lead-in - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

lead-in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"lead-in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lead-in i. giriş
lead-in i. besleme
Media
lead-in i. bir programdan önce gelen program
lead-in i. bir programın reklamdan önceki kısmı
Technical
lead-in i. ağız
lead-in i. giriş
lead-in i. girizgah
Telecom
lead-in i. giriş izolatörü
Electric
lead-in i. giriş kablosu
lead-in s. girdiyi elektrik cihazına veya elektronik cihaza taşıyan
Television
lead-in i. anten girişi
lead-in i. anten bağlantısı

"lead-in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lead in i. giriş
take the lead in f. önayak olmak
Phrasals
lead in f. bir şeye girmek/girişmek/başlamak
lead in f. konuya girmek
lead in f. konuya giriş yapmak
Idioms
lead in (one's) pencil i. cinsel gücünde artış
lead in (one's) pencil i. dinçleşme
lead in (one's) pencil i. enerjik/aktif hale gelme
lead in (one's) pencil i. zinde olma
lead in (one's) pencil i. gücü/kuvveti yerine gelme
put lead in one's pencil f. cinsel gücünü arttırmak
put lead in your pencil f. cinsel gücünü arttırmak
have lead in (one's) pants f. ağır hareket etmek
have lead in (one's) pants f. tembel davranmak
have lead in (one's) pants f. yavaş hareket etmek
have lead in one’s pencil f. dinç olmak
have lead in one’s pencil f. enerjik olmak
have lead in one’s pencil f. aktif olmak
have lead in one’s pencil f. zinde olmak
Technical
lead-in groove i. başlangıç yivi
lead-in wire i. giriş teli
lead in insulator i. giriş yalıtkanı
lead in pipe i. giriş borusu
lead-in groove i. giriş yivi
lead-in wire i. giriş iletkeni
high-power lead-in i. yüksek akım girişi
Construction
lead-in insulator i. giriş yalıtkanı
lead-in pipe i. giriş borusu
Aeronautic
lead-in line i. giriş hattı
Slang
have lead in one’s pencil f. ereksiyon olmak
have lead in one’s pencil f. sertleşmek
have lead in one’s pencil f. penisi kalkmak
British Slang
put lead in one's pencil f. güç vermek
put lead in one's pencil f. kuvvet vermek