Geçmiş

broad a

"broad a" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Linguistics
1	Dilbilim	broad a i.	geniş a sesi

"broad a" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	have a broad repercussion f.	geniş yankı bulmak
2	Genel	have a broad repercussion in press f.	basında geniş yankı bulmak
3	Genel	have a broad vision f.	geniş vizyonlu olmak
4	Genel	have a broad vision f.	geniş vizyonu olmak
5	Genel	have a broad vision f.	vizyonu geniş olmak
6	Genel	have a broad vision f.	geniş vizyona sahip olmak
7	Genel	look from a broad perspective f.	geniş açıdan bakmak
8	Genel	have a broad perspective/an open mind f.	ufku geniş olmak
9	Genel	a broad range of s.	geniş bir
10	Genel	a broad array of s.	envai çeşit
11	Genel	a broad array of s.	çok çeşitli
12	Genel	a broad array of s.	geniş çeşitlilikte
13	Genel	a broad range of s.	geniş bir yelpazede farklı
14	Genel	in a broad sense zf.	geniş anlamda
15	Genel	in a broad way zf.	genel bir şekilde
Idioms
16	Deyim	a broad church i.	fikir kulübü
17	Deyim	a broad church i.	özgür düşünce platformu
18	Deyim	paint something with a broad brush f.	genel hatlarını çizmek
19	Deyim	paint something with a broad brush f.	genel hatlarıyla anlatmak
20	Deyim	paint something with a broad brush f.	ana hatlarıyla anlatmak
21	Deyim	paint something with a broad brush f.	temel özelliklerini anlatmak
22	Deyim	paint something with a broad brush f.	ayrıntılara girmeden anlatmak
23	Deyim	paint something with a broad brush f.	derine inmeden/yüzeysel olarak anlatmak
24	Deyim	paint something with a broad brush f.	genel bir resmini çizmek
25	Deyim	have a broad back f.	geniş olmak
26	Deyim	have a broad back f.	eleştiri kaldırabilmek
27	Deyim	hit the broad side of a barn f.	kolay görünen işi yapamamak
28	Deyim	have a broad back f.	eleştiriden/yargılanmaktan etkilenmemek
29	Deyim	have a broad back f.	yorulmadan yardım edebilmek
30	Deyim	have a broad back f.	bıkmadan yardım edebilmek
31	Deyim	have a broad back f.	bıkmadan/yorulmadan danışmanlık yapabilmek
32	Deyim	have a broad back f.	bıkmadan/yorulmadan yol gösterebilmek
33	Deyim	have a broad back f.	bıkmadan/yorulmadan akıl verebilmek
34	Deyim	as broad as a barn door expr.	çok geniş
35	Deyim	broad as a barn door expr.	gepgeniş
36	Deyim	as broad as a barn door expr.	gepgeniş
37	Deyim	broad as a barn door expr.	kocaman
38	Deyim	as broad as a barn door expr.	kocaman
39	Deyim	can't hit the broad side of a barn expr.	koskoca hedefi bile vuramayan
40	Deyim	can't hit the broad side of a barn expr.	koskoca bir hedefi bile vurmaktan aciz
Medical
41	Medikal	a broad clinical and pathologic spectrum i.	geniş bir klinik ve patolojik spektrum
42	Medikal	a broad range of patients i.	geniş bir hasta grubu