Geçmiş

habersiz

"habersiz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	habersiz	unaware s.
General
2	Genel	habersiz	newsless s.
3	Genel	habersiz	unknowing s.
4	Genel	habersiz	unwitting s.
5	Genel	habersiz	oblivious s.
6	Genel	habersiz	dark s.
7	Genel	habersiz	unbeknownst s.
8	Genel	habersiz	unannounced s.
9	Genel	habersiz	insensible s.
10	Genel	habersiz	ignorant s.
11	Genel	habersiz	unbeknown s.
12	Genel	habersiz	unconscious s.
13	Genel	habersiz	not knowing s.
14	Genel	habersiz	uninformed s.
15	Genel	habersiz	unaware s.
16	Genel	habersiz	clueless s.
17	Genel	habersiz	naïve s.
18	Genel	habersiz	unconversant s.
19	Genel	habersiz	unweeting s.
20	Genel	habersiz	heedless s.
21	Genel	habersiz	disingenuous s.
22	Genel	habersiz	innocent s.
23	Genel	habersiz	without warning zf.
24	Genel	habersiz	in the dark zf.
25	Genel	habersiz	without notice zf.
26	Genel	habersiz	without advice zf.
27	Genel	habersiz	blind zf.
28	Genel	habersiz	insensible of ed.
Idioms
29	Deyim	habersiz	blind as a bat s.
30	Deyim	habersiz	off base expr.
Law
31	Hukuk	habersiz	no-knock s.
Technical
32	Teknik	habersiz	unaware s.
Modern Slang
33	Modern Argo	habersiz	acluistic s.

"habersiz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 93 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	habersiz olma	ignorance i.
2	Genel	çevresinden habersiz olma	obliviousness i.
3	Genel	habersiz çekilen fotoğraf	candid shot i.
4	Genel	habersiz olma	agnosy i.
5	Genel	bir şeyden habersiz kimse	naïve i.
6	Genel	etrafında olup bitenlerden, kaygı ve endişelerden uzaklaşma, habersiz, bilinçsiz olma durumu	blissful oblivion i.
7	Genel	habersiz olma	the dark i.
8	Genel	habersiz denetim	spot check i.
9	Genel	habersiz kontrol	spot check i.
10	Genel	habersiz olmak (tehlikeden)	be insensible of f.
11	Genel	habersiz uğramak	drop by f.
12	Genel	habersiz olmak	be out of touch with f.
13	Genel	habersiz olmak	be unaware of f.
14	Genel	habersiz uğramak	drop in f.
15	Genel	habersiz bırakmak	keep someone unaware f.
16	Genel	habersiz olmak	be oblivious of f.
17	Genel	habersiz kalmak	have no tidings f.
18	Genel	habersiz kalmak	be without tidings f.
19	Genel	habersiz kalmak	be without news f.
20	Genel	habersiz kalmak	have no news f.
21	Genel	habersiz gelmek	come unannounced f.
22	Genel	habersiz ve aniden gelmek	plump in f.
23	Genel	habersiz denetim yapmak	spot check f.
24	Genel	habersiz kontrol gerçekleştirmek	spot check f.
25	Genel	-den habersiz	unaware of s.
26	Genel	-den habersiz	ignorant of s.
27	Genel	kısmen habersiz	semioblivious s.
28	Genel	(filmde/oyunda) habersiz	unbilled s.
29	Genel	uygunsuzluklardan habersiz	blissful s.
30	Genel	son gelişmelerden habersiz olan	out-of-touch s.
31	Genel	benden habersiz	without my knowledge zf.
Phrasals
32	Öbek Fiiller	habersiz gelmek	blow in f.
33	Öbek Fiiller	habersiz rahatsızlık vermek	land in on f.
34	Öbek Fiiller	habersiz gelmek	roll in f.
35	Öbek Fiiller	habersiz bir şekilde ortaya çıkmak	blow up f.
36	Öbek Fiiller	(birine) habersiz uğramak	drop in on (someone) f.
37	Öbek Fiiller	bir sporcunun bağlı olduğu takımdan habersiz/izinsiz onu başka takıma transfer olmaya ikna etmeye çalışmak	tap up f.
Phrases
38	İfadeler	haberli veya habersiz olarak	with or without notice expr.
Colloquial
39	Konuşma Dili	habersiz gelmek	rock up f.
40	Konuşma Dili	habersiz uğrayıp selam vermek	drop in to say hello f.
41	Konuşma Dili	habersiz yakalanmak	be caught flat-footed f.
42	Konuşma Dili	habersiz yakalamak	catch flat-footed f.
43	Konuşma Dili	(bir şeyi/bir yeri) plansız/habersiz şekilde aramak	toss (something) f.
44	Konuşma Dili	herşeyden habersiz	totally uninformed expr.
45	Konuşma Dili	herşeyden habersiz	unaware of anything expr.
46	Konuşma Dili	her şeyden habersiz	totally unaware expr.
47	Konuşma Dili	herşeyden habersiz	uninformed of anything expr.
48	Konuşma Dili	herşeyden habersiz	uninformed of everything expr.
49	Konuşma Dili	herşeyden habersiz	unaware of everything expr.
50	Konuşma Dili	beni habersiz bırakma	write if you get work [old-fashioned] expr.
51	Konuşma Dili	beni habersiz bırakma	wiygw (write if you get work) expr.
52	Konuşma Dili	çevresinden habersiz	in (one's) own (little) world expr.
53	Konuşma Dili	çevresinden habersiz	in one's own world expr.
Idioms
54	Deyim	habersiz yakalanmak	be caught flat-footed f.
55	Deyim	habersiz yakalamak	catch flat-footed f.
56	Deyim	gelişmelerden habersiz kalmamak	stay abreast of (someone or something) f.
57	Deyim	birini bir konudan) habersiz bırakmak/tutmak	keep someone in ignorance about something f.
58	Deyim	gelişmelerden habersiz olmak	be out of touch f.
59	Deyim	olup bitenden habersiz olmak	be out of the picture f.
60	Deyim	habersiz yakalanmak	be caught on the hop f.
61	Deyim	habersiz yakalanmak	be caught on the wrong foot f.
62	Deyim	habersiz olmak	be flat-footed f.
63	Deyim	(birinden) habersiz olmak	be out of touch (with somebody) f.
64	Deyim	bir yere habersiz/hazırlıksız/öylece çıkıp gitmek	do something on spec [uk] f.
65	Deyim	(birini/kendini) olan bitenden habersiz/bihaber bırakmak	keep (someone or oneself) in ignorance f.
66	Deyim	bilgisiz/habersiz bırakmak/kalmak	keep in the dark f.
67	Deyim	birini habersiz bırakmak	keep someone in the dark f.
68	Deyim	birini habersiz bırakmak	leave someone in the dark f.
69	Deyim	(birini) habersiz bırakmak	leave (one) hanging f.
70	Deyim	(birini) habersiz bırakmak	leave (one) hanging in midair f.
71	Deyim	(bir şeyden) habersiz olmak/kalmak	stay in the dark about (something) f.
72	Deyim	habersiz yakalanmış	caught bending s.
73	Deyim	habersiz yakalanmış	caught on the hop s.
74	Deyim	habersiz yakalanmış	caught unawares s.
75	Deyim	birinden habersiz	behind somebody's back expr.
76	Deyim	birbirinden habersiz/bihaber	the left hand doesn't know what the right is doing expr.
77	Deyim	olup bitenden habersiz	out of the picture expr.
78	Deyim	birbirinin ne yaptığından habersiz/bihaber	the left hand doesn't know what the right hand's doing expr.
79	Deyim	birbirinden habersiz/bihaber	the right hand doesn't know what the left hand is doing expr.
80	Deyim	birbirinden habersiz/bihaber	the right hand doesn't know what the left hand's doing expr.
81	Deyim	(birinden) habersiz	unbeknown to (one) expr.
82	Deyim	(birinden) habersiz	unbeknownst to (one) expr.
83	Deyim	(birinden) habersiz	unknown to (one) expr.
Trade/Economic
84	Ticaret/Ekonomi	bankaların güvenirliliğini sağlamak üzere habersiz olarak denetim yapmakla görevli olan kişi	bank examiner i.
Media
85	Medya	habersiz sansürleme	shadow ban i.
86	Medya	habersiz kısıtlama	shadow ban i.
Technical
87	Teknik	habersiz denetim	spot checking i.
Education
88	Eğitim	habersiz sınav	pop quiz i.
Environment
89	Çevre	habersiz maruz kalma	unwarned exposed i.
Sport
90	Spor	bonservisi elinde olan oyuncu ile mevcut kulübünden habersiz temas kurulması	tapping up i.
91	Spor	(takımından habersiz) bir oyuncuyu ayartmak	tap f.
Slang
92	Argo	(genellikle kadınlar için kullanılır) habersiz çekilen fotoğraf	creepshot i.
Modern Slang
93	Modern Argo	habersiz ziyaret	ambush visit i.