İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | libya i. | libya | ||
There would appear, however, to be two conflicting trends in Libya. Ancak Libya'da birbiriyle çelişen iki eğilim olduğu görülmektedir. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | libya | libya i. | ||
What opportunities does this new situation open up for relations between the European Union and Libya? Bu yeni durum Avrupa Birliği ile Libya arasındaki ilişkiler açısından ne gibi fırsatlar yaratmaktadır? More Sentences |
||||
Genel | libya | libyan s. | ||
The relative weight of the two Libyan points of view naturally depends upon Colonel Gadaffi's ambitions. Libya'nın iki bakış açısının göreceli ağırlığı doğal olarak Albay Gadaffi'nin hırslarına bağlıdır. More Sentences |
||||
Genel | libya | bengasi i. | ||
Geography | ||||
Coğrafya | libya | libia [italian] i. |