Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | kampüste | on campus expr. | ||
Sami has been living on campus for years. Sami yıllardır kampüste yaşıyormuş. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | kampüste herkesçe tanınan ve önem verilen kız öğrenci | big woman on campus (bwoc) i. |
Idioms | ||
Deyim | kampüste herkesçe tanınan ve önem verilen kız öğrenci (kendini beğenmişler için alay yollu da söylenir) | big woman on campus i. |
Education | ||
Eğitim | eton college'da ana kampüste yaşayan öğrenci | tug [brit] i. |
Eğitim | eton college'da ana kampüste yaşayan öğrenci | colleger i. |
Eğitim | kampüste yerleşim birimleri | plan of the campus i. |
Eğitim | kampüste gerçekleşen | on-campus [us] zf. |