Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kalıntılar | relics i. | ||
In any case, misogynistic clichés should soon be seen as ridiculous relics of times that are no more. Her halükarda, kadın düşmanı klişeler artık olmayan zamanların gülünç kalıntıları olarak görülmelidir. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kalıntılar | remains i. | ||
Yaygın Kullanım | kalıntılar | ruins i. | ||
General | ||||
Genel | kalıntılar | antiquity i. | ||
Genel | kalıntılar | ashes i. | ||
Technical | ||||
Teknik | kalıntılar | inclusions i. |