carried - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

carried

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"carried" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
General
carried s. taşınan
carried s. taşınmış
carried ünl. (yapılan bir oylama sonucunda) kabul edildi/edilmiştir!
Trade/Economic
carried s. nakledilmiş
carried s. taşınmış

"carried" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç

İngilizce Türkçe
General
get carried away f. coşmak
be carried away f. kapılmak
get carried away f. kendini kaptırmak
get carried away f. aşka gelmek
get carried away f. heyecanlanmak
get carried away f. kendinden geçmek
be carried away by one's feelings f. hislerine kapılmak
be carried over to f. geçirilmek
be carried out f. gerçekleştirilmek
be carried out feet foremost f. toprağa verilmek
get something carried f. taşıtmak
have something carried f. taşıtmak
be carried out f. yürütülmek
carried out s. gerçekleştirilmiş
carried out s. uygulanmış
carried out s. yerine getirilmiş
carried out s. yapılmış
carried out s. başarılmış
carried over to the next year s. gelecek yıla devreden
Colloquial
a disease carried by rats i. farelerin taşıdığı bir hastalık
get carried away with (someone or something) f. (birine/bir şeye) kendini kaptırmak
get carried away with (someone or something) f. (birine/bir şeye) kapılmak
get carried away with (someone) f. (bir şeyi) abartmak
carried away s. kendini kaptırmış
carried away s. aşka gelmiş
carried away s. heyecana kapılmış
carried away s. hislerine kapılmış
carried away s. kendinden geçmiş
carried away s. coşmuş
carried away s. gaza gelmiş
carried away s. aşırıya kaçmış
carried away s. suyunu çıkarmış
Idioms
be carried away with one's temper f. ağzından çıkanı kulağı işitmemek
be carried out feet first f. bir yerden ölene kadar ayrılmamak
get carried away f. gaza gelmek
get carried away f. kendini kaptırmak
get carried away f. kendini kaybetmek
be carried out feet first f. önce/ancak ölüsü/cenazesi çıkmak
be carried away f. kendini kaptırmak
be carried away f. coşmak
be carried away f. heyecanlanmak
be carried away f. gaza gelmek
be carried away f. kendini kaybetmek
be carried away f. kontrolünü kaybetmek
be carried away f. kendini kaptırmak
be carried away f. duygularını kontrol edememek
get carried away f. coşmak
get carried away f. heyecanlanmak
get carried away f. gaza gelmek
get carried away f. kendini kaybetmek
get carried away f. kontrolünü kaybetmek
get carried away f. kendini kaptırmak
get carried away f. duygularını kontrol edememek
Speaking
don't get carried away expr. kendini fazla kaptırma
don't get carried away expr. kendini kaptırma
Trade/Economic
carried interest i. alınan faiz
carried interest i. başarı primi
carried interest i. başarı komisyonu
loss to be carried forward i. cari yıla aktarılacak zarar
income carried forward i. devredilen kar
vat carried forward i. devreden kdv
income carried forward i. geçen dönemden devredilen kar
vat carried forward for future years i. gelecek yıllarda indirilecek kdv
carried at cost i. maliyet bedeli
carried at cost i. maliyet bedeliyle gösterme
amount carried forward i. nakliyekün
carried forward i. nakli yekun
amount carried forward i. nakli yekun
profit to be carried forward i. sonraki yıla aktarılacak kar
amount carried forward i. toplam aktarma
amount carried forward i. taşınan tutar
c/d (carried down) s. bir sonraki hesabın başına nakledilen
carried forward s. nakliyekün
c/f (carried forward) kısalt. nakli yekün
Politics
inspecting goods carried by or on persons i. kişilerin yanlarında ya da üstlerinde taşıdıkları eşyanın kontrolü
Insurance
carried forward i. nakil
profit carried forward i. önceki yıllardan devreden kar
Technical
peg-tray cycles be carried out i. gerçekleştirilecek peg-tray ritimleri
traffic carried i. taşınan trafik
Informatics
traffic carried i. taşınan trafik
Traffic
traffic carried i. taşman trafik
Aeronautic
carried passenger-km i. taşınan yolcu-km
carried ton-km i. taşınan ton-km
Medical
last observation carried forward (locf) i. son gözlem ileri taşıma (sgit)
Agriculture
low pressure sprayers carried on shoulder i. omuzda taşınan düşük basınçlı pülverizatör