leash - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

leash

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"leash" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
leash i. tasma
leash i. yular
General
leash i. köpek kayışı
leash i. göğüs tasması
leash i. tasma kayışı
leash i. tasma yuları
leash i. tasma ipi
leash i. tasma kayışı
leash i. üç
leash i. dizginleme
leash i. kontrol
leash i. kısıtlama
leash i. zapt
leash i. üç kişiden oluşan grup
leash i. üçlü grup
leash f. birbirine bağlamak
leash f. bağlamak
leash f. iple bağlamak
leash f. dizginlemek
leash f. zapt etmek
leash f. kontrol altında tutmak
Military
leash i. tasma kayışı
leash i. yular
Hunting
leash i. üç cins hayvandan oluşan grup
leash i. üçlü grup
leash i. üç farklı hayvandan oluşan takım

"leash" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 69 sonuç

İngilizce Türkçe
General
freak on a leash i. tasmalı ucube
off-leash park i. köpeklerin tasmasız dolaştırılabildiği park
training leash i. köpek eğitim tasması
trainer leash i. köpek eğitim tasması
dog leash i. (köpek) gezdirme ipi
hold in leash f. yularını elden bırakmamak
put a leash on the dog f. köpeğe tasma takmak
put the dog on a leash f. köpeğe tasma takmak/bağlamak
Colloquial
strain at the leash f. kabına sığmamak
strain at the leash f. sabırsızlık göstermek
strain at the leash f. sabırsızlanmak
strain at the leash f. yerinde duramamak
Idioms
long leash i. serbestlik
long leash i. özgürlük
give a long leash f. başıboş bırakmak
give a long leash f. kendi havasına bırakmak
give a long leash f. dizginlerini salıvermek
give a long leash f. serbest bırakmak
keep (a person) on a short leash f. (birini) sıkı kontrol altında tutmak
keep somebody on a tight leash f. birinin dizginlerini elinde tutmak
be straining at the leash f. bir şeyi yapmak için sabırsızlanmak
have somebody on a tight leash f. birinin dizginlerini eline almak
put a tighter leash on something f. bir şeyi dizginlemek/denetim altına almak
keep somebody on a short leash f. birinin dizginlerini eline almak
keep somebody on a short leash f. birinin dizginlerini elinde tutmak
have somebody on a short leash f. birinin dizginlerini eline almak
keep somebody on a tight leash f. birinin dizginlerini eline almak
keep somebody on a short leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
have somebody on a short leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
be straining at the leash f. yerinde zor durmak
have somebody on a tight leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
keep somebody on a tight leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
be kept on a short leash f. sıkı kontrol altında tutulmak
be kept on a short leash f. özgürlüğü kısıtlanmak
be kept on a short leash f. ipleri/dizginleri elde tutulmak
be kept on a tight leash f. sıkı kontrol altında tutulmak
be kept on a tight leash f. özgürlüğü kısıtlanmak
be kept on a tight leash f. ipleri/dizginleri elde tutulmak
be on a short leash f. sıkı kontrol altında olmak
be on a short leash f. özgürlüğü kısıtlanmak
be on a short leash f. ipleri/dizginleri elde tutulmak
be on a tight leash f. sıkı kontrol altında olmak
be on a tight leash f. özgürlüğü kısıtlanmak
be on a tight leash f. ipleri/dizginleri elde tutulmak
have (one) on a short leash f. (birinin) dizginlerini eline almak
have (one) on a short leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
have (someone) on a tight leash f. (birinin) dizginlerini eline almak
have (someone) on a tight leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
have brain on a leash f. sarhoş olmak
keep (one) on a tight leash f. (birinin) dizginlerini eline almak
keep (one) on a tight leash f. (birinin) dizginlerini elinde tutmak
keep (one) on a tight leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
keep (someone) on a short leash f. (birinin) dizginlerini elinde tutmak
keep (someone) on a short leash f. (birinin) dizginlerini eline almak
keep (someone) on a short leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
off the leash s. kontrolden çıkmış
on a tight leash expr. sıkı kontrol altında
on a tight leash expr. (at/köpek) (bir yere/direğe vb) sıkı sıkıya bağlanmış
off the leash expr. zıvanadan çıkmış
on a short leash expr. sıkı kontrolü altında
on a short leash expr. dizginlerini eline almış
on a short leash expr. özgürlüğünü kısıtlamış
ona a short leash expr. özgürlüğü kısıtlanmış
ona a short leash expr. sıkı kontrol altında
Law
leash law i. köpeklerin halka açık yerlerde tasmayla dolaştırılmasını gerektiren hüküm
Military
dog leash i. köpek sevk kayışı
dog leash i. tasma kayışı
Slang
have one's brain on a leash f. sarhoş olmak
on a tight leash expr. uyuşturucu müptelası/bağımlısı/tiryakisi