doğmuş - Türkçe İngilizce Sözlük

doğmuş

"doğmuş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
doğmuş emanated s.
doğmuş engendered s.
doğmuş born s.
doğmuş borne s.
doğmuş extraught s.
doğmuş hatched s.

"doğmuş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 197 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yeniden doğmuş born again s.
No one can see the kingdom of God unless he is born again.
Yeniden doğmadıkça kimse Tanrı'nın krallığını göremez.

More Sentences
yeniden doğmuş reborn s.
I felt reborn.
Yeniden doğduğumu hissettim.

More Sentences
erken doğmuş premature s.
Twins are usually premature.
İkizler genellikle erken doğar.

More Sentences
yeni doğmuş newborn s.
Sami's newborn son was constantly crying.
Sami'nin yeni doğan oğlu sürekli ağlıyordu.

More Sentences
yeni doğmuş new-born s.
This week we heard the first political cry of the new-born Europe.
Bu hafta yeni doğan Avrupa'nın ilk siyasi çığlığını duyduk.

More Sentences
Medical
erken doğmuş premature s.
Mary's baby was three weeks premature.
Mary'nin bebeği üç hafta erken doğdu.

More Sentences
General
yeni doğmuş çocuğu öldürme infanticide i.
babasının ölümünden sonra doğmuş olma durumu posthumousness i.
ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arasındaki dönemde doğmuş kimse baby boomer i.
erken doğmuş bebek premature baby i.
yeni doğmuş neonate i.
istanbul'da doğmuş veya istanbul'da yaşayan kimse istanbulite i.
ilk doğan/doğmuş çocuk first-born child i.
israil'de doğmuş yahudiler sabra i.
sydney'de doğmuş kimse sydney-sider i.
diğer kardeşlerinden uzun yıllar sonra doğmuş çocuk laat lammetjie [south african] i.
kanada'da doğmuş kimse native canadian i.
kanada'da doğmuş kızılderili veya ınuit kökenli kimse native canadian i.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native daughter i.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native son i.
yeni doğmuş kuzu eanling [obsolete] i.
fransa'da doğmuş olan kuzey afrika kökenli kimse beur i.
deha ile ruh halindeki değişkenlik veya kararsızlık gibi merkür gezegeni etkisinde doğmuş kişilere atfedilen özellik mercury [obsolete] i.
1980'lerde ve 1990'lar doğmuş kimse millennial i.
şam'da doğmuş kimse damascene i.
(abd'de) aşağı doğu yakasında doğmuş kimse down easter i.
amerika'da doğmuş afrikalı american-african i.
yeni doğmuş kimse fledgeling i.
yeni doğmuş kimse fledgling i.
prematüre doğmuş buzağı scink i.
düşük ile doğmuş buzağı scink i.
yeni doğmuş bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü sillyhow [scotland] i.
yeni doğmuş bebek stranger i.
doğmuş olmak (güneş/ay) be up f.
yeni doğmuş bebek gibi ağlamak cry like a new born baby f.
yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak cry like a new born baby f.
sahne için doğmuş olmak be born for stage f.
ölü doğmuş stillborn s.
meşru olarak doğmuş legitimate s.
evlilik dışı doğmuş bastardly s.
hür doğmuş freeborn s.
erken doğmuş abortive s.
kadir gecesi doğmuş born lucky s.
ikiz doğmuş twinborn s.
hür doğmuş free-born s.
özgür doğmuş free-born s.
ölü doğmuş dead born s.
içten doğmuş endogenous s.
yeniden doğmuş redivivus s.
polonya'da doğmuş polish-born s.
akraba evliliği sonucu doğmuş inbred s.
bulunduğu yerde doğmuş olmayan non-native s.
evlilik dışı doğmuş born outside marriage s.
erken doğmuş aborsive s.
yeniden doğmuş regenerate s.
yeniden doğmuş regenerating s.
yeniden doğmuş renate [obsolete] s.
ikinci kez doğmuş twice-born s.
ikiz doğmuş twinned s.
yeni doğmuş yeanling s.
içine doğmuş entheal [obsolete] s.
içine doğmuş entheastic s.
belirli bir yerde doğmuş olan homeborn s.
evde doğmuş homebred s.
çitlerin yakınında doğmuş hedge s.
düşük ağırlıkla doğmuş hedgeborn s.
hür doğmuş ingenuous s.
köyde doğmuş country-born s.
erken doğmuş precoce [obsolete] s.
hür doğmuş insanlara mahsus freeborn s.
cennette doğmuş skyborn s.
köle olarak doğmuş slaveborn s.
-den doğmuş with [obsolete] ed.
Colloquial
ölü doğmuş (plan/proje) a dead duck i.
1996 yılından sonra doğmuş kimse zoomer i.
bebek patlaması döneminde doğmuş kimse boomer i.
anasının karnından böyle doğmuş born, not made s.
varlıklı bir aileye doğmuş olan silver-spooned s.
şanslı doğmuş born with a silver spoon in one's mouth expr.
varlıklı bir ailede doğmuş born with a silver spoon in one's mouth expr.
yanlış yüzyılda doğmuş born in the wrong century expr.
Idioms
yeniden doğmuş gibi olan kişi new man [uk] i.
yeniden doğmuş gibi olan kişi a new man [uk] i.
ölü doğmuş a losing game i.
yeni doğmuş bebek babe in arms i.
yeni doğmuş bebek little stranger i.
yeni doğmuş bebek a babe in arms [uk] i.
ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arasındaki dönemde doğmuş kimse a baby boomer [us] i.
yeni doğmuş bebek a bundle of joy i.
evin neşesi (yeni doğmuş bebek) a bundle of joy i.
yeni doğmuş bebek bundle of joy i.
evin neşesi (yeni doğmuş bebek) bundle of joy i.
yeniden doğmuş new woman/man i.
yeniden doğmuş gibi hissetmek feel like a new man/woman f.
kadir gecesi doğmuş olmak be born with a silver spoon in one's mouth f.
şanslı doğmuş olmak be born under a lucky star f.
zengin bir ailede doğmuş olmak be born with a silver spoon in one's mouth f.
varlıklı bir ailede doğmuş olmak be born with a silver spoon in one's mouth f.
yeniden doğmuş gibi olmak/hissetmek feel like new f.
ölü doğmuş olmak be a dead duck f.
zengin bir ailede doğmuş olmak be born with a silver spoon in your mouth f.
varlıklı bir ailede doğmuş olmak be born with a silver spoon in your mouth f.
zenginliğin içine doğmuş olmak be born with a silver spoon in your mouth f.
öyle/böyle doğmuş olmak be made that way f.
öyle/böyle doğmuş olmak be born that way f.
birine yeniden doğmuş gibi hissettirmek give a new lease of life f.
kadir gecesi doğmuş born with a caul on (one's) head s.
st. mary-le-bow kilisesi'nin çanlarını duyacak kadar yakınlarında doğmuş born within the sound of bow bells s.
için doğmuş/yaratılmış born to do something s.
varlıklı ve ayrıcalıklı koşullarda doğmuş to the manor born s.
bir şey olmak/yapmak için doğmuş born to (be or do something) s.
küllerinden doğmuş back from the dead s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş born with a silver spoon s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş born with a silver spoon s.
zengin doğmuş born with a silver spoon s.
şanslı doğmuş born with a silver spoon s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş born with a silver spoon in his or her mouth s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş born with a silver spoon in his or her mouth s.
zengin doğmuş born with a silver spoon in his or her mouth s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş born with a silver spoon in mouth s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş born with a silver spoon in mouth s.
zengin doğmuş born with a silver spoon in mouth s.
kadir gecesi doğmuş born with a silver spoon in one's mouth expr.
zengin doğmuş born with a silver spoon in one's mouth expr.
Trade/Economic
1977–1998 yılları arasında doğmuş kuşak y generation i.
1965–1976 yılları arasında doğmuş kuşak x generation i.
Law
evlilik birliği dışında doğmuş olan çocuğun ana babasının daha sonra evlenmesiyle çocuğun soybağının düzeltilmesi legitimation by subsequent marriage i.
ölü doğmuş bebek için verilen belge stillbirth certificate i.
meşru doğmuş legitimate s.
meşru olarak doğmuş born in lawful wedlock s.
evlilik dışı doğmuş out of wedlock born expr.
gayri meşru doğmuş out of wedlock born expr.
Politics
1917-1921 arasında doğmuş olup, sosyal güvenlik düzenlemesinden önce emekli olduğu için düşük sosyal güvenlik yardımı alan amerikan vatandaşlarına verilen ad notch baby i.
Technical
denizde doğmuş sea-born s.
yeni doğmuş nascent s.
Textile
karagül koyununun yeni doğmuş kuzularından elde edilen siyah kıvrımlı kürk caracul i.
Architecture
fransa kralı xvi. louis'nin döneminde yaygınlaşan, rokokoya karışı doğmuş bir mimari tarz louis xvi style i.
Medical
erken doğmuş bebek preemie i.
yeni doğmuş bebeğin yüzünde bulunan sivilceye benzer küçük beyaz yumrular milia i.
yeni doğmuş buzağı serumu newborn calf serum i.
ölü doğmuş aborsive s.
erken doğmuş precocious s.
erken doğmuş untimely s.
ölü doğmuş stillborn s.
miyadında doğmuş full-term s.
ölü doğmuş abortive s.
Pathology
yetersiz gelişmiş beyinle doğmuş anencephalic s.
beyin olmadan doğmuş anencephalic s.
yetersiz gelişmiş beyinle doğmuş anencephalous s.
beyin olmadan doğmuş anencephalous s.
Pharmaceutics
yeni doğmuş taydan veya kısraktan elde edilip afrodizyak etkisi yarattığı düşünülen bir madde hippomanes i.
Biology
(hayvan) aynı soydan çiftleştirme yoluyla doğmuş incrossbred s.
Marine Biology
yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık fry i.
Astronomy
yeni doğmuş yıldız newborn star i.
yeni doğmuş yıldızların oluşturduğu bulutsu benzeri astronomik yapı herbig-haro object i.
astrolojik olarak merkür'ün etkisinde doğmuş veya merkür tarafından yönetilen mercurial s.
Astrology
merkür'ün etkisinde doğmuş kimse mercurial [obsolete] i.
merkür gezegeninin etkisinde doğmuş kimse mercurialist [obsolete] i.
merkür'ün etkisinde doğmuş (kimse) mercurially s.
Zoology
yeni doğmuş kulaksız fokun yumuşak beyaz kürkü whitecoat i.
yeni doğmuş grönland foku whitecoat i.
yeni doğmuş boz fok balığı whitecoat i.
nehirde doğmuş amnigenous s.
nehir yakınında doğmuş amnigenous s.
Botanic
taç yaprakta doğmuş epipetalous s.
Breeding
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi martin i.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi martin i.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi freemartin i.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi freemartin i.
erkek buzağı ile ikiz doğmuş ve üremesi kusurlu dişi buzağı free-martin i.
prematüre doğmuş hayvan slunk i.
prematüre doğmuş hayvandan elde edilen (ürün) slink s.
Social Sciences
bir toplumda dilleri farklı olan insanların anlaşabilmesi için doğmuş iki dilin karışımından oluşan basitleştirilmiş dil pidgin i.
dijital teknolojinin başlangıcı veya gelişimi sırasında doğmuş kimse digital native i.
1980 ile 2000 yılları arasında doğmuş kuşak millennials i.
ataları ingiliz adaları'nda doğmuş avustralyalı kimse anglo-celtic [australia] i.
(güney afrika'da) ırkçılık dönemi sonrası doğmuş kimse born-free i.
(zimbabve'de) beyaz azınlık rejimi sonrası doğmuş kimse born-free i.
güney afrika'da doğmuş hollanda kökenli kimse dutchman i.
History
derebeylik sisteminde vassal statüsünde doğmuş kadın neif i.
eski latium veya eski roma'da doğmuş kimse latin i.
Religious
geçmişte ilk hristiyan kiliselerinde doğmuş bir mezhep artotyrite i.
yeniden doğmuş hristiyan born-again christian i.
başka bedende yeniden doğmuş reborn s.
Art
ev yaşamının sefil ve alçak yönlerini yansıtan, 1950'lerde doğmuş olan realist sanat ekolünden oyun veya tablo kitchen sink i.
Music
1720 yıllarında fransa'da barok üslubunun gelişmesiyle doğmuş bir tarz rococo i.
Mythology
titan atlas ve deniz perisi pleione'ın cyllene dağında doğmuş yedi kızı pleiad i.
jüpiter'de doğmuş kimse jovialist [obsolete] i.
Archaic
alt sosyal sınıfta doğmuş kimse terrae filius i.
ölü doğmuş deadborn s.
pulsu kın kanatlarla doğmuş shard-borne s.
Ornithology
(yavru kuş) tüylü doğmuş ptilopaedic s.
British Slang
batı lancashire sahil kesiminde doğmuş kimse sand grown i.
Modern Slang
kadın olarak doğmuş kimse afab (assigned female at birth) i.
hiv virüsüyle doğmuş bebek aids baby (plural aids babies) i.
kadın cinsiyetiyle doğmuş kimse afab (assigned female at birth) i.
erkek olarak doğmuş amab (assigned male at birth) s.