Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | işe yarayan | handy s. |
Genel | işe yarayan | convenient s. |
Genel | işe yarayan | banausic s. |
Genel | işe yarayan | useful s. |
Genel | işe yarayan | queme [dialect] s. |
Genel | işe yarayan | serving s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey | white elephant i. | ||
Genel | işe yarayan yanıt | helpful answer i. | ||
Genel | işe yarayan şey | commodity i. | ||
Genel | pek çok işe yarayan | all-purpose s. | ||
Genel | iki işe yarayan | double-barrelled s. | ||
Genel | iki işe yarayan | double-barreled s. | ||
Genel | her işe yarayan | utility s. | ||
Genel | mümkün olan iki veya daha fazla yöntemden yalnızca biri işe yarayan | one-way s. | ||
Genel | belirli bir süre işe yarayan | good (for) s. | ||
Genel | falcılıkta işe yarayan | predictive s. | ||
Genel | kesinlikle işe yarayan | sure-fire s. | ||
Idioms | ||||
Deyim | işe yarayan zamazingolar | a box of tricks i. | ||
Deyim | birisi tarafından özellikle belli bir konuda yazılmış bilgilendirici ve işe yarayan bilgi | nugget of information i. | ||
Deyim | işe yarayan bilgileri işe yaramayan bilgilerden ayıklamak/ayırmak | eat the meat and spit out the bones f. | ||