biriken - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

biriken



"biriken" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
biriken accumulative s.
General
biriken cumulative s.
biriken hoarded s.
biriken accumulating s.
Trade/Economic
biriken accrued s.
Law
biriken cumulative s.

"biriken" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 104 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ortada biriken para jackpot i.
bir barajın gerisinde biriken su backwater i.
zamanla biriken ve hoşa gitmeyen her türlü hurda veya süprüntü cruft i.
göbek deliğinde biriken pamuk navel lint i.
göbek deliğinde biriken pamuk belly button lint i.
göbek deliğinde biriken pamuk belly button fluff i.
göbek deliğinde biriken pamuk dip lint i.
göbek deliğinde biriken pamuk navel fluff i.
pantolon ceplerinde biriken kir toz parçaları gnurr i.
bilgisayar tuşlarının altında ve etrafında biriken pislik keyboard plaqu i.
yatay biriken tortu herb layer i.
çiy düşmesi sırasında biriken nem miktarı dewfall i.
zamanla biriken zararlı etkiler insidiousness i.
bir şeye daldırılarak kaplanmış eşyanın altında biriken damlalar drip i.
damlayarak biriken şey drippage i.
cam üfleme borusunun ucunda biriken erimiş camı toplayan kimse gatherer i.
zıt elementler arasında biriken kritik basınç noktası crunch i.
buhar kazanında biriken tortu tabakası sludge i.
bent kapağının ardında biriken su kütlesi sluice i.
çöp ve pislik biriken yer suillage i.
biriken işleri yapmak catch up on f.
Phrasals
teknede biriken suyu kova ile boşaltmak/tahliye etmek bail something out f.
Colloquial
dolap yerine sandalye üzerinde biriken büyük giysi yığını chairdrobe i.
Trade/Economic
anonim şirketlerde biriken borçlar capital reserve i.
bir sabit varlığın maliyet bedelinden o güne kadar biriken amortismanlar çıkartıldıktan sonra geri kalan değer residual value i.
geçmiş bir tarihten başlayan ücret artışı dolayısıyla biriken farkların ödenmesi back pay i.
kar payı biriken rüçhanlı hisse senedi cumulative preferred stock i.
Law
bir barajın gerisinde biriken sular backwater i.
Industry
erimiş metal üzerinde biriken cüruf sull i.
Technical
biriken katışkı segregating impurity i.
gaz damıtıcısında biriken yoğun karbon gas black i.
kağıt fabrikalarında döngüdeki sularda biriken ve kimyasal ve biyolojik oksijen ihtiyacını arttıran zararlı maddeler detrimental substances i.
sarkıt ve dikitlerde biriken kalsiyum karbonat dripstone i.
şarap fıçılarında biriken bir tür tortu wine stone i.
dökme demiri cürufundan ayıran ocakta biriken cüruf mill cinder i.
ara havuzda biriken su pool i.
su akışını kontrol eden kanalın kapaklarında biriken su pool i.
galvanize klişenin yüzeyini oluşturmada kullanılan kalıpta biriken ince bakır veya nikel tabakası shell i.
yüzeyde biriken sıvıyı boşaltmak wreck f.
yüzeyde biriken sıvıyı tahliye etmek wreck f.
(vakum tüpü) içinde biriken gaz nedeniyle bozulmuş gassy s.
yüzeyde biriken surface-assimilative s.
Computer
zaman içerisinde biriken gereksiz dijital bilgi cruft i.
Textile
(tarak makinesinin) üzerinde biriken lifleri temizlemek fettle f.
Automotive
çamur motorun içinde biriken toz sludge i.
Marine
biriken saatler hours accumulative i.
gemilerin ambarlarında biriken suların akmasını sağlayan oluk veya yol limbers i.
Medical
kalın bağırsakta kabızlık nedeniyle biriken gaitanın boşaltılması disimpaction i.
karın içinde biriken fazladan olan sıvı acites i.
nöron hücreleri içinde biriken ipliksi yapılar intraneuronal accumulations of fibrillary materials i.
ciltte veya dokularda biriken pigment miktarındaki anormal artış melanopathy i.
ciltte veya dokularda biriken pigment miktarındaki anormal artışla karakterize edilen hastalık melanopathy i.
böbreklerde ve mesanede biriken küçük böbrek taşları tortusu gravel i.
portal sistemde biriken kandan gelen basınç sonucu gelişen hipertansiyon portal hypertension i.
akciğerinde toz biriken kimse pneumoconiotic i.
Physiology
biriken sıvı effusion i.
Pathology
gut hastalarında eklemlerde, dış kulakta ve dokularda biriken kireç benzeri yapı chalkstone i.
bazı dejeneratif hastalıklar sonucu dokularda biriken nişasta benzeri kompleks protein amyloid i.
ciltte veya dokularda biriken pigment miktarındaki anormal artış melanopathia i.
ciltte veya dokularda biriken pigment miktarındaki anormal artışla karakterize edilen hastalık melanopathia i.
Veterinary
hayvanların midesinde biriken tüy topu food ball i.
sığır midesinde biriken kıl topu ox ball i.
Gastronomy
zeytinyağının dibinde biriken tortu amurca i.
(uzun olgunlaşma süreci esnasında) şarap şişesinin iç yüzeyinde biriken tortu crust i.
Physics
bir yüzeyde biriken radyan enerji absorptivity i.
Chemistry
tek katman halinde bir yüzeyde biriken kükürt içeren hidrokarbon polimerleri alkanethiol i.
biriken gazların oranını belirlemeye yarayan aletin adı effusiometer i.
presli filtrede biriken katı materyal filter cake i.
Biochemistry
bazı hayvan organlarında protein metabolizması bozulunca biriken mumsu yarı saydam bir madde amyloid i.
Marine Biology
akvaryum tabanında biriken atıklar sediment i.
Zoology
büyükbaş hayvanların boyunlarının altında biriken sarkık deri parçası dewlap i.
Breeding
hayvanın deri altında biriken yağ finish i.
Archaeology
kazı sonrasında tırnak altında biriken toprak hyponychial dirt i.
Environment
tencere ve tavalarda biriken yağ kitchen stuff i.
(baraj, havuz içerisinde) biriken su impoundage i.
(baraj, havuz içerisinde) biriken su impoundment i.
derin suda biriken (tortu) pontic s.
Geography
delta üzerinde biriken pürüzsüz tortu tabakası topset beds i.
buzul moreninin önünde biriken kum ve çakılla kaplı alan apron i.
kar suyuyla beslenen/biriken snow-fed s.
Geology
okyanus diplerinde biriken, çeşitli mineral ve organik kalıntıları içeren tortu tabakası red clay i.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlara ait time-stratigraphic i.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlarla ilgili time-stratigraphic i.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçları teşkil eden time-stratigraphic i.
bulanıklık akımı ile biriken tortu turbidite i.
bir çağda biriken kayaçları içeren stratigrafik bölüm group i.
prekambriyen çağ'a ait, etrafında genç tortul kayaç biriken kıta ana bölümü shield i.
çözeltiden biriken kayaçlar ile ilgili chemical s.
suda biriken maddelerden oluşmuş (tortul kayaçlar) aqueous s.
Card
(poker) biriken toplam parayı oyuncular arasında bölüştürmek chop f.
Slang
hijyen eksikliği sonucu sünnet derisinde biriken kötü kokulu madde cock cheese i.
hijyen eksikliği sonucu sünnet derisinde biriken kötü kokulu madde cock-cheese i.
hijyen eksikliği sonucu sünnet derisinde biriken kötü kokulu madde crotch-cheese i.
genital bölgede biriken yağlı salgı crotch cheese i.
genital bölgede biriken yağlı salgı crotch-cheese i.
genital bölgede biriken yağlı salgı cock-cheese i.
ayak parmaklarının arasında biriken kir/pamukçuk gronk i.
(duşta, küvette biriken) vücut kiri shower scum i.
(duşta, küvette biriken) banyo kiri shower scum i.
banyoda biriken vücut kiri soap scum i.
British Slang
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı smegma i.
cinsel organların kıvrımları içerisinde biriken beyaz salgı smeg i.
cinsel organın kıvrımında biriken beyaz salgı knob cheese i.
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı cheese i.