Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | karıncalanmak | crawl f. |
Genel | karıncalanmak | tingle f. |
Genel | karıncalanmak | feel benumbed f. |
Genel | karıncalanmak | swarm f. |
Genel | karıncalanmak | formicate f. |
Genel | karıncalanmak | prickle f. |
Genel | karıncalanmak | have pins and needles f. |
Idioms | ||
Deyim | karıncalanmak | get pins and needles f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | karıncalanmak (vücutta bir yer) | tingle f. |
Genel | zevkle karıncalanmak | tickle [obsolete] f. |
Idioms | ||
Deyim | çalışmaktan beyni karıncalanmak | beat (one's) brains out f. |
Deyim | çalışmaktan beyni karıncalanmak | beat someone's brains out f. |
Deyim | çalışmaktan beyni sulanmak/karıncalanmak | beat brains out f. |