davada - Türkçe İngilizce Sözlük

davada

"davada" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Politics
davada dawwada i.
davada dawada i.
davada duwwud i.

"davada" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
davada yakışık almayan ıslah departure i.
davada nihai karar öncesi geçici nitelikte (tedbir) provisional s.
Phrases
huzurdaki davada in the case before the court i.
mahkemenin huzurundaki davada in the case before the court expr.
(mahkeme) huzurdaki davada in the case before the court expr.
Idioms
davada bulunmak meet the case f.
davada delilleri ve iddiaları sunmayı tamamlamak rest your case f.
Speaking
bu davada kaç kişi çalışıyor? how many people are working on this case? expr.
Law
davada kar ortaklığı champerty i.
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar judgement in rem i.
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar judgment in rem i.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık hostile witness i.
bir gayri-reşit adına dava açmak ve onu davada temsil etmek üzere mahkeme tarafından atanan vasi guardian ad litem i.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık adverse witness i.
bir davada davalıyı temsilen kullanılan hayali isim richard roe i.
bir özel davada davalının mahkemede hazır bulunmasını tekeffül eden kefil bail below i.
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse bail above i.
bir kimsenin çıkarı olduğu davada kendini yargılayamaması nemo judex in causa sua i.
bir kimsenin çıkarı olduğu davada kendini yargılayamaması nemo judex in sua causa i.
bir tanığın taraf tuttuğu, taraflardan birine düşmanlığı, davada kişisel ilişkisi veya kötü şöhret sahibi olması nedeniyle ifadesinin gerçeğe aykırı olduğunu iddia etme impeachment of a witness i.
davada olması gereken birinin dava dışı bırakılması nonjoinder i.
davada sonuca bağlanamama under judgment i.
davacı ve davalının aynı davada birleştirilmesi joinder in issue i.
davada herhangi bir çıkarı olmadığı halde kanuni usullere uygunluğu sağlamak için davacı olan kimse nominal plaintiff i.
davada tanık durumunda bulunan kimse prosecuting witness i.
davada yapılan itiraz demurrer i.
davada haklı çıkan taraf prevailing party i.
davada sonuca bağlanamama sub-judice i.
davada olması gereken birinin dava dışı bırakılması non-joinder i.
ilgisinin bulunmadığı bir davada taraflardan birine yardım etme champerty i.
ilgisinin bulunmadığı bir davada taraflardan birine yardım etme maintenance i.
ilgisinin bulunmadığı bir davada taraflardan birine yardım etme champarty i.
kişinin davada masum olduğunu iddia etmemesi ya da suçlu olduğunu kabul etmemesi no contest i.
mahkeme kararının kanuna aykırı veya hükümsüz olduğunun başka bir davada dolaylı olarak iddia edilmesi collateral impeachment i.
(davada) taraf litigant i.
davada tarafsız kişi veya oluşumların taraflardan birine kanuna aykırı olarak yaptığı para yardımı maintenance i.
üçüncü tarafın davada iyi niyeti olmaksızın davacıya yardım sağlaması maintenance i.
eşin daha sonradan davada gerekçe olarak kullanılacak davranışlara onay vermesi connivence i.
davacı tarafından bir davada sunulan olguların beyanı condescendence [scotland] i.
(davada) yeminsiz beyan suggestion i.
(davada) ilk konuşan olmak open f.
(davada veya yasal işlemde) taraf olarak yer almak implead f.
önceki kararın bir diğer davada uygulanamazlığını öne sürmek distinguish f.
davada yapılan savunma ile ilgili causidical s.
davada kullanılan trial s.
davada kanıt olarak gösterilebilir pleadable s.
görülmekte olan davada in the instant case expr.
davada ispat yükümlülüğü bulunan tarafın kanıt sunma aşaması in chief expr.
Politics
davada taraf olma being a party to the legal proceedings i.
davada taraf olmak be a party to the legal proceedings f.
Archaic
dilekçe vermede, davada aciliyet instance i.
dilekçede, davada baskı uygulama instance i.
davada söylenti ile ileri sürülen iddialar parol i.