Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bulmak (birini)
"bulmak (birini)"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bulmak (birini)
get hold of
f.
"bulmak (birini)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birini çok çekici bulmak
feel an affinity for
f.
2
Genel
birini bir şeye uygun bulmak
think someone fit for something
f.
3
Genel
birini başka birine uygun görmek/bulmak
think someone fit for someone
f.
4
Genel
birini yolun kenarında bulmak
find someone by the side of the road
f.
5
Genel
birini seksi bulmak
find someone sexy
f.
6
Genel
birini çok çekici bulmak
find someone so attractive
f.
7
Genel
birini çok çekici bulmak
find someone very attractive
f.
8
Genel
birini sokakta yerde yatar halde bulmak
find someone laying in the street
f.
9
Genel
satışı yapacak başka birini bulmak
find somebody else to sell
f.
10
Genel
birini itici/çirkin bulmak
find someone ugly
f.
Phrasals
11
Öbek Fiiller
(birini veya bir şeyi) tuzağa yakalanmış bulmak
catch (someone or something) in (something)
f.
12
Öbek Fiiller
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak
acquit (one) of (something)
f.
13
Öbek Fiiller
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak
acquit someone of something
f.
14
Öbek Fiiller
birini bulmak için bir yerin altını üstüne getirmek
scrounge around for someone
f.
15
Öbek Fiiller
birini bulmak amacıyla etrafı kolaçan etmek
scavenge around for someone
f.
16
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
scrounge someone or something up
f.
17
Öbek Fiiller
birini evde/işte bulmak
find someone in
f.
18
Öbek Fiiller
birini bulmak
find (someone or something) out
f.
19
Öbek Fiiller
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak
catch (one) with (someone)
f.
20
Öbek Fiiller
birini bir şeyle bulmak
catch someone with something
f.
21
Öbek Fiiller
(birini) bulmak
latch on (to someone)
f.
22
Öbek Fiiller
(biri) için birini uygun bulmak
suggest for (someone)
f.
23
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak
chance on (someone or something)
f.
24
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak
chance on (someone or something)
f.
25
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak
chance upon (someone or something)
f.
26
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak
chance upon (someone or something)
f.
27
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come across someone or something
f.
28
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
run across someone or something
f.
29
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come upon someone or something
f.
30
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come on someone or something
f.
31
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come onto someone or something
f.
32
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come up with someone or something
f.
33
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
conjure someone or something up
f.
34
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
conjure up
f.
35
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine someone or something for something
f.
36
Öbek Fiiller
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine (one) for (something)
f.
37
Öbek Fiiller
(birini) evinde/iş yerinde bulmak
find (one) in
f.
38
Öbek Fiiller
(birini) yerinde (ofisinde, evinde) bulmak
find (one) in
f.
39
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
40
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
41
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
42
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak
find (someone or something) a little off
f.
43
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak
find (someone or something) a little off
f.
44
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak
find (someone or something) a little off
f.
45
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
find against (someone or something)
f.
46
Öbek Fiiller
(birini) suçsuz bulmak
find for (someone or something)
f.
47
Öbek Fiiller
(birini) masum bulmak/olduğuna karar vermek
find for (someone or something)
f.
48
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafa bakınmak
look around for (someone or something)
f.
49
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
scare someone or something up
f.
50
Öbek Fiiller
birini bir şeyi arayıp bulmak
scare someone or something up
f.
51
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafın altını üstüne getirmek
scrounge around (for someone or something)
f.
52
Öbek Fiiller
(birini/bir şey) bulmak için uğraşmak
scrounge around (for someone or something)
f.
53
Öbek Fiiller
(birini/bir şey) bulmak için her yanı aramak
scrounge around (for someone or something)
f.
Colloquial
54
Konuşma Dili
(birini veya bir fikri) uygun görmek/bulmak
be down
f.
55
Konuşma Dili
(birini veya bir fikri) uygun görmek/bulmak
be down with
f.
56
Konuşma Dili
(birini) uygun görmek/bulmak
down with
f.
57
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
58
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
59
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
60
Konuşma Dili
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak
think someone or something fit for someone or something
f.
61
Konuşma Dili
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak
think someone or something fit for someone or something
f.
62
Konuşma Dili
yeterli delil olmadan (birini) suçlu bulmak
railroad (one)
f.
Idioms
63
Deyim
birine/bir şeye yardımı dokunacak birini bulmak için bir fikir
line on someone or something
i.
64
Deyim
birini masum bulmak
find someone innocent
f.
65
Deyim
birini çok çekici bulmak
be gone on somebody
f.
66
Deyim
birini biraz kaçık bulmak
find someone bit off
f.
67
Deyim
birini haklı bulmak
acknowledge someone to be right
f.
68
Deyim
birini suçlu bulmak
find someone guilty
f.
69
Deyim
birini suçsuz bulmak
find someone not guilty
f.
70
Deyim
birini masum bulmak
find someone not guilty
f.
71
Deyim
birini suçsuz bulmak
find someone innocent
f.
72
Deyim
birini biraz kaçık bulmak
find someone little off
f.
73
Deyim
kendi gibi birini bulmak
find (one's) match
f.
74
Deyim
(birini/bir şeyi) kötü bulmak
give bad marks to (someone or something)
f.
75
Deyim
(birini) mahkemeye saygısızlıktan suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
76
Deyim
(birini) hakime saygısızlıktan suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
77
Deyim
(birini) mahkeme prosedürlerine itaat etmemekten suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
78
Deyim
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
put one's hands on (someone, something, or an animal)
f.
79
Deyim
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal)
f.
80
Deyim
kendi dengi olan birini bulmak
meet your match (in somebody)
f.
81
Deyim
kendiyle eşit seviyede birini bulmak
meet your match (in somebody)
f.
82
Deyim
kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak
meet your match (in somebody)
f.
83
Deyim
kendi dengi olan birini bulmak
findyour match (in somebody)
f.
84
Deyim
kendiyle eşit seviyede birini bulmak
findyour match (in somebody)
f.
85
Deyim
kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak
findyour match (in somebody)
f.
86
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yerin altını üstüne getirmek
be beating the bushes (for someone or something)
f.
87
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için çok uğraşmak
beat the bushes (for someone or something)
f.
88
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için uzun uzun aramak
beat the bushes (for someone or something)
f.
89
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yere bakmak
beat the bushes (for someone or something)
f.
90
Deyim
(birini) zor bir durumdan çıkaracak bir yol bulmak
dig (someone) out of a hole
f.
91
Deyim
(birini) suçlu bulmak
find (one) guilty
f.
92
Deyim
(birini) masum bulmak
find (one) innocent
f.
93
Deyim
(birini) suçsuz bulmak
find (one) innocent
f.
94
Deyim
(birini) masum bulmak
find (one) not guilty
f.
95
Deyim
(birini) suçsuz bulmak
find (one) not guilty
f.
96
Deyim
kendiyle eşit seviyede birini bulmak
find/meet your match
f.
97
Deyim
kendiyle eşit seviyede birini bulmak
find/meet your match (in somebody)
f.
98
Deyim
(birini) komik/eğlenceli bulmak
get a bang out of (someone)
f.
99
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a bang out of someone/something
f.
100
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a kick out of someone/something
f.
101
Deyim
(birini/bir şeyi) komik/eğlenceli bulmak
get a buzz out of (someone or something)
f.
102
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a buzz out of someone/something
f.
103
Deyim
(birini) çok çekici bulmak
get the hots for (someone)
f.
104
Deyim
(birini) çok hoş bulmak
get the hots for (someone)
f.
105
Deyim
birini çok çekici bulmak
get/have the hots for somebody
f.
106
Deyim
birini çok hoş/seksi bulmak
get/have the hots for somebody
f.
107
Deyim
(birini/bir şeyi) çok çekici bulmak
have got the hots for (someone or something)
f.
108
Deyim
(birini/bir şeyi) çok hoş bulmak
have got the hots for (someone or something)
f.
109
Deyim
işe alacak birini bulmak
head hunt
f.
110
Deyim
kendiyle eşit seviyede birini bulmak
meet match
f.
111
Deyim
dişine göre birini bulmak
pick on your own size
f.
112
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame for (something) on (someone or something)
f.
113
Deyim
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something)
f.
114
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something) for (something)
f.
115
Deyim
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to earth
f.
116
Deyim
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to earth
f.
117
Deyim
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to earth
f.
118
Deyim
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run (someone or something) to earth
f.
119
Deyim
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to ground
f.
120
Deyim
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to ground
f.
121
Deyim
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to ground
f.
122
Deyim
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run (someone or something) to ground
f.
123
Deyim
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
run somebody/something to earth
f.
124
Deyim
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
run somebody/something to ground
f.
125
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz bulmak/değerlendirmek
turn thumbs down (on someone/something)
f.
Slang
126
Argo
birine seks için birini bulmak
procure
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bulmak (birini)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy