bir-bir - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir-bir



"bir-bir" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
bir-bir one-to-one expr.

"bir-bir" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
zarların bir bir gelmesi snake eyes i.
bir bir azalmak dribble f.
bir bir respective s.
bir bir berabere olan one-up s.
bir bir singly zf.
aşikar bir bir biçimde egregiously zf.
bir bir one by one zf.
Phrasals
ne yapacağını bir bir söylemek lead someone by something f.
şans eseri bir bir araya gelmek fall across f.
(birine bir/bir şey) hakkında bir emare olmak tell (one) about (someone or something) f.
(bir şeyi bir yerden/kullanımdan/bağlamdan başka bir bir yere/kullanıma/bağlama) aktarmak transpose (something) from (something) (in)to (something) f.
(bir şeyi başka bir bir yere/kullanıma/bağlama) aktarmak transpose (something) to (something) f.
Phrases
bir …, bir … now (something), now (something else) expr.
(biri/bir şey) tam bir (bir şey) (something), thy name is (someone or something) expr.
Colloquial
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir bir eylem bit i.
tam bir (bir şey) örneği olmak be (something) itself f.
tam bir (bir şey) abidesi olmak be (something) itself f.
son (bir/bir iki) şeyi kalmak be down to (something) f.
son bir/bir iki şeyi kalmak be down to something f.
tam bir (bir şey) every inch a (something) expr.
tam bir (bir şey) every inch the (something) expr.
tam bir (bir şey) quite the little (something) expr.
kendi çapında bir (bir şey) quite the little (something) expr.
küçük bir/neredeyse bir (bir şey) quite the little (something) expr.
Idioms
tam bir (bir şey) örneği the soul of (something) i.
bir bir anlatmak spell out f.
herşeyi açık açık/bir bir/çekinmeden söylemek pull no punch f.
sıradan/herkesi bir bir dolaşmak go down the line f.
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak sell the family silver f.
(bir/bir şey) dolu olmak be swimming with (someone or something) f.
Speaking
oraya varmam bir - bir buçuk saat sürer it's gonna take about an hour and a half to get there expr.
Sport
bir bir berabere olan one up s.
Slang
kişiyi sarhoş edip/kafasını güzel yapıp dilinin çözülmesini/her şeyi bir bir anlatmasını sağlayan sert içki tongue loosener i.
kişiyi sarhoş edip/kafasını güzel yapıp dilinin çözülmesini/her şeyi bir bir anlatmasını sağlayan sert içki tongue oil i.