Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | danimarkalı | danish s. | ||
The Danish train drivers are ready, and the whistle has sounded today. Danimarkalı makinistler hazır ve düdük bugün çaldı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | danimarkalı | dane i. | ||
So let us encourage the national parliaments to do the job as effectively as the Danes do. Bu nedenle ulusal parlamentoları bu işi Danimarkalılar kadar etkin bir şekilde yapmaları için teşvik edelim. More Sentences |
||||
Genel | danimarkalı | dansker [obsolete] i. | ||
Genel | danimarkalı | da. (danish) kısalt. | ||
Genel | danimarkalı | dan (danish) kısalt. | ||
Genel | danimarkalı | dn (danish) kısalt. | ||
Social Sciences | ||||
Sosyal Bilimler | danimarkalı | dan. (danish) kısalt. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | danimarkalı işgalcilerin ingiltere'ye getirdiği bir para birimi | ora i. |
Law | ||
Hukuk | 9-10. yüzyıllarda danimarkalı işgalciler ve ingiltere'nin kuzeydoğusunda yaşayanların oluşturduğu yasalar | danelaw i. |
Medical | ||
Medikal | olanus wormius (danimarkalı anatomici) tarafından keşfedilmiş | wormian i. |
Cinema | ||
Sinema | belirli kuralları bulunan bir grup danimarkalı film yapımcısı | dogme i. |