
üniversite diploması olmadan without a university degree expr.
o olmadan da yaşayamazmış gibi as if (one's) life depends on it expr.
o olmadan da yaşayamazmış gibi like (one's) life depends on it expr.
o olmadan da yaşayamazmış gibi if (one's) life depended on it expr.
elinde olmadan despite (oneself) expr.
elinde olmadan despite yourself expr.
tarihsel veriler olmadan without historical data expr.
huzursuzluk olmadan without unrest expr.
(bir şey) olmadan önce uyanmış up before (something) expr.
(bir şey) olmadan önce kalkmış up before (something) expr.
ön hazırlık vakti olmadan at (very) short notice expr.
Proverb
umut olmadan yaşam olmaz if it were not for hope, the heart would break expr.
gerekli malzeme olmadan bir iş yapılamaz you can't make bricks without straw
birlik olmadan dirlik olmaz united we stand divided we fall
kış olmadan bahar olmaz there is no spring without a winter
emek olmadan yemek olmaz nothing gained
emek olmadan yemek olmaz nothing ventured nothing gained
gerekli malzeme olmadan bir iş yapılamaz you cannot make bricks without straw
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
sabah gülen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar sing before breakfast, you'll cry before night
sabah gülen akşam olmadan ağlar sing before breakfast, you'll cry before night
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın sing before breakfast, you'll cry before night
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
emek olmadan yemek olmaz he that would eat the fruit must climb the tree
vicdan azabı çeken biri dışarıdan birinin suçlaması olmadan da sonunda suçunu itiraf eder a guilty conscience needs no accuser
iyice hazır olmadan bir işe kalkışma don't go near the water until you learn how to swim
birlik olmadan dirlik olmaz united we stand
Colloquial
ilk eş (özellikle zengin olmadan önce birlikte fedakarlıklara katlanan ve koca zengin olup gözü dışarıda olmaya başlayınca baştan savılan eş) starter wife i.
farkında olmadan arama pocket dial i.
yeterli delil olmadan birini hapse atmak railroad f.
yeterli delil olmadan birini mahkum etmek railroad f.
yeterince malzeme vb olmadan işe kalkışmak make brick without straw f.
telefon kilidi açık kaldığı için farkında olmadan birini aramak pocket dial f.
farkında olmadan aramak pocket dial f.
engel/kısıtlama olmadan yapmak let it rip f.
(bir şeyi) kısıtlama olmadan yapmak let (something) rip f.
kısıtlama olmadan yapmak let her rip f.
birlikte yaşamak (evli olmadan) live in f.
(biri/bir şey) olmadan bir hiç olmak be lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan normal hayatını/işleyişini sürdürememek be lost without (someone or something) f.
iyice rezil olmadan bir şeye son vermek cut losses f.
(biri olmadan/bir şeysiz) yapmak do without (someone or something) f.
(biri olmadan/bir şeysiz) idare etmek do without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan idare etmek do without (someone or something) f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get while the getting is good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get while the gettin's good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get while the getting's good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get while the goin's good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get while the going is good f.
yeterli delil olmadan (birini) suçlu bulmak railroad (one) f.
yeterli delil olmadan (birini) mahkum etmek railroad (one) f.
(bir şey) olmadan da idare edebilirsin you can dispense with (something) expr.
bilgim ve rızam olmadan without my knowledge and consent expr.
hiçbir kısıtlama olmadan with no restraints expr.
en ufak bir fikri olmadan without the faintest notion expr.
iznin olmadan without your authorization expr.
izniniz olmadan without your authorization expr.
izniniz olmadan without your permission expr.
iznin olmadan without your permission expr.
yardımım olmadan with no help from me expr.
zorunda olmadan without having to expr.
en önemli kişi/şey olmadan olmaz (there's) no show without punch expr.
en önemli kişi/şey olmadan tadı çıkmaz (there's) no show without punch expr.
en önemli kişi/şey olmadan hiç olur mu (there's) no show without punch expr.
Idioms
işçilerin haberi olmadan patronlarla sendika liderlerinin anlaşması sweetheart contract i.
kesin kanıt olmadan bir şeye inanmayan kimse a doubting thomas i.
karanlıktan olmadan mum yakmak burn daylight f.
kimseye muhtaç olmadan doyabilmek keep the wolf from the door f.
emekli olmadan önce ölmek die in harness f.
seçimi kazanıp kazanmayacağı belli olmadan plan/hazırlık yapmaya başlamak measure for drapes f.
dünya (yıkılsa) umurunda olmadan yaşamak breeze along f.
detone olmadan bir şarkıyı veya nakaratı bile söyleyememek couldn't carry a note in a bucket f.
biri olmadan/birinin yokluğunda bir hiç olmak be lost without someone f.
başkalarına muhtaç olmadan bir şeyi yapmak pull oneself up by one's bootstraps f.
iyice rezil olmadan bir şeye son vermek cut one's losses f.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring f.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring f.
(bir şey olmadan önce) yersiz yere ve aşırı endişelenmek cross a bridge before one comes to it f.
(bir şey olmadan önce) yersiz yere ve aşırı endişelenmek cross that bridge before one comes to it f.
hazır olmadan bir başlangıç yapmak get off to a false start f.
(biri/bir şey) olmadan kendini kaybolmuş hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini çaresiz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini savunmasız hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini güçsüz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini yalnız/kimsesiz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini işlevsiz/işe yaramaz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini aciz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini yeteneksiz hissetmek feel lost without (someone or something) f.
(biri/bir şey) olmadan kendini zayıf hissetmek feel lost without (someone or something) f.
evine kentsel kaynaklar bağlı olmadan yaşamak live off the grid f.
içinde hiçbir şüphe olmadan huzurlu uyumak sleep the sleep of the just f.
içinde hiçbir şüphe olmadan huzurlu uyumak sleep the sleep of the just f.
hata/şaşırma payı olmadan yapmak/yaşamak be cutting it fine f.
hazır olmadan başlamak be off to a false start f.
(biriyle) evli olmadan beraber yaşamak be shacked up with (someone) f.
haddi olmadan (bir şey yapmak) make so bold (as to do something) f.
haddi olmadan (bir şey yapmak) be so bold (as to do something) f.
haddi olmadan (bir şey yapmak) be so bold as to (do something) f.
haddi olmadan yapmak be so bold as to do f.
yapacak bir şeyi olmadan/bir şey yapmadan beklemek be twiddling (one's) thumbs f.
yapacak bir şeyi olmadan/bir şey yapmadan beklemek be twiddling your thumbs f.
detone olmadan şarkı söyleyebilmek can carry a tune f.
detone olmadan bir şarkıyı bile söyleyememek couldn't carry a tune in a bucket f.
(bir şey olmadan önce) yersiz yere ve aşırı endişelenmek cross a/that bridge before (one) comes to it f.
bir şey daha olmadan telaşına kapılmak cross a/that bridge before (one) comes to it f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get out while the gettin's good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get out while the getting is good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get out while the goin's good f.
çok geç olmadan kendini kurtarmak get out while the going is good f.
aksilik olmadan ilerlemek go off without a hitch f.
bir şeyi elinde olmadan yapmak must needs do something f.
kanıt olmadan inanmak take on faith f.
… olmadan bir hiç olan lost without s.
… olmadan normal hayatını/işleyişini sürdüremeyen lost without s.
(biri/bir şey) olmadan bir hiç olan lost without (someone or something) s.
(biri/bir şey) olmadan normal hayatını/işleyişini sürdüremeyen lost without (someone or something) s.
hiçbir şey eksik olmadan to the teeth zf.
farkında olmadan/ hızlıca in a blur zf.
emin olmadan with a grain of salt zf.
emin olmadan with a pinch of salt zf.
ön bilgilendirme olmadan out of a clear (blue) sky zf.
ön bilgilendirme olmadan out of the clear (blue) sky zf.
bir aksilik olmadan without a hitch expr.
çok geç olmadan before it is too late expr.
çok geç olmadan before it was too late expr.
hiçbir kısıtlama olmadan no holds barred expr.
içten olmadan with a bad grace expr.
içli dışlı/senli benli/sıkı fıkı olmadan/mesafeli on an arm's length basis expr.
kimsenin yardımı olmadan off one's own bat expr.
üzerinde herhangi bir borç veya ipotek olmadan free and clear expr.
sabah olmadan zero dark thirty expr.
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek on the wallaby (track) expr.
haberi olmadan behind back expr.
elinde olmadan in spite of yourself expr.
(bir şeyi) elinde olmadan yapmak do something in spite of yourself expr.
hiçbir kısıtlama olmadan no-holds-barred expr.
müdahil olmadan on the sidelines expr.
hiçbir uyarı olmadan scarborough warning [uk] expr.
(birinin) haberi olmadan unbeknown to (one) expr.
(birinin) haberi olmadan unbeknownst to (one) expr.
(birinin) haberi olmadan unknown to (one) expr.
içten olmadan with bad grace expr.
emin olmadan with reservations expr.
hiçbir dayanağı olmadan without a leg to stand on expr.
tutunacak dalı olmadan without a leg to stand on expr.
hiçbir desteği olmadan without a leg to stand on expr.
hiçbir kanıtı/delili olmadan without a leg to stand on expr.
hiçbir gerekçesi olmadan without a leg to stand on expr.
zevksiz bir çaba/öğrenme süreci olmadan without tears expr.
(bir şey olmadan bir şey) olmaz you can't spell (something) without (something else) expr.
belli bir kural olmadan no hard and fast rules expr.
Speaking
ailem olmadan yaşayamam I can't live without my family expr.
benim kabahatim olmadan through no fault of my own expr.
daha geleli 24 saat bile olmadan not 24 hours inside expr.
emek olmadan yemek olmaz no pain no gain expr.
gece olmadan before nightfall expr.
karanlık olmadan before it gets dark expr.
olmadan önce before it happens expr.