Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | muhtemel olmayan | unlikely s. | ||
We both know that's unlikely to happen. Bunun olmasının muhtemel olmadığını ikimiz de biliyoruz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | muhtemel olmayan | improbable s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | ölümle sonuçlanma riski muhtemel olmayan intihar girişimi | parasuicide i. |
Genel | başarması muhtemel olmayan | unsucceedable s. |
Card | ||
İskambil | sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek | balk f. |
İskambil | sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek | bauk [dialect] f. |
İskambil | sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek | baulk [uk] f. |