İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | blacken f. | karalamak |
Yaygın Kullanım | blacken f. | karartmak |
General | ||
Genel | blacken f. | siyahlaşmak |
Genel | blacken f. | kararmak |
Genel | blacken f. | karartmak |
Genel | blacken f. | siyahlatmak |
Genel | blacken f. | kara çalmak |
Genel | blacken f. | iftira etmek |
Genel | blacken f. | karalaşmak |
Genel | blacken f. | lekelemek |
Genel | blacken f. | kötülemek |
Genel | blacken f. | kirletmek |
Genel | blacken f. | leke sürmek |
Genel | blacken f. | siyah cilayla cilalamak |
Genel | blacken f. | (kağıt) hatalı kalenderleme nedeniyle normalden daha koyu hale gelmek |
Gastronomy | ||
Mutfak | blacken f. | (et, balık) baharatla kaplayıp aşırı ısıda hızla pişirerek dışı kararmış, içi yumuşak bir et elde etmek |
Mutfak | blacken f. | rengini değiştirmek için hafifçe ve yüzeysel bir şekilde yakmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | blacken out f. | tamamen kararmak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | siyahlaştırmak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | siyahlatmak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | siyaha boyamak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | karalaştırmak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | siyahi makyajı yapmak | ||
Öbek Fiiller | blacken up f. | makyajla siyahi kılığına girmek |