biriyle/bir şeyle ilgili - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

biriyle/bir şeyle ilgili



"biriyle/bir şeyle ilgili" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili in regard to somebody/something expr.
biriyle/bir şeyle ilgili with regard to somebody/something expr.

"biriyle/bir şeyle ilgili" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 190 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak have something against someone or something f.
biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek hold something against someone or something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak trouble (someone or oneself) with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak trouble (someone or oneself) with (someone or something) f.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili ne düşündüğünü söylemek express (oneself) to (someone) on (someone or something) f.
biriyle/bir şeyle yakından ilgili wired into someone or something f.
birine biriyle/bir şeyle ilgili yardımcı olmak assist someone with someone or something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili canını sıkmak bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zahmete girmek bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirini bozmak bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat bırakmamak bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili daraltmak bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat vermemek bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili başını ağrıtmak bother about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check in on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check up on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak clamp down (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili yakınmak complain about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak concern (oneself) about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak concern (oneself) over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak concerned about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak concerned about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak concerned about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer on (someone or something) with (one) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birinin) görüşünü almak confer with (one) on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine başvurmak consult (with) someone (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüşmek consult (with) someone (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birinden akıl almak consult (with) someone (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüş alışverişinde bulunmak consult (with) someone (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine akıl sormak consult (with) someone (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) söylenmek drone on (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek expostulate about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek expostulate on (someone or something) f.
biriyle/bir şeyle ilgili bir şeyi/işlemi yapıp bitirmek finish someone or something up f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak fret about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek fret about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek fret about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak fret over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek fret over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek fret over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak jest about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak jest at (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmeyi bırakmak lay off (someone/something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek moan about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sızlanmak moan about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili mızmızlanmak moan about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili homurdanmak murmur against (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek murmur against (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili mırıldanmak mutter about (someone or something) f.
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak pertain to (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rapor/hesap/bilgi vermek report on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek say (something) about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak sulk about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak sulk about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak sulk over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak sulk over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşmak/dedikodu yapmak/tartışmak talk of (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma talk of (someone or something) f.
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili tiye/alaya almak tease (one) about (someone or something) f.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili zahmet vermek trouble (someone) about (someone or something) f.
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek trouble (someone) about (someone or something) f.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek trouble (someone) about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili uyarmak warn about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek worry about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek worry about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek worry over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek worry over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili yazmak write about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir mektup, e-posta göndermek write about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ile ilgili yazı yazmak write of (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili küplere binmiş mad about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirden çılgına dönmüş mad about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kızgın mad about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hop oturup hop kalkan mad about (someone or something) s.
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili olarak as regards somebody/something expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in reference to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in regard to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in respect of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in respect to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with reference to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with regard to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with respect to (someone or something) expr.
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun/sıkıntı the trouble with (someone or something) i.
biriyle/bir şeyle ilgili olmak be/have to do with somebody/something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak be the matter (with someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir şeyler ters gitmek be up (with somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir sorun olmak be up (with somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bilgi almak get word (from someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler yolunda olmak/gitmek go well with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler güzel gitmek go well with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler olumlu/düzgün ilerlemek go well with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili artık güçlü duygular hissetmeyen over (someone or something) s.
biriyle/bir şeyle ilgili problemlerini çözmüş beyond someone or something s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış disgusted at (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış disgusted with (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak talking of (someone or something) expr.
biriyle/bir şeyle ilgili olarak talking of somebody/something [uk] expr.
biriyle/bir şeyle ilgili çok rahat at home with someone or something expr.
biriyle/bir şeyle ilgili bilgili at home with someone or something expr.
(biriyle/bir şeyle ilgili) olay şu here's the thing (about someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili değil nothing to do with (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun ne? what gives with (someone or something)? expr.
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) istediği gibi davranabilme/istediğini yapabilme özgürlüğü free hand (with someone or something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili istediği gibi at oynatma free hand (with someone or something) i.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap a mine of information (on somebody/something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni a mine of information (on somebody/something) i.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap a mine of information (about somebody/something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni a mine of information (about somebody/something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili pek bilgisi olmama a nodding acquaintance with (someone or something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok az bilgisi olma a nodding acquaintance with (someone or something) i.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) f.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak be in raptures (about/over somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek be in raptures (about/over somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak go into raptures (about/over somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek go into raptures (about/over somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) meraktan ölmek be worried sick (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok endişelenmek be worried sick (about someone or something) f.
birinin aklına (biriyle/bir şeyle ilgili) bir şey/fikir sokmak put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) bir fikir vermek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) yol göstermek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) teşvik etmek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) dürtmek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f.
biriyle/bir şeyle ilgili canını sıkmak bother one's (pretty little) head about someone or something f.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek bring someone up-to-date (on someone or something) f.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubt (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubts (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubts (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubts (on someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubt on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek come to blows (over someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek come to blows (about someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek get bent out of shape (over something) [us] f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek get bent out of shape (about something) [us] f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) panik/telaş yapmak get (oneself) into a stew (over someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) a jump on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the jump on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an advantage over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the advantage over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge over (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak go overboard (for somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak go overboard (about somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak have a beef with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak have a hard time with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sıkıntı çekmek have a hard time with (someone or something) f.
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak have designs on someone or something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek have no words for (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili taviz vermemek hold the line at (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili uykuları kaçmak lose sleep about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok endişe duymamak lose sleep about (someone or something) f.
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak make a pitch for somebody/something f.
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek make a pitch for somebody/something f.
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak make a pitch to somebody [us] f.
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek make a pitch to somebody [us] f.
biriyle/bir şeyle ilgili ortalığı ayağa kaldırmak make a stink about someone/something f.
biriyle/bir şeyle ilgili hır çıkarmak make a stink about someone/something f.
biriyle/bir şeyle ilgili sorun yaratmak make a stink about someone/something f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) hır çıkarmak raise a stink (about someone/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) sorun yaratmak raise a stink (about someone/something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak raise a stink (about someone/something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak take an interest in (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili isteksiz half-hearted about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili gönülsüz half-hearted about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kuralcı death on (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli keen about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli keen on (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) çok ilgili keen on (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hemfikir of a single mind about (someone or something) s.
(biriyle/bir şeyle) ilgili paçaları tutuşmuş in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili telaş yapmış in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişeli in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili tüm gelişmelerden haberdar on top of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili son/bütün gelişmeleri takipte on top of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kararsız up in the air about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili muallakta up in the air about (someone or something) expr.