Geçmiş

have over

"have over" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	have over f.	birini birinin evinde tanıştırmak

"have over" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 167 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	have an advantage over someone f.	başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
2	Genel	have influence over f.	nazı geçmek
3	Genel	have no roof over one's head f.	başını sokacak bir yeri olmamak
4	Genel	have control over f.	egemen olmak
5	Genel	have control over f.	etkisi olmak
6	Genel	have authority over f.	hükmü geçmek
7	Genel	have somebody over a barrel f.	köşeye sıkıştırmak
8	Genel	have total control (over someone) f.	avcunda tutmak
9	Genel	have an advantage over somebody f.	birine karşı avantaj sağlamak
10	Genel	have an edge over somebody f.	birine karşı avantaj sağlamak
11	Genel	have preference over f.	tercih hakkı olmak
12	Genel	have a commanding lead over f.	ezici/bariz üstünlüğe sahip olmak
13	Genel	have a six-point lead over his opponents f.	rakiplerine karşı altı puan önde olmak
14	Genel	have a three-point lead over his opponents f.	rakiplerine karşı üç puan önde olmak
15	Genel	have influence over f.	üzerinde etkili olmak
16	Genel	have a decisive advantage over someone f.	birine karşı belirgin bir üstünlüğü olmak
Phrasals
17	Öbek Fiiller	have (someone) over (for something) f.	(birini) bir etkinlik (yemek, parti, ziyaret) için evine davet etmek/çağırmak
18	Öbek Fiiller	have (someone) over (for something) f.	(birini bir şey) için evine davet etmek/çağırmak
19	Öbek Fiiller	have (someone) over (for something) f.	(birini) evinde (bir şeye) davet etmek/çağırmak
20	Öbek Fiiller	have someone over f.	birini evine davet etmek
21	Öbek Fiiller	have someone over f.	birini evine çağırmak
Phrases
22	İfadeler	the lunatics have taken over the asylum expr.	ayaklar baş olmuş başlar ayak
23	İfadeler	the inmates have taken over the asylum expr.	ayaklar baş olmuş başlar ayak
24	İfadeler	the lunatics have taken over the asylum expr.	deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
25	İfadeler	the inmates have taken over the asylum expr.	deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
Colloquial
26	Konuşma Dili	have friends over f.	arkadaşları evde ağırlamak
27	Konuşma Dili	have friends over f.	arkadaşları evde ağırlamak (birlikte vakit geçirmek için)
28	Konuşma Dili	have somebody's name written all over it f.	biçilmiş kaftan olmak
29	Konuşma Dili	have (got) it over (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) bir konuda gölgede bırakmak
30	Konuşma Dili	have (got) it over (someone or something) f.	bir konuda (birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak
31	Konuşma Dili	have (got) it over (someone or something) f.	bir konuda (birinden/bir şeyden) daha fazla parlamak
32	Konuşma Dili	have (got) it over (someone or something) f.	bir konuda (birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak
33	Konuşma Dili	have it (all) over someone or something (in something) f.	(bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak
34	Konuşma Dili	have it (all) over someone or something (in something) f.	(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak
35	Konuşma Dili	have it (all) over someone or something (in something) f.	(bir şeyde) birini/bir şeyi solda sıfır bırakmak
36	Konuşma Dili	have it (all) over someone or something (in something) f.	(bir şeyde) birini/bir şeyi ezmek
37	Konuşma Dili	have it over f.	-i gölgede bırakmak
38	Konuşma Dili	have it over f.	'-den daha parlak durumda olmak
39	Konuşma Dili	have it over f.	'-den daha fazla parlamak
40	Konuşma Dili	have it over f.	'-den üstün/daha iyi olmak
41	Konuşma Dili	have it over f.	'-i solda sıfır bırakmak
42	Konuşma Dili	have evil written all over one f.	kötü biri olduğu her halinden belli olmak
Idioms
43	Deyim	have the advantage over f.	üstün olmak
44	Deyim	have the advantage over f.	galip gelmek
45	Deyim	have the advantage over f.	avantaja sahip olmak
46	Deyim	have the advantage over (someone or something) f.	(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak
47	Deyim	have the advantage over (someone or something) f.	(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak
48	Deyim	have precedence over f.	ağır basmak
49	Deyim	have one over the eight f.	aşırı derecede içmek
50	Deyim	have the edge over f.	avantaj kazanmak
51	Deyim	have an edge over f.	avantaj kazanmak
52	Deyim	have the edge over f.	avantajlı olmak
53	Deyim	have someone over a barrel f.	birisinin iplerini eline almak
54	Deyim	have a roof over one's head f.	başını sokacak bir evi olmak
55	Deyim	have the edge over someone f.	birinden daha üstün olmak
56	Deyim	have the edge over f.	birine karşı avantajlı durumda olmak
57	Deyim	have someone's name written all over f.	biçilmiş kaftan olmak
58	Deyim	have someone over a barrel f.	birisini kontrolü altına almak
59	Deyim	have the edge over f.	birinden daha şanslı olmak
60	Deyim	have something hanging over one's head f.	canını sıkan birşey olmak
61	Deyim	have the edge over f.	daha iyi durumda olmak
62	Deyim	have over a barrel f.	dezavantajlı durumda olmak
63	Deyim	have precedence over f.	daha önemli/mühim olmak
64	Deyim	have one over the eight f.	çok içmek
65	Deyim	have over a barrel f.	dizginlerini başkasına kaptırmak
66	Deyim	have someone over a barrel f.	gafil avlamak
67	Deyim	have over a barrel f.	hiçbir seçeneği olmamak
68	Deyim	have over a barrel f.	ipleri başkasının elinde olmak
69	Deyim	have had one over the eight f.	kafayı tütsülemek
70	Deyim	have one over the eight f.	küfelik almak
71	Deyim	have something hanging over one's head f.	kafasını kurcalayan birşey olmak
72	Deyim	have everybody over f.	misafir ağırlamak
73	Deyim	have one over the eight f.	şişede balık olmak
74	Deyim	have the edge over f.	üstünlük sağlamak
75	Deyim	have the edge over somebody f.	üstün olmak
76	Deyim	have precedence over f.	'e göre daha fazla önem/ehemmiyet taşımak
77	Deyim	have an edge over f.	üstünlük sağlamak
78	Deyim	have an edge over f.	üstünlük kazanmak
79	Deyim	have the edge over f.	üstünlük kazanmak
80	Deyim	have a hold over (someone) f.	(birinin) eski hatalarını/davranışlarını kullanarak üzerinde baskı kurmak
81	Deyim	have a hold over (someone) f.	(birinin) eski hatalarını/davranışlarını ona karşı kullanmak
82	Deyim	have a hold over (someone) f.	(birinin) eski hatalarını/davranışlarını koz olarak kullanmak
83	Deyim	have a hold over f.	üzerinde kontrol edici etkisi olmak
84	Deyim	have a hold over f.	üzerinde büyük etkisi olmak
85	Deyim	have a hold over f.	üzerinde kontrol sağlamak
86	Deyim	have a hold over f.	üzerinde kontrol sahibi olmak
87	Deyim	have (got) it all over f.	birini gölgede bırakmak
88	Deyim	have it (all) over someone or something (in something) f.	birini ya da bir şeyi (bir şeyde) geride bırakmak
89	Deyim	have it all over (someone) f.	birini gölgede bırakmak
90	Deyim	have (got) it all over f.	(belli bir yetenek ya da bir alanda) birine açık ara fark atmak
91	Deyim	have it (all) over someone or something (in something) f.	(bir şeyde) birinden ya da bir şeyden çok iyi olmak
92	Deyim	have it all over (someone) f.	(belli bir yetenek ya da bir alanda) birine açık ara fark atmak
93	Deyim	have (got) it all over f.	geride bırakmak
94	Deyim	have it (all) over someone or something (in something) f.	birini ya da bir şeyi (bir şeyde) gölgede bırakmak
95	Deyim	have it all over (someone) f.	geride bırakmak
96	Deyim	have (got) it all over f.	sollamak
97	Deyim	have it all over (someone) f.	sollamak
98	Deyim	have (got) it all over f.	birinden çok daha iyi olmak
99	Deyim	have it all over (someone) f.	birinden çok daha iyi olmak
100	Deyim	have something written all over your face f.	(bir şey) yüzünden okunmak
101	Deyim	have something written all over your face f.	(bir şey) yüzünden belli olmak
102	Deyim	have something written all over your face f.	(bir şey) yüzüne yansımak
103	Deyim	be/have one over the eight f.	hafif sarhoş olmak
104	Deyim	be/have one over the eight f.	kafası iyi olmak
105	Deyim	be/have one over the eight f.	kafası güzel olmak
106	Deyim	be/have one over the eight f.	içkiyi biraz fazla kaçırmak
107	Deyim	have the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) üstünlük sağlamak
108	Deyim	have the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek
109	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) büyük avantaj sağlamak
110	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak
111	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(biri üstünde) üstünlük sağlamak
112	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(biri üzerinde) üstünlüğü olmak
113	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(birine) sözü geçmek
114	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) avantaj sahibi olmak, kazanmak, elde etmek
115	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) avantaj sağlamak
116	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/duruma gelmek
117	Deyim	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.	(biri karşısında) öne geçmek
118	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(birine karşı) kontrolü/gücü/yetkiyi elinde bulundurmak
119	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(birine karşı) üstünlük sağlamak
120	Deyim	get/have/hold the whip hand (over somebody) f.	(birine karşı) avantaj sağlamak, elde etmek
121	Deyim	have (got) it over (someone or something) in (something) f.	(birini/bir şeyi bir konuda) gölgede bırakmak
122	Deyim	have (got) it over (someone or something) in (something) f.	(bir konuda birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak
123	Deyim	have (got) it over (someone or something) in (something) f.	(bir konuda(birinden/bir şeyden) daha fazla parlamak
124	Deyim	have (got) it over (someone or something) in (something) f.	(bir konuda birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak
125	Deyim	have (one) over a barrel f.	(birinin) iplerini eline almak
126	Deyim	have (one) over a barrel f.	(birini) kontrolü altına almak
127	Deyim	have (one) over a barrel f.	(birini) gafil avlamak
128	Deyim	have (one's) name written all over it f.	biçilmiş kaftan olmak
129	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
130	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı olmak
131	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
132	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) daha şanslı olmak
133	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak
134	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak
135	Deyim	have an edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
136	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
137	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı olmak
138	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
139	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) daha şanslı olmak
140	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak
141	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak
142	Deyim	have the edge over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
143	Deyim	have hanging over head f.	canını sıkan bir şey olmak
144	Deyim	have hanging over head f.	kafasını kurcalayan bir şey olmak
145	Deyim	have precedence over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) ağır basmak
146	Deyim	have precedence over (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) daha önemli/mühim olmak
147	Deyim	have precedence over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) göre daha fazla önem/ehemmiyet taşımak
148	Deyim	have somebody/something written all over it f.	biri/bir şey her yerinden okunmak
149	Deyim	have somebody/something written all over it f.	her yönüyle birine/bir şeye benzemek
150	Deyim	have somebody/something written all over it f.	her yönüyle biri/bir şey özelliklerini/etkisini göstermek
151	Deyim	have words with someone (over someone or something) f.	biriyle (biri/bir şey üzerine) tartışmak
152	Deyim	have words with someone (over someone or something) f.	biriyle (biri/bir şey üzerine) atışmak
153	Deyim	have an edge on/over somebody/something f.	birinden/bir şeyden üstün olmak
154	Deyim	have an edge on/over somebody/something f.	birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak
155	Deyim	have an edge on/over somebody/something f.	birinden/bir şeyden önde olmak
156	Deyim	have the edge on/over somebody/something f.	birinden/bir şeyden üstün olmak
157	Deyim	have the edge on/over somebody/something f.	birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak
158	Deyim	have the edge on/over somebody/something f.	birinden/bir şeyden önde olmak
159	Deyim	have agency over f.	söz hakkına sahip olmak
160	Deyim	have agency over f.	karar verme yetkisine sahip olmak
161	Deyim	you could have knocked me over with a feather expr.	beni kolayca tongaya düşürebilirdin
Speaking
162	Konuşma	have I been passed over? expr.	aşırıya mı kaçıyorum?
163	Konuşma	I have a roof over my head expr.	başımı sokacak bir evim var
164	Konuşma	how many more people have to die before this is over? expr.	bu sona ermeden daha kaç kişi ölmek zorunda?
165	Konuşma	you could have knocked me over with a feather! expr.	çok şaşırdım!
166	Konuşma	you could have knocked me over with a feather! expr.	küçük dilimi yuttum!
167	Konuşma	you could have knocked me over with a feather! expr.	neredeyse küçük dilimi yutacaktım!