İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | gantlet i. | düelloya davet için yere atılan eldiven | ||
Genel | gantlet i. | zırh eldiveni | ||
Genel | gantlet i. | uzun eldiven | ||
Genel | gantlet i. | iş eldiveni | ||
Genel | gantlet i. | sıra | ||
Genel | gantlet i. | dizi | ||
Genel | gantlet i. | topluluk | ||
Genel | gantlet i. | çile | ||
Genel | gantlet i. | çetin sınav | ||
Genel | gantlet i. | suçlunun kendisine vuran iki sıra adamın arasından koştuğu eski bir ceza türü | ||
Genel | gantlet i. | suçluya vuran iki sıra adam | ||
Genel | gantlet i. | her yönden yapılan saldırı | ||
Technical | ||||
Teknik | gantlet i. | geçme ray | ||
Teknik | gantlet i. | uzun eldiven | ||
Teknik | gantlet i. | zırh eldiveni | ||
Railway | ||||
Demiryolu | gantlet f. | (demiryolu rayları) sıra oluşturacak şekilde birlikte ilerlemek | ||
Medical | ||||
Medikal | gantlet i. | eldivencik | ||
History | ||||
Tarih | gantlet f. | kırbaçlayarak işkence etmek | ||
Military | ||||
Askeri | gantlet i. | uzun eldiven | ||
Askeri | gantlet i. | zırh eldiveni | ||
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | run the gantlet f. | eleştirilere göğüs germek |
Deyim | run the gantlet f. | zor durumda kalmak |
Deyim | run the gantlet f. | arasından geçtiği kişilerden dayak yemek |