| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | gazeteler | newspapers i. | ||
|
However, there is one point on which I cannot agree with the commentators in the newspapers. Bununla birlikte gazetelerdeki yorumcularla aynı fikirde olmadığım bir nokta var. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | tabloid gazeteler | tabloid newspapers i. | ||
|
My father would never read a tabloid newspaper. Babam asla tabloid gazete okumazdı. More Sentences |
||||
| Genel | aynı yönetim altında bulunan gazeteler grubu | a newspaper syndicate i. | ||
| Genel | abonelere gönderilen gazeteler ve süreli yayınlardan oluşan bir abd veya kanada postası sınıfı | second class i. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | kağıt baskı olarak çıkan gazeteler | dead-tree press i. | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | ticari gazeteler | trade papers i. | ||
| Media | ||||
| Medya | geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler | pops i. | ||
| Medya | geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler | popular i. | ||
