| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | en üstteki | top s. |
| Genel | en üstteki | topmost s. |
| Genel | en üstteki | uppermost s. |
| Genel | en üstteki | upmost s. |
| Genel | en üstteki | overest [obsolete] s. |
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | (gösteri salonunda/stadyumda) en arkadaki/üstteki sıra | row z i. |
| Genel | amfibiler ve memelilerde sternumun en üstteki parçası | episternum i. |
| Idioms | ||
| Deyim | besin zincirinin en üstteki halkasında | at the top of the food chain expr. |
| Advertising | ||
| Reklam | en üstteki reklam alanı | full position i. |
| Technical | ||
| Teknik | iskambil oyunlarında üç veya daha fazla destenin içine konulup en üstteki kartın tek başına çekilebildiği kutu | shoe i. |
| Marine | ||
| Denizcilik | geminin kıç tarafının en üstteki traversi | wing transom i. |
| Denizcilik | geminin kıç tarafının en üstteki traversi | main transom i. |
| Botanic | ||
| Botanik | bir çiçekte sona erip en üstteki veya ortadaki çiçekten başlayarak seri şekilde serpilen | determinate s. |
| Fishery | ||
| Balıkçılık | atılan üç oltadan en üstteki | bob i. |
| Balıkçılık | ıslak sinek balıkçılığında atılan üç oltadan en üstteki olma | bob i. |
