| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | korsanlık | piracy i. | ||
|
Information insecurity would lead us into an age of piracy. Bilgi güvensizliği bizi bir korsanlık çağına sürükleyecektir. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | korsanlık | piracy i. | ||
|
Piracy of audio¬visual materials remains a serious problem. Görsel-işitsel malzemelerde korsanlık ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | korsanlık | piracy i. | ||
|
Particular attention should be paid to measures to combat counterfeit and piracy. Sahtecilik ve korsanlık ile mücadele etmeye yönelik tedbirlere özel dikkat gösterilmelidir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | korsanlık | hijacking i. | ||
| Genel | korsanlık | filibusterism [obsolete] i. | ||
| Law | ||||
| Hukuk | korsanlık | privateering i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | akdeniz'de korsanlık | piracy in mediterranean i. | ||
| Genel | genellikle bir adaya terkedilmiş olup korsanlık yaparak hayatta kalmayı başaran kimse | marooner i. | ||
| Genel | korsanlık yapan kimse | pirate i. | ||
| Genel | korsanlık yapmak | pirate f. | ||
| Genel | korsanlık yapmak | buccaneer f. | ||
| Genel | hükümet izniyle korsanlık yapmak | privateer f. | ||
| Genel | korsanlık etmek | pirate f. | ||
| Genel | korsanlık yapmak | picaroon f. | ||
| Genel | korsanlık yapmak | pickeer [obsolete] f. | ||
| Genel | korsanlık karşıtı | anti-piracy s. | ||
| Law | ||||
| Hukuk | biyolojik korsanlık | biopiracy i. | ||
| Telecom | ||||
| Telekom | korsanlık amaçlı programlar | rootkit i. | ||
| Marine | ||||
| Denizcilik | korsanlık fermanı | letter of marque i. | ||
| Denizcilik | orta çağ iskandinavyası'nda korsanlık yapan lider | sea king i. | ||
| Denizcilik | geniş çaplı korsanlık yapan gemi | sea rover i. | ||
| History | ||||
| Tarih | korsanlık yapan | freebooting s. | ||
| Slang | ||||
| Argo | korsanlık yapmak | sail the high seas f. | ||
