geçmişteki - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

geçmişteki



"geçmişteki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geçmişteki ex s.
geçmişteki ancient [obsolete] s.
Modern Slang
geçmişteki ain't your daddy's expr.

"geçmişteki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir kimsenin geçmişteki görgü, çevre ve eğitimi background i.
geçmişteki bir boşluğun doldurulması confabulation i.
geçmişteki her hangi bir ana geri dönüş point-in time i.
(çatışan iki toplum) diğer tarafı suçlayıp geçmişteki olaylara atıfta bulunma whataboutery i.
geçmişteki kurumlara ve geleneklerle aşırı ilgilenme historicism i.
geçmişteki talihsizliklerin üzerinde durmak cry over spilled milk f.
geçmişteki bir süreyi de kapsayan retroactive s.
geçmişteki bir süre için de geçerli olan retroactive s.
doğruluğu geçmişteki olaylara veya deneyimlere dayanan historic s.
doğruluğu geçmişteki olaylara veya deneyimlere dayanan historical s.
geçmişteki belirli bir zamana ait veya ilgili one-time s.
Phrasals
(geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek reflect (back) upon someone or something f.
(geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek reflect (back) on someone or something f.
(geçmişteki bir şeye) dönmek regress to (something) f.
(geçmişteki bir şeye) gitmek regress to (something) f.
(geçmişteki bir şeye) geri dönmek regress to (something) f.
Idioms
geçmişteki mutlu günler the halcyon days i.
geçmişteki/önceki deneyimlerden alınan ders twenty-twenty hindsight i.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak push back the clock f.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak put back the clock f.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak set back the clock f.
geçmişteki bir şeyi anımsatmak/çağrıştırmak/hatırlatmak echo back to something f.
geçmişteki kötü bir şeyi deşmek be raking over the ashes f.
geçmişteki bir şeyi anımsamak/düşünmek cast your mind back to something f.
zihninde geçmişteki bir şeye gitmek cast your mind back to something f.
geçmişteki bir şeyi aklına getirmek cast your mind back to something f.
(geçmişteki) hatalarını yüzüne vurmak rub (one's) nose in (something) f.
(geçmişteki) hatasını başına kakmak rub (one's) nose in (something) f.
geçmişteki/önceki deneyimlerden alınan ders ile with twenty-twenty hindsight expr.
Politics
birleşik arap emirliklerinin geçmişteki adı trucial oman i.
birleşik arap emirliklerinin geçmişteki adı trucial states i.
birleşik arap emirliklerinin geçmişteki adı trucial coast i.
birleşik arap emirliklerinin geçmişteki adı trucial sheikhdoms i.
geçmişteki ekonomik performans economic track record i.
Marine
geçmişteki dalga özelliklerinin geçmiş dalga hareketleriyle tahmin edilmesi wave hindcasting i.
Education
bireyin geçmişteki ortalama performansına dayalı olarak saptanan kişisel standart norm i.
çıkmış/geçmişteki soruların olduğu test past paper i.
Linguistics
geçmişteki olayları anlatmak için kullanılan geniş zaman historical present i.
Geography
doğu türkistan sincan uygur özerk bölgesinin başkentinin geçmişteki adı tihua i.
doğu türkistan sincan uygur özerk bölgesinin başkentinin geçmişteki adı tihwa i.
Geology
uzak geçmişteki jeolojik oluşumları inceleyen jeoloji dalı archaeogeology i.
uzak geçmişteki jeolojik oluşumları inceleyen jeoloji dalı archeogeology i.
günümüzdeki jeolojik süreçlerin geçmişteki tüm jeolojik olayları açıkladığı doktrini uniformitarianism i.
Wagering
oyuncu veya takımın geçmişteki performansı form i.
yarışmacının geçmişteki performansına bakarak bahis yapan kişi form player i.
(at yarışında) geçmişteki performanslarına göre bahis oranı yüksek olan at overlay i.
Art
geçmişteki eserlerin daha saf ve basit olduğu fikrine dayanılarak eski tarzların taklit edilmesi archaism i.
Modern Slang
geçmişteki amerika america of yesteryear i.