euro- - Türkçe İngilizce Sözlük

euro-

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"euro-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

İngilizce Türkçe
General
euro i. euro
What is at stake, after all, is the stability and development of our single currency, the euro.
Her şeyden önce söz konusu olan, ortak para birimimiz olan Euro'nun istikrarı ve gelişimidir.

More Sentences
euro i. avro
The one encouraging sign is that the euro currency is surviving strongly.
Avro para biriminin güçlü bir şekilde ayakta kalması cesaret verici bir işarettir.

More Sentences
Trade/Economic
euro area i. euro bölgesi
First of all, we need indicators, harmonised statistics and barometers for the euro area.
Her şeyden önce Euro bölgesi için göstergelere, uyumlaştırılmış istatistiklere ve barometrelere ihtiyacımız var.

More Sentences
euro zone i. euro bölgesi
Finally, a specific section is added on the euro zone and the challenges it is faced with.
Son olarak, Euro bölgesine ve karşılaştığı güçlüklere ilişkin özel bir bölüm eklenmiştir.

More Sentences
eur (euro) i. euro
This programme covers the period 1998 to 2002, and the reference amount for its implementation is EUR 12 million.
Bu program 1998-2002 dönemini kapsamaktadır ve uygulanması için referans tutar 12 milyon Euro'dur.

More Sentences
eur (euro) i. avro
Unused appropriations for Structural Funds alone amounted to EUR 10.5 billion, or 32% of the total.
Sadece Yapısal Fonlar için kullanılmayan ödenekler 10,5 milyar Avro veya toplamın %32'sine tekabül etmektedir.

More Sentences
Politics
euro-mediterranean parliamentary assembly (empa) i. avrupa-akdeniz parlamenter asamblesi
Of course it is important that we should have a Euro-Mediterranean parliamentary assembly.
Avrupa-Akdeniz parlamenter asamblesine sahip olmamız elbette önemlidir.

More Sentences
euro-mediterranean partnership i. avrupa-akdeniz ortaklığı
The document of the Commission, referring to the Euro-Mediterranean partnership, mentions joint training of diplomats.
Komisyon'un Avrupa-Akdeniz ortaklığına atıfta bulunan belgesinde diplomatların ortak eğitiminden bahsedilmektedir.

More Sentences
Common Usage
euro exchange rate i. euro kuru
General
euro currency i. euro para birimi
euro-bond market i. avrupa tahvil piyasası
euro-bond market i. euro-bond piyasası
euro-dollar market i. euro-dolar piyasası
euro-dollar market i. avrupa para piyasası
exchange euro f. euro bozdurmak
exchange euro f. euro bozmak
Trade/Economic
euro dollar parity i. avro dolar paritesi
euro crisis i. avro krizi
euro-obligations i. avro tahvil
euro-bond i. avro-tahvil
euro-bond market i. euro-tahvil piyasası
euro-market i. euro-pazar
euro crisis i. euro krizi
exchange rate of euro i. euro kuru
euro-currency i. euro-para
euro-money i. euro-para
euro-commercial paper i. euro borç senetleri
euro interbank offered rate i. euro bankalararası faiz oranı
euro-dollars i. euro-dolarlar
euro currency i. euro döviz
single euro payments area (sepa) i. avrupa tek ödeme alanı
euro-ad i. tüm avrupa birliği ülkelerine uygun olacak şekilde tasarlanmış reklam
euro-commercial paper i. eurodöviz ticari senedi
euro ök. piyasaya sürüldüğü ülkenin resmi para biriminden farklı anlamında ön ek
Law
euro atlantic disaster response coordination centre i. avrupa-atlantik afet müdahale koordinasyon merkezi
euro atlantic partnership council i. avrupa-atlantik ortaklık konseyi
Politics
euro-info centres i. avrupa bilgi merkezleri
euro info centers i. avrupa bilgi merkezleri
euro info centre i. avrupa bilgi merkezi
euro-atlantic partnership council i. avrupa atlantik ortaklık konseyi
euro-atlantic partnership council i. avrupa - atlantik ortaklık konseyi
euro-latin american parliamentary assembly (eurolat) i. avrupa-latin amerika parlamenter asamblesi
euro area i. avro ortak para alanı
euro-mediterranean partnership i. avrupa akdeniz ortaklığı
euro corporatism i. avrupa korporatizmi
euro-centralist i. avrupa-merkezci
barents euro-arctic council i. barents avrupa-arktik konseyi
euro mp i. avrupa parlamentosu üyesi
euro-american i. avrupa kökenli amerikan
euro-american s. avrupa-amerikalılar ile ilgili
euro-american s. avrupa-amerikalılara ait
euro-sceptic s. avrupa birliği ile yakın ilişki kurmaya karşı olan
euro ök. avrupa birliği anlamı veren ön ek
euro ök. avrupa para birliği anlamı veren ön ek
euro ök. piyasaya sürüldüğü ülkenin dışında depolanan anlamında ön ek
Institutes
euro-atlantic partnership council i. avrupa-atlantik ortaklık konseyi
euro-info centres i. avrupa bilgi mekezleri
euro mediterranean partnership i. avrupa-akdeniz ülkeleri ortaklık programı
euro-mediterranean water information system (emwis) i. avrupa akdeniz su enformasyon sistemi
Tourism
euro-mediterranean s. avro-akdeniz
Telecom
euro data over cable service interface specification i. avrupa için kablo ağı üzerinden veri aktarma standardı
Automotive
euro standard i. euro standardı
Medical
euro health net i. avrupa sağlık ağı
Zoology
euro i. macropus cinsi hayvanlara verilen ad
Geography
euro-american s. avrupa-amerika ile ilgili
euro-american s. avrupa-amerika'ya ait
euro ök. avrupa anlamı veren ön ek
euro ök. avrupalı anlamı veren ön ek
Military
euro-atlantic partnership military committee i. avrupa-atlantik ortaklık askeri komitesi
euro-nato joint jet pilot training i. avrupa-nato müşterek jet pilotu eğitimi
Sport
euro i. uefa avrupa futbol şampiyonası

"euro-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
General
euro euro i.
Let us just consider what the Euro is worth to us today.
Bugün Euro'nun bizim için ne kadar değerli olduğunu bir düşünelim.

More Sentences
Trade/Economic
euro bölgesi euro area i.
Even within the euro area, the disparities are very great.
Euro bölgesi içerisinde bile çok büyük farklılıklar var.

More Sentences
euro i.
Overall the annual allocation to Turkey in 2000 will therefore amount to 177 million.
Dolayısıyla, toplam olarak, Türkiye için 2000 yılındaki tahsisat 177 milyon Euro düzeyinde olacaktır.

More Sentences
euro bölgesi euro zone i.
The same holds true for other countries in the euro zone.
Aynı durum Euro bölgesindeki diğer ülkeler için de geçerlidir.

More Sentences
euro bölgesi eurozone i.
These factors have undermined internal demand and increase risks of deflation in the Eurozone, particularly in Germany.
Bu faktörler iç talebi zayıflatmış ve başta Almanya olmak üzere Euro bölgesinde deflasyon riskini arttırmıştır.

More Sentences
euro eur (euro) i.
We know that this year, EUR 1 to 1.3 billion of the EU's budget will be left unused.
Bu yıl AB bütçesinden 1 ila 1.3 milyar Euro'nun kullanılmadan bırakılacağını biliyoruz.

More Sentences
Common Usage
euro kuru euro exchange rate i.
General
euro para birimi euro currency i.
euro-bond piyasası euro-bond market i.
euro-dolar piyasası euro-dollar market i.
euro bozdurmak exchange euro f.
euro bozmak exchange euro f.
Trade/Economic
euro, dolar vb. para birimlerinin yüzde biri cent i.
euro hisse senedi euroequity i.
euro-tahvil piyasası euro-bond market i.
euro poliçeler eurobill of exchange i.
euro bankalararası faiz oranı euro interbank offered rate i.
euro-dolarlar euro-dollars i.
euro-para euro-money i.
euro-pazar euro-market i.
euro dolar borç senedi çıkartma kolaylığı note issuance facility i.
euro tahvil eurobond i.
euro döviz euro currency i.
euro tahviller için oluşturulmuş bir merkezi takas sistemi cedel i.
euro borç senetleri euro-commercial paper i.
euro bonoları eurobonds i.
euro borç senedi euronote i.
euro dolarlar eurodollars i.
euro denkleştirme euroclear i.
euro kuru exchange rate of euro i.
euro-para euro-currency i.
euro piyasalar euromarkets i.
euro kredi eurocredit i.
euro-tahvil piyasası eurobond market i.
euro dolar mevduat sertifikası eurodollar certificate of deposit i.
euro paralar üzerinden düzenlenen çek eurocheck i.
euro çek eurocheck i.
euro krizi euro crisis i.
japonya'da basılıp dünya bankası tarafından euro-tahvil piyasasına sürülen hamiline tahvil daimyo bond i.
euro anlamı veren ön ek eur ök.
Politics
eurobölge (ortak para birimi euro'nun kullanıldığı ülkeleri içeren coğrafya) eurozone i.
euro bölgesi euroland i.
Automotive
euro standardı euro standard i.
euro 6 uyumlu araç euro 6 compliant car i.