| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | from him zf. | ondan | ||
|
Two out of four problems unsolved elicited a pitiless "unsatisfactory" from him. Çözülemeyen dört problemden ikisi ondan acımasız bir "yetersiz" cevabı almasına neden oldu. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | from the look of him/her zf. | görünüşüne göre |
| Speaking | ||
| Konuşma | have you heard from him yet? expr. | ondan bir haber alabildin mi? |
| Konuşma | I got no problem taking money from a guy like him expr. | onun gibi bir herifin parasını almaktan hiç gocunmam |
| Konuşma | get away from him expr. | ondan uzak dur |
| Konuşma | there was an urgent call from him expr. | ondan acil bir telefon geldi |
| Konuşma | am I so different from him? expr. | ondan çok mu farklıyım? |
| Konuşma | I haven't heard from him for a while expr. | ondan bir süredir haber alamıyorum |
| Konuşma | you can lecture him from here till next tuesday expr. | (mealen) sabaha kadar konuşsan dinlemez |
