Geçmiş

düze

"düze" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	düze	dose i.
2	Genel	düze	nozzle i.
Technical
3	Teknik	düze	jet i.
4	Teknik	düze	spinneret i.
5	Teknik	düze	spinning nozzle i.
6	Teknik	düze	nozzle i.
Chemistry
7	Kimya	düze	dose i.

"düze" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	düze çıkma	home stretch i.
2	Genel	tek düze akademik eğitim	pedantry i.
3	Genel	tek düze mısra	singsong i.
4	Genel	düze çıkmak	weather a crisis f.
5	Genel	düze inmek	give up brigandage f.
6	Genel	tek düze	routinised s.
7	Genel	tek düze	routinized s.
8	Genel	tek düze	polyester s.
9	Genel	tek düze	pedagogic s.
10	Genel	tek düze	pedagogical s.
11	Genel	tek düze	pedantic s.
12	Genel	tek düze mısra okuyan	singsong s.
Phrasals
13	Öbek Fiiller	tek düze bir sesle konuşmak/söylemek	drone out f.
14	Öbek Fiiller	bir düze çıkayım	when (one's) boat comes in expr.
15	Öbek Fiiller	bir düze çıkayım	when (one's) ship comes in expr.
Idioms
16	Deyim	düze çıkmayı beklemek	wait for (one's) boat to come in f.
17	Deyim	düze çıkmayı beklemek	wait for (one's) boat to come in f.
18	Deyim	düze çıkmayı beklemek	wait for (one's) ship to come in f.
19	Deyim	ayağı düze basmak	get back on one's feet f.
20	Deyim	borcunu ödeyip düze çıkmak	get out of the hole f.
21	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get one's ducks in a row f.
22	Deyim	düze çıkmak	weather the storm f.
23	Deyim	düze çıkmak	be on the home stretch f.
24	Deyim	düze çıkmak	breathe easy f.
25	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get back on one's feet f.
26	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have one's ducks in a row f.
27	Deyim	düze çıkmak	ride out the storm f.
28	Deyim	düze çıkmak	keep one's head above water f.
29	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get all one's ducks in a row f.
30	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have all one's ducks in a row f.
31	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get all (of) (one's) ducks in a row f.
32	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get all one's ducks in a row f.
33	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have all one's ducks in a row f.
34	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get all (of) (one's) ducks in a row f.
35	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get ducks in a row f.
36	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get your ducks in a row f.
37	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have your ducks in a row [us] f.
38	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get/have your ducks in a row f.
39	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get/have (all) your ducks in a row [us] f.
40	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have (all) your ducks in a row [us] f.
41	Deyim	deveyi düze çıkarmak	get (all) your ducks in a row [us] f.
42	Deyim	deveyi düze çıkarmak	have all (of) (one's) ducks in a row f.
43	Deyim	düze çıkmak	keep head above water f.
44	Deyim	(biri) düze çıktığı zaman	(one's) ship comes in expr.
45	Deyim	deveyi düze çıkarmış	back on (one's) feet expr.
46	Deyim	ayağı düze basmış	back on (one's) feet expr.
47	Deyim	borcunu ödeyip düze çıkmış	out of the hole expr.
48	Deyim	düze çıkınca	when ship comes in expr.
49	Deyim	düze çıkınca	when your ship comes in expr.
50	Deyim	düze çıkınca	when your boat comes in expr.
Trade/Economic
51	Ticaret/Ekonomi	tek düze teslim fiyatı	uniform delivered pricing i.
Technical
52	Teknik	düze temizleme sistemi	nozzle cleaning system i.
53	Teknik	toplayıcı düze	assembly nozzle i.
Telecom
54	Telekom	tek düze düzlem dalga	uniform plane wave i.
Marine Biology
55	Deniz Biyolojisi	düze yanıtlama eğrisi	dose response curve i.
56	Deniz Biyolojisi	düze yanıtı eğrisi	dose response curve i.
Agriculture
57	Tarım	düze ekim	flat planting i.
Music
58	Müzik	tek düze	singsongy s.
Archaic
59	Eski Kullanım	tek düze	pedantical s.
Slang
60	Argo	düze çıkmak	unfuck f.
61	Argo	düze çıkarmak	unfuck f.
62	Argo	düze çıkmak	unfuck f.