Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kuyrukluyıldız | comet i. | ||
Don't mix up comets and asteroids. Kuyrukluyıldız ve asteroitleri karıştırmayın. More Sentences |
||||
Astronomy | ||||
Gökbilim | kuyrukluyıldız | comet i. | ||
It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets. Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Astronomy | ||
Gökbilim | dünya'nın yakınından geçen asteroid, kuyrukluyıldız veya göktaşı gibi uzaydaki bir nesne | near-earth object i. |
Gökbilim | kuyrukluyıldız saçı | coma i. |
Gökbilim | kuyrukluyıldız çekirdeği | cometary nucleus i. |
Gökbilim | kuyrukluyıldız saçı | envelope i. |
Gökbilim | kuyrukluyıldız kuyruğu | plasma tail i. |