Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kaydırmak | slide f. | ||
Tom slid open the door. Tom kapıyı kaydırarak açtı. More Sentences |
||||
Genel | kaydırmak | shift f. | ||
In the future more freight is to be shifted from road to other more environmentally friendly modes of transport. Gelecekte daha fazla yükün karayolundan çevre dostu diğer ulaşım yöntemlerine kaydırılması gerekmektedir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | kaydırmak | slide f. | ||
Tom slid down the water slide. Tom su kaydırağını aşağı kaydırdı. More Sentences |
||||
Teknik | kaydırmak | slip f. | ||
I slipped an ice cube down her shirt. Gömleğinden aşağı bir buz küpü kaydırdım. More Sentences |
||||
Teknik | kaydırmak | scroll f. | ||
Scroll down to the bottom of the page. Sayfanın altına doğru kaydırın. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kaydırmak | slither f. | ||
Genel | kaydırmak | glide f. | ||
Genel | kaydırmak | dislocate f. | ||
Genel | kaydırmak | skid f. | ||
Genel | kaydırmak | scoot f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | kaydırmak | scoot down f. | ||
Öbek Fiiller | kaydırmak | slide something out of something f. | ||
Öbek Fiiller | kaydırmak | and slide something out f. | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | kaydırmak | float f. | ||
Bilgisayar | kaydırmak | swipe f. | ||
Bilgisayar | kaydırmak | roll f. |