İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | good will i. | sağistem |
Genel | good will i. | hüsnüniyet |
Genel | good will i. | içten gelerek kabul etme |
Genel | good will i. | gönüllülük |
Genel | good will i. | (işletme-müşteri veya ülkeler arası) iyi ilişki |
Genel | good will i. | işletmenin pazar değeri sayılabilecek olumlu itibarı |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | good will i. | dürüstlük |
Ticaret/Ekonomi | good will i. | iyi niyet |
Law | ||
Hukuk | good will i. | peştemaliye |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | the absolute will of good i. | irade-i ilahiye | ||
Genel | show some good will towards change f. | değişim yolunda biraz olsun iyi niyet göstermek | ||
Proverb | ||||
Atasözü | do good things and good things will happen to you | iyilik yap iyilik bul | ||
Atasözü | do good things and good things will happen to you | iyilik yapan iyilik bulur | ||
Speaking | ||||
Konuşma | it will do none of us any good expr. | hiçbirimizin hayrına olmaz | ||
Konuşma | he will come to no good expr. | onun sonu iyi olmaz | ||
Konuşma | you will learn in good time expr. | sırası gelince öğrenirsin | ||
Konuşma | you will learn in good time expr. | sırası gelince öğrenirsiniz | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | consolidated good-will i. | birleşme sırasında ana girişimin diğer firmaya yaptığı iyi niyet ödemesi | ||
Ticaret/Ekonomi | good-will agreement i. | iyi niyet anlaşması | ||
Law | ||||
Hukuk | possessor with good will i. | hüsnü niyetli zilyet | ||