| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Politics | ||||
| Siyasal | dışlanma | exclusion i. | ||
|
As President Prodi rightly stated a moment ago, enlargement should not lead to exclusion. Biraz önce Başkan Prodi'nin de haklı olarak ifade ettiği üzere, genişleme dışlanmaya yol açmamalıdır. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Politics | ||||
| Siyasal | sosyal dışlanma | social exclusion i. | ||
|
Poverty and social exclusion are other issues that deserve increased attention. Yoksulluk ve sosyal dışlanma daha fazla ilgiyi hak eden diğer konulardır. More Sentences |
||||
| Mental Health | ||||
| Ruhbilim | sosyal dışlanma | social exclusion i. | ||
|
First of all, the pension schemes must be designed effectively to prevent poverty and social exclusion. Her şeyden önce, emeklilik planları yoksulluğu ve sosyal dışlanmayı önleyecek şekilde etkin olarak tasarlanmalıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | toplumdan dışlanma | the state of being ostracized i. | ||
| Genel | toplumdan dışlanma | ostracisation i. | ||
| Genel | toplumdan dışlanma | ostracization i. | ||
| Genel | toplumdan dışlanma | the state of being ostracised i. | ||
| Genel | toplumdan dışlanma ve ağır iş cezası içeren mahkumiyet | reclusion i. | ||
| Genel | gruptan dışlanma | disfellowship i. | ||
| Genel | (uygunsuz davranış nedeniyle) kendi toplumundan dışlanma | coventry i. | ||
| Genel | toplumdan dışlanma | pariahism i. | ||
| Religious | ||||
| Dini | tanrı'nın huzurundan dışlanma | hell i. | ||
