ideolojik - Türkçe İngilizce Sözlük

ideolojik

"ideolojik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ideolojik ideological s.
The political party's platform was based on strong ideological beliefs.
Siyasi partinin temeli güçlü ideolojik inançlara dayanıyordu.

More Sentences
ideolojik ideologic s.
ideolojik idealogical s.

"ideolojik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ideolojik olarak ideologically zf.
Is this silence because the summit concerns an intergovernmental initiative and is therefore ideologically unsound?
Bu sessizliğin nedeni zirvenin hükümetler arası bir girişim olması ve bu nedenle ideolojik olarak sağlam olmaması mı?

More Sentences
ideolojik aygıt ideological apparatus i.
ideolojik baskı ideological pressure i.
ideolojik mirasçı ideological inheritor i.
ideolojik mirasçı ideological heir i.
erek dilin kaynak dil üzerindeki politik, ideolojik ve ekonomik etkisini hiçe sayıp, tamamen kaynak dil odaklı yapılan çeviri translatese i.
ideolojik olarak yorumlamak ideologise f.
ideolojik olarak formüle etmek ideologise f.
ideolojik açıdan açıklamak ideologise f.
ideolojik olarak yorumlamak ideologize f.
ideolojik olarak formüle etmek ideologize f.
ideolojik açıdan açıklamak ideologize f.
ideolojik olarak yorumlamak ideologise f.
ideolojik olarak formüle etmek ideologise f.
ideolojik açıdan açıklamak ideologise f.
ideolojik olmayan nonideological s.
Idioms
çin ve batı ulusları arasındaki sosyopolitik, ekonomik ve ideolojik ayrım/fark bamboo curtain i.
genellikle sözlü olarak ideolojik tartışmaya girmek go to the mat f.
Law
kanunun etik veya ideolojik değer taşımaksızın insan yapımı meşru hukuka sıkıştığına dair teori positivism i.
Politics
meksika devrimi'nin lideri olan emiliano zapata'dan adını alan ve kendilerini zapata'nın ideolojik mirasçıları olarak kabul eden isyancı grup zapatistas i.
siyasi veya ideolojik nedenlerle medyada veya devlet yayınlarında ismi geçmeyen kamuya mal olmuş kimse unperson i.
sadece muhatabının anlayacağı ideolojik imalar kullanarak siyaset yapmak dog-whistle f.
ılımlı ideolojik görüşe sahip central s.
Social Sciences
heteroseksüel olmayan kimliklerin/grupların ve ilişkilerin dışlandığı ideolojik sistem heterosexism i.
bir grubun diğerleri üzerinde sosyal, kültürel, ideolojik veya ekonomik tahakküm kurması hegemony i.
Philosophy
ideolojik olmayan unideological s.
Military
ideolojik harp ideological war i.
Slang
zenci kültürünü bağımsız kılan ideolojik tutum negritude i.