engellenmiş - Türkçe İngilizce Sözlük

engellenmiş

"engellenmiş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
General
engellenmiş frustrated s.
It would be outrageous if governments such as the UK Government doing bilateral deals frustrated a Council initiative.
Birleşik Krallık Hükümeti gibi ikili anlaşmalar yapan hükümetlerin Konsey'in bir girişimini engellemesi çok çirkin olur.

More Sentences
engellenmiş restrained s.
The fountains also of the deep, and the floodgates of heaven, were shut up, and the rain from heaven was restrained.
Derinlerin pınarları ve göklerin kapıları kapandı, gökten yağmur yağması engellendi.

More Sentences
engellenmiş stifled s.
This policy has stifled growth and stimulated the rise in mass unemployment.
Bu politika büyümeyi engellemiş ve kitlesel işsizliğin artmasını teşvik etmiştir.

More Sentences
Computer
engellenmiş blocked s.
Cooperation was blocked for several years, and five years ago partial cooperation began.
İşbirliği birkaç yıl boyunca engellendi ve beş yıl önce kısmi işbirliği başladı.

More Sentences
Aeronautic
engellenmiş blocked s.
Unfortunately, his appointment has been blocked for months now by the new Italian government.
Ne yazık ki bu atama yeni İtalyan hükümeti tarafından aylardır engelleniyor.

More Sentences
General
engellenmiş hindered s.
engellenmiş encumbered s.
engellenmiş handicapped s.
engellenmiş thwarted s.
engellenmiş curbed s.
engellenmiş deterred s.
engellenmiş cramped s.
engellenmiş obstructed s.
engellenmiş refrained s.
Colloquial
engellenmiş hung up s.
Trade/Economic
engellenmiş hampered s.
British Slang
engellenmiş knackered s.
engellenmiş knacked s.
engellenmiş nackered s.

"engellenmiş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
engellenmiş olma hinderance i.
engellenmiş olma hindrance i.
yasaklamayla engellenmiş embarred s.
büyümesi engellenmiş stunted s.
görüşü engellenmiş unsighted s.
darboğaz gibi engellenmiş bottleneck s.
darboğaz gibi engellenmiş bottlenecked s.
tamamen engellenmiş close-barred s.
faaliyeti engellenmiş inhibited s.
engellenmiş bir şekilde thwartedly zf.
engellenmiş bir şekilde impededly zf.
engellenmiş şekilde embarrassedly zf.
ilerlemesi engellenmiş anlamı veren son ek -bound snk.
Technical
engellenmiş çökme hindered settling i.
engellenmiş çöktürme hindered settling i.
akışı engellenmiş off s.
Telecom
aranması engellenmiş numara barred dialing number i.
engellenmiş erişim access barred i.
engellenmiş sim kart blocked sim card i.
engellenmiş telgraf sinyalleri göndermede kullanılan curb s.
engellenmiş telgraf sinyali göndermeyle ilgili curb s.
Construction
yanal yerdeğiştirmesi engellenmiş basınç deneyi confined compression test i.
yanal ötelenmesi engellenmiş braced s.
yanal ötelenmesi engellenmiş braced s.
Psychology
psikolojik olarak engellenmiş blocked s.
Botanic
gelişimi engellenmiş depauperate s.
Military
limana girişi engellenmiş blockading s.
limandan çıkışı engellenmiş blockading s.