Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | fena olmak | feel faint f. |
Genel | fena olmak | feel bad f. |
Idioms | ||
Deyim | fena olmak | be downhill all the way f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bir işe fena halde bulaşmış olmak | be in something up to one's eyes f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | sonu fena olmak | come to a bad end f. |
Konuşma Dili | sonu fena olmak | come to a sticky end f. |
Konuşma Dili | fena olmak (marihuana içtikten sonra) | be dragged f. |
Idioms | ||
Deyim | birine abayı (fena) yakmış olmak | hung up on somebody f. |
Deyim | bir işte (fena şekilde) başarısız olmak/başarısızlığa uğramak | fall flat on one's/its face f. |
Deyim | oldukça kötü/berbat/fena olmak | not be up to much f. |
Deyim | sonu fena olmak | meet a sticky end f. |
Deyim | bir işte (fena şekilde) başarısız olmak/başarısızlığa uğramak | fall flat on your face f. |
Law | ||
Hukuk | fena durumda olmak | be in bad conditions f. |
Hukuk | fena şöhreti olmak | have a bad reputation f. |