|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
iddia edilen şeyle alakası olmayan bir sonuç çıkarılmasından doğan hata |
ignoratio elenchi i.
|
|
2 |
Genel |
korkunç bir hata |
an egregious mistake i.
|
|
3 |
Genel |
aptalca bir hata |
boo boo i.
|
|
4 |
Genel |
aptalca bir hata |
goof i.
|
|
5 |
Genel |
telafi edilemez bir hata |
an irreparable mistake i.
|
|
6 |
Genel |
çok büyük bir hata |
pratfall i.
|
|
7 |
Genel |
utanılacak bir hata yapmak |
make a boo boo f.
|
|
8 |
Genel |
çok büyük bir hata yapmak |
make a boo boo f.
|
|
9 |
Genel |
aptalca bir hata yapmak |
make a boo boo f.
|
|
10 |
Genel |
aptalca bir hata yapmak |
goof up f.
|
|
11 |
Genel |
aptalca bir hata yaparak işi bozmak |
goof up f.
|
|
12 |
Genel |
bir hata yapmak |
make a mistake f.
|
|
13 |
Genel |
bir hata yapmak |
make an error f.
|
|
14 |
Genel |
büyük ve utandırıcı bir hata yapmak |
belly flop f.
|
|
15 |
Genel |
ileride sorun yaratacak bir hata yapmak |
fat finger f.
|
|
16 |
Genel |
bir şey yaparken hata yapmak |
make the mistake of doing something f.
|
|
Phrasals |
|
17 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi gözden kaçırarak/dalgınlıkla) hata/yanlış yapmak |
slip up on f.
|
|
18 |
Öbek Fiiller |
(birinde/bir şeyde) hata bulmak |
pinch at (someone or something) [obsolete ] f.
|
|
19 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) hata yapmak |
slip up on (something) f.
|
|
|
Proverb |
|
20 |
Atasözü |
yaptığın hata/yanlıştan ders alarak bir daha tekrar etmezsin |
a fall into a ditch makes you wiser
|
|
Colloquial |
|
21 |
Konuşma Dili |
bir hata yaptığında utanç belirtmek için kullanılan ifade |
dunce cap i.
|
|
22 |
Konuşma Dili |
küçük bir hata |
mote in the eye i.
|
|
23 |
Konuşma Dili |
(özellikle sporda) hata yapan bir oyuncuya kızgınlıkla bağırma |
hairdryer treatment [uk] i.
|
|
24 |
Konuşma Dili |
gülünç bir hata |
mishtake i.
|
|
25 |
Konuşma Dili |
aptalca bir hata yapmak |
slip on a banana peel [uk] f.
|
|
26 |
Konuşma Dili |
utanç verici bir hata yapmak |
slip on a banana peel [uk] f.
|
|
27 |
Konuşma Dili |
aptalca bir hata yapmak |
slip on a banana skin f.
|
|
28 |
Konuşma Dili |
utanç verici bir hata yapmak |
slip on a banana skin f.
|
|
29 |
Konuşma Dili |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırıp bir hata yapmak |
mix up f.
|
|
30 |
Konuşma Dili |
(birine/bir şeye) hata bulmak |
find fault (with someone or something) f.
|
|
31 |
Konuşma Dili |
(birine/bir şeye) hata bulmak |
find fault (with somebody/something) f.
|
|
32 |
Konuşma Dili |
bir günde yeterince hata yapmadın mı? |
haven't you made enough mistakes for one day? expr.
|
|
33 |
Konuşma Dili |
bu aptalca bir hata |
that's one on you expr.
|
|
34 |
Konuşma Dili |
bir hata daha yaparsa sonu olur |
one more strike and (one's) out expr.
|
|
35 |
Konuşma Dili |
bir hata daha yaparsa atılır |
one more strike and (one's) out expr.
|
|
36 |
Konuşma Dili |
bir hata daha yaparsa her şey biter |
one more strike and (one's) out expr.
|
|
37 |
Konuşma Dili |
bir hata daha yaparsa/bir suç daha işlerse kovulur |
one more strike and (one's) out expr.
|
|
38 |
Konuşma Dili |
kovulması/atılması tek bir hata daha yapmasına bakar |
one more strike and (one's) out expr.
|
|
39 |
Konuşma Dili |
bir hata yaparsan sonun olur |
one strike, (and) you're out expr.
|
|
|
40 |
Konuşma Dili |
tek bir hata yaparsan atılırsın |
one strike, (and) you're out expr.
|
|
41 |
Konuşma Dili |
bir hata yaparsan her şey biter |
one strike, (and) you're out expr.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
bir hata yaparsan/bir suç işlersen kovulursun |
one strike, (and) you're out expr.
|
|
43 |
Konuşma Dili |
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade |
shurely shome mishtake expr.
|
|
44 |
Konuşma Dili |
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri |
that's rich [uk] expr.
|
|
45 |
Konuşma Dili |
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri! |
that's rich! expr.
|
|
Idioms |
|
46 |
Deyim |
zamanında giderilen küçük bir hata büyük felaketleri önler |
a stitch in time saves nine i.
|
|
47 |
Deyim |
utanç verici bir durum/hata |
a banana skin i.
|
|
48 |
Deyim |
aptalca bir hata |
a banana skin i.
|
|
49 |
Deyim |
(birinin) ismini lekeleyen bir hata |
a black mark against (one) i.
|
|
50 |
Deyim |
birinin ismini lekeleyen bir hata |
a black mark against someone i.
|
|
51 |
Deyim |
ilk bakışta görünmeyen bir hata/sıkıntı |
a catch to it i.
|
|
52 |
Deyim |
bir dizi hata |
a chapter of accidents i.
|
|
53 |
Deyim |
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) |
(make) one false move i.
|
|
54 |
Deyim |
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) |
(make) a false move i.
|
|
55 |
Deyim |
herkesin yapabileceği bir hata |
an honest mistake i.
|
|
56 |
Deyim |
herkesin başına gelebilecek bir hata |
an honest mistake i.
|
|
57 |
Deyim |
herkesin yapabileceği bir hata |
an honest mistake i.
|
|
58 |
Deyim |
herkesin başına gelebilecek bir hata |
an honest mistake i.
|
|
59 |
Deyim |
ölümcül bir hata yapmak |
split on a rock f.
|
|
60 |
Deyim |
yanlış bir şey söylediğini veya yaptığını düşünmemek hata yaptığını düşünmemek |
make no apologies f.
|
|
61 |
Deyim |
çok büyük bir hata yapmamak |
err on the right side f.
|
|
62 |
Deyim |
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak |
tread/walk a fine line f.
|
|
63 |
Deyim |
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak |
tread/walk a thin line f.
|
|
64 |
Deyim |
aptalca bir hata yapmak |
slip on a banana skin f.
|
|
65 |
Deyim |
utanç verici bir hata yapmak |
slip on a banana skin f.
|
|
66 |
Deyim |
(bir şey, suç, hata yaptığı/işlediği) için yakalanmak |
get done for (something) f.
|
|
67 |
Deyim |
(bir şeyde) bir hata tespit etmek |
poke a hole in (something) f.
|
|
68 |
Deyim |
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak |
find fault (with somebody/something) f.
|
|
69 |
Deyim |
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak |
find fault (with somebody/something) f.
|
|
70 |
Deyim |
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak |
find fault with (someone or something) f.
|
|
71 |
Deyim |
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak |
find fault with (someone or something) f.
|
|
72 |
Deyim |
utanılacak bir hata yapmak |
make a boo-boo f.
|
|
73 |
Deyim |
aptalca bir hata yapmak |
make a boo-boo f.
|
|
74 |
Deyim |
önemsiz bir hata yapmak |
make a boo-boo f.
|
|
75 |
Deyim |
ufak/saçma bir hata yapmak |
make a boo-boo f.
|
|
76 |
Deyim |
-de bir hata tespit etmek |
poke a hole in f.
|
|
77 |
Deyim |
(bir şeyde) bir hata tespit etmek |
poke a hole through (something) f.
|
|
78 |
Deyim |
(biri/bir şey) üç hata hakkından (birini, ikisini, üçünü de) kullanmış |
(one, two, three) strikes against (someone or something) expr.
|
|
79 |
Deyim |
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade |
shome mishtake shurely expr.
|
|
|
Speaking |
|
80 |
Konuşma |
ufak bir hata yapıldığını belirten bir ifade |
whoops-a-daisy i.
|
|
81 |
Konuşma |
bir hata yaptık |
we made a mistake expr.
|
|
82 |
Konuşma |
bir hata yaptın |
you made a mistake expr.
|
|
83 |
Konuşma |
bir hata yaptım |
I made a mistake expr.
|
|
84 |
Konuşma |
bir hata olmalı |
there must be some mistake expr.
|
|
85 |
Konuşma |
belki bir hata falan olmuştur |
maybe there's been some sort of mistake expr.
|
|
86 |
Konuşma |
ben bir hata yaptım |
I made a mistake expr.
|
|
87 |
Konuşma |
bir hata falan olmalı |
there must be some sort of mistake expr.
|
|
88 |
Konuşma |
bence büyük bir hata yapıyorsun |
I think you're making a big mistake expr.
|
|
89 |
Konuşma |
herhangi bir hata yaptın mı? |
did you make any mistakes? expr.
|
|
90 |
Konuşma |
korkunç bir hata yaptım |
I've made a horrible mistake expr.
|
|
91 |
Konuşma |
o bir hata yaptı |
he made a mistake expr.
|
|
92 |
Konuşma |
o bir hata yaptı |
she made a mistake expr.
|
|
Trade/Economic |
|
93 |
Ticaret/Ekonomi |
açık bir hata bulunmadığı sürece |
in the absence of manifest error expr.
|
|
Technical |
|
94 |
Teknik |
feci/felaket bir hata |
a catastrophic error i.
|
|
Computer |
|
95 |
Bilgisayar |
beklenmeyen bir hata |
an unhandled exception i.
|
|
96 |
Bilgisayar |
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyiniz |
an error occurred please try again later i.
|
|
97 |
Bilgisayar |
özür dileriz bir hata oluştu |
sorry an error has occurred i.
|
|
98 |
Bilgisayar |
yazılmış bir kodu derlemeye calışan compiler'in verdiği hata |
compiler error i.
|
|
99 |
Bilgisayar |
bilinmeyen bir hata meydana geldi |
an unknown error occurred expr.
|
|
100 |
Bilgisayar |
bilinmeyen bir hata oluştu |
an unknown error occurred expr.
|
|
101 |
Bilgisayar |
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyin |
an error occurred please try again later expr.
|
|
102 |
Bilgisayar |
bir hata oluştu |
an error occured expr.
|
|
103 |
Bilgisayar |
istek işlenirken bir hata oluştu |
there has been an error processing your request expr.
|
|
104 |
Bilgisayar |
istek sırasında bir hata oluştu |
there has been an error processing your request expr.
|
|
Telecom |
|
105 |
Telekom |
bir sistemdeki kısa süreli hata |
glitch i.
|
|
Radio |
|
106 |
Radyo |
iyonosferdeki dalgalanmalardan ötürü telsiz irtibatında meydana gelen ciddi bir hata |
twilight effect i.
|
|
Biology |
|
107 |
Biyoloji |
bir mikroorganizma veya virüsün veya ökaryotik hücrenin hata sonucu tutulduğu koşullardan ortama salınması |
accidental release i.
|
|
Astronomy |
|
108 |
Gökbilim |
bir gezegenin veya kuyruklu yıldızın gökyüzündeki çok sayıda gözlemle ve hata payı en aza indirilerek belirlenmiş olan yeri |
normal place i.
|
|
Basketball |
|
109 |
Basketbol |
son derece basit bir biçimde hata yapmak |
double dribble f.
|
|
Baseball |
|
110 |
Beysbol |
savunma oyuncusunun bir rakip oyuncuyu dışarı çıkarabilecekken yaptığı hata |
error i.
|
|
Latin |
|
111 |
Latince |
kamu çalışanlarının ciddi bir hata yapmadığı sürece hayat boyu iş garantisi olduğunu anlatan ifade |
ad vitam aut culpam i.
|
|
Slang |
|
112 |
Argo |
büyük bir hata yapmak |
come a gutser [australia] f.
|
|
Modern Slang |
|
113 |
Modern Argo |
çok kötü bir hata |
all kinds of wrong i.
|
|