Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ihtimali olmayan | unlikely s. | ||
I think it's highly unlikely that Tom will swim. Tom'un yüzmesinin oldukça düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | ağır suçlar dışında işten çıkarılma ihtimali olmayan, ömür boyu atanan | tenured s. |
Idioms | ||
Deyim | kazanma ihtimali olmayan durum | lose-lose situation i. |
Deyim | kazanma ihtimali olmayan durum | no-win situation i. |
Deyim | kazanma ihtimali olmayan bir mücadeleye girmek | fight a losing battle f. |
Deyim | kazanma ihtimali olmayan | no-win s. |