Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | katlanılır | tolerable s. | ||
His arrogance is no longer tolerable. Onun kibri artık katlanılır değil. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | katlanılır | bearable s. | ||
The pain finally became bearable. Acı sonunda katlanılabilir hale geldi. More Sentences |
||||
Genel | katlanılır | endurable s. | ||
Genel | katlanılır | sufferable s. | ||
Genel | katlanılır | comportable [obsolete] s. |