Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
in call
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"in call"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Computer
1
Bilgisayar
in call
i.
gelen çağrı
2
Bilgisayar
in call
expr.
aramada
"in call"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 123 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
call in
f.
(birini ) (bir yere) çağırmak
2
Yaygın Kullanım
call in
f.
yardım çağırmak
General
3
Genel
call-in
i.
radyo ya da televizyon programına telefonla katılan
4
Genel
call-in
i.
takipçilerin yayına telefonla katılabildikleri radyo ya da televizyon programı
5
Genel
call in
f.
davet etmek
6
Genel
call in
f.
tedavülden kaldırmak
7
Genel
call in
f.
toplamak
8
Genel
call in
f.
çağırmak (yardımcı/danışman olarak)
9
Genel
call in
f.
tedavülden kaldırmak (parayı)
10
Genel
call in
f.
tedavülden çekmek
11
Genel
call in a fire
f.
itfaiye çağırmak
12
Genel
call in
f.
iade edilmesini istemek (bir şeyin)
13
Genel
call in sick
f.
hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek
14
Genel
call in
f.
ödenmesini istemek (borcun)
15
Genel
call in question
f.
gölge düşürmek
16
Genel
call in question
f.
doğruluğundan şüphe etmek
17
Genel
call in an electrician
f.
elektrikçiyi çağırmak
18
Genel
call in
f.
yardıma çağırmak
19
Genel
call in
f.
tahsil etmek
20
Genel
call in question
f.
soru sormak
21
Genel
call in
f.
şüphelendirmek
22
Genel
call in
f.
geri isteyip toplamak
23
Genel
call down someone in front of everybody
f.
birisini herkesin önünde rezil etmek
24
Genel
call down someone in front of everybody
f.
birisini herkesin önünde azarlamak
25
Genel
call in sick
f.
işten hastalık izni almak
26
Genel
call in for back up
f.
(polis) destek istemek
27
Genel
call in a favor
f.
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek
28
Genel
call in a favour
f.
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek
Phrasals
29
Öbek Fiiller
call in
f.
birini bir yere çağırmak
30
Öbek Fiiller
call in to
f.
birini bir yere çağırmak
31
Öbek Fiiller
call in
f.
(telefonla) sipariş etmek
32
Öbek Fiiller
call in to
f.
(telefonla) sipariş etmek
33
Öbek Fiiller
call in
f.
birinin yardımını istemek
34
Öbek Fiiller
call in to
f.
birinin yardımını istemek
35
Öbek Fiiller
call in
f.
piyasadan çekmek
36
Öbek Fiiller
call in to
f.
piyasadan çekmek
37
Öbek Fiiller
call in
f.
(telefonla) bildirmek
38
Öbek Fiiller
call in to
f.
(telefonla) bildirmek
39
Öbek Fiiller
call in
f.
(telefonla) rapor etmek/belirtmek
40
Öbek Fiiller
call in to
f.
(telefonla) rapor etmek/belirtmek
41
Öbek Fiiller
call in
f.
(telefonla) bir yeri aramak
42
Öbek Fiiller
call in to
f.
(telefonla) bir yeri aramak
43
Öbek Fiiller
call in
f.
(borç veya parayı) toplamak
44
Öbek Fiiller
call in
f.
bir araya gelmek için davet etmek
45
Öbek Fiiller
call in
f.
geri çekilmek
46
Öbek Fiiller
call in
f.
(parayı) piyasadan toplatmak
47
Öbek Fiiller
call in
f.
birinin fikrine başvurmak
48
Öbek Fiiller
call someone in
f.
içeriye (görüşmeye) çağırmak
49
Öbek Fiiller
call someone or something in
f.
biri/bir şey aramak
50
Öbek Fiiller
call someone or something in
f.
birine/bir şeye ihtiyaç duymak
51
Öbek Fiiller
call something (back) in
f.
bir şeyi geri toplamak
52
Öbek Fiiller
call something (back) in
f.
bir şeyi piyasadan toplamak
53
Öbek Fiiller
call something (back) in
f.
bir şeyin iade edilmesini istemek
54
Öbek Fiiller
call something (back) in
f.
bir şeyi piyasadan çekmek
55
Öbek Fiiller
call something in
f.
bir şeyi geri toplamak
56
Öbek Fiiller
call something in
f.
bir şeyi piyasadan toplamak
57
Öbek Fiiller
call something in
f.
bir şeyin iade edilmesini istemek
58
Öbek Fiiller
call something in
f.
bir şeyi piyasadan çekmek
59
Öbek Fiiller
call in (to some place)
f.
(bir yeri) aramak
60
Öbek Fiiller
call in (to some place)
f.
(bir yere) telefon etmek
61
Öbek Fiiller
call in (to some place)
f.
(bir merkezi, iş yerini) arayıp mesajları kontrol etmek
62
Öbek Fiiller
call in
f.
(bir yere) çağırmak
63
Öbek Fiiller
call in
f.
yanına çağırmak
64
Öbek Fiiller
call in
f.
(birini) çağırmak
65
Öbek Fiiller
call in
f.
(birini) yardıma çağırmak
66
Öbek Fiiller
call in
f.
(birinden) yardım istemek
67
Öbek Fiiller
call in
f.
(birinden) görüş rica etmek
68
Öbek Fiiller
call in
f.
(birinin) yardımını istemek
69
Öbek Fiiller
call in
f.
(bir yeri) aramak
70
Öbek Fiiller
call in
f.
(bir yere) telefon etmek
71
Öbek Fiiller
call in
f.
(bir yeri) telefonla aramak
72
Öbek Fiiller
call in
f.
telefonla sipariş vermek
73
Öbek Fiiller
call in
f.
eve, iş yerine söylemek
74
Öbek Fiiller
call in
f.
geri toplamak
75
Öbek Fiiller
call in
f.
piyasadan toplamak
76
Öbek Fiiller
call in
f.
iade edilmesini istemek
77
Öbek Fiiller
call in
f.
piyasadan çekmek
78
Öbek Fiiller
call in
f.
telefonla bildirmek
79
Öbek Fiiller
call in
f.
arayıp bildirmek
80
Öbek Fiiller
call in
f.
arayıp ihbar etmek
81
Öbek Fiiller
call in
f.
arayıp şikayet etmek
82
Öbek Fiiller
call someone or something in
f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine çağırmak
83
Öbek Fiiller
call someone or something in
f.
birine/bir şeye bir şeye gelmesi/girmesi için seslenmek
84
Öbek Fiiller
call in to
f.
bir konuda bir uzmanın görüşünü almak
85
Öbek Fiiller
call in
f.
bir konuda bir uzmanın görüşünü almak
Idioms
86
Deyim
call-in
i.
radyo veya televizyon programına telefonla katılma
87
Deyim
call in your chips
f.
araya adam sokmak
88
Deyim
call in a favour
f.
bir zamanlar yapılmış olan bir iyiliğin karşılığını istemek
89
Deyim
call someone every name in the book
f.
birisine demediğini bırakmamak
90
Deyim
call someone every name in the book
f.
birine ağzına geleni söylemek
91
Deyim
call in one's chips
f.
bir şeylerini satmak
92
Deyim
call in a favour
f.
eski alacakları/borçları (iyilikleri) tahsil etmek
93
Deyim
call in sick
f.
hasta olduğunu söyleyip (ya da bahane edip) işe gitmemek
94
Deyim
call in one's chips
f.
kendine ait olan şeyleri (hisse vb) satmak
95
Deyim
call in one's chips
f.
ölmek
96
Deyim
call in your chips
f.
torpil yaptırmak
97
Deyim
put something in will-call
f.
(kaparo) ödeyip ürünü ayırtmak
98
Deyim
put something in will-call
f.
(parasının bir kısımını ödeyerek) ürünü ayırtmak
99
Deyim
call in/into question
f.
şüphe uyandırmak
100
Deyim
call in (one's) marker
f.
(birinden) geri ödeme talep etmek
101
Deyim
call in (one's) marker
f.
(birinden) ödeme iadesi talep etmek
102
Deyim
call in question
f.
tartışma konusu yapmak
103
Deyim
call in question
f.
(doğruluğunu) tartışmak
104
Deyim
call in question
f.
sorgulamak
105
Deyim
call in question
f.
kuşku uyandırmak
106
Deyim
call in question
f.
tartışma konusu yapmak
107
Deyim
call in question
f.
(doğruluğunu) tartışmak
108
Deyim
call in question
f.
sorgulamak
109
Deyim
call in question
f.
kuşku uyandırmak
110
Deyim
call in question (something)
f.
(bir şeye) gölge düşürmek
111
Deyim
call in question (something)
f.
(bir şeyin) doğruluğundan şüphe ettirmek
112
Deyim
call in question (something)
f.
(bir şeyi) tartışma konusu yapmak
113
Deyim
call in question (something)
f.
(bir şeyi) sorgulatmak
114
Deyim
call in question (something)
f.
(bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
Speaking
115
Konuşma
call me in the morning
expr.
beni sabah ara
116
Konuşma
I'll call you when i get in
expr.
vardığımda seni seni ararım
Trade/Economic
117
Ticaret/Ekonomi
call in a loan
i.
bir kredinin geri istenmesi
118
Ticaret/Ekonomi
call in
f.
ödenmesini talep etmek
119
Ticaret/Ekonomi
call in
f.
tedavülden çekmek
Computer
120
Bilgisayar
name to place in call log
i.
çağrı günlüğüne yerleştirilecek ad
121
Bilgisayar
in a call
expr.
çağrıda
122
Bilgisayar
not in call
expr.
çağrıda değil
123
Bilgisayar
not in a call
expr.
çağrıda değil
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of in call
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy