bir hata - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir hata



"bir hata" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir hata a fault i.

"bir hata" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 113 sonuç

Türkçe İngilizce
General
iddia edilen şeyle alakası olmayan bir sonuç çıkarılmasından doğan hata ignoratio elenchi i.
korkunç bir hata an egregious mistake i.
aptalca bir hata boo boo i.
aptalca bir hata goof i.
telafi edilemez bir hata an irreparable mistake i.
çok büyük bir hata pratfall i.
utanılacak bir hata yapmak make a boo boo f.
çok büyük bir hata yapmak make a boo boo f.
aptalca bir hata yapmak make a boo boo f.
aptalca bir hata yapmak goof up f.
aptalca bir hata yaparak işi bozmak goof up f.
bir hata yapmak make a mistake f.
bir hata yapmak make an error f.
büyük ve utandırıcı bir hata yapmak belly flop f.
ileride sorun yaratacak bir hata yapmak fat finger f.
bir şey yaparken hata yapmak make the mistake of doing something f.
Phrasals
(bir şeyi gözden kaçırarak/dalgınlıkla) hata/yanlış yapmak slip up on f.
(birinde/bir şeyde) hata bulmak pinch at (someone or something) [obsolete ] f.
(bir şeyde) hata yapmak slip up on (something) f.
Proverb
yaptığın hata/yanlıştan ders alarak bir daha tekrar etmezsin a fall into a ditch makes you wiser
Colloquial
bir hata yaptığında utanç belirtmek için kullanılan ifade dunce cap i.
küçük bir hata mote in the eye i.
(özellikle sporda) hata yapan bir oyuncuya kızgınlıkla bağırma hairdryer treatment [uk] i.
gülünç bir hata mishtake i.
aptalca bir hata yapmak slip on a banana peel [uk] f.
utanç verici bir hata yapmak slip on a banana peel [uk] f.
aptalca bir hata yapmak slip on a banana skin f.
utanç verici bir hata yapmak slip on a banana skin f.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırıp bir hata yapmak mix up f.
(birine/bir şeye) hata bulmak find fault (with someone or something) f.
(birine/bir şeye) hata bulmak find fault (with somebody/something) f.
bir günde yeterince hata yapmadın mı? haven't you made enough mistakes for one day? expr.
bu aptalca bir hata that's one on you expr.
bir hata daha yaparsa sonu olur one more strike and (one's) out expr.
bir hata daha yaparsa atılır one more strike and (one's) out expr.
bir hata daha yaparsa her şey biter one more strike and (one's) out expr.
bir hata daha yaparsa/bir suç daha işlerse kovulur one more strike and (one's) out expr.
kovulması/atılması tek bir hata daha yapmasına bakar one more strike and (one's) out expr.
bir hata yaparsan sonun olur one strike, (and) you're out expr.
tek bir hata yaparsan atılırsın one strike, (and) you're out expr.
bir hata yaparsan her şey biter one strike, (and) you're out expr.
bir hata yaparsan/bir suç işlersen kovulursun one strike, (and) you're out expr.
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade shurely shome mishtake expr.
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri that's rich [uk] expr.
(aynı hata eleştiriyi yapan kişide de olduğu için) şaşırtıcı bir eleştiri! that's rich! expr.
Idioms
zamanında giderilen küçük bir hata büyük felaketleri önler a stitch in time saves nine i.
utanç verici bir durum/hata a banana skin i.
aptalca bir hata a banana skin i.
(birinin) ismini lekeleyen bir hata a black mark against (one) i.
birinin ismini lekeleyen bir hata a black mark against someone i.
ilk bakışta görünmeyen bir hata/sıkıntı a catch to it i.
bir dizi hata a chapter of accidents i.
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) (make) one false move i.
durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak) (make) a false move i.
herkesin yapabileceği bir hata an honest mistake i.
herkesin başına gelebilecek bir hata an honest mistake i.
herkesin yapabileceği bir hata an honest mistake i.
herkesin başına gelebilecek bir hata an honest mistake i.
ölümcül bir hata yapmak split on a rock f.
yanlış bir şey söylediğini veya yaptığını düşünmemek hata yaptığını düşünmemek make no apologies f.
çok büyük bir hata yapmamak err on the right side f.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak tread/walk a fine line f.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak tread/walk a thin line f.
aptalca bir hata yapmak slip on a banana skin f.
utanç verici bir hata yapmak slip on a banana skin f.
(bir şey, suç, hata yaptığı/işlediği) için yakalanmak get done for (something) f.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek poke a hole in (something) f.
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak find fault (with somebody/something) f.
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak find fault (with somebody/something) f.
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak find fault with (someone or something) f.
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak find fault with (someone or something) f.
utanılacak bir hata yapmak make a boo-boo f.
aptalca bir hata yapmak make a boo-boo f.
önemsiz bir hata yapmak make a boo-boo f.
ufak/saçma bir hata yapmak make a boo-boo f.
-de bir hata tespit etmek poke a hole in f.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek poke a hole through (something) f.
(biri/bir şey) üç hata hakkından (birini, ikisini, üçünü de) kullanmış (one, two, three) strikes against (someone or something) expr.
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade shome mishtake shurely expr.
Speaking
ufak bir hata yapıldığını belirten bir ifade whoops-a-daisy i.
bir hata yaptık we made a mistake expr.
bir hata yaptın you made a mistake expr.
bir hata yaptım I made a mistake expr.
bir hata olmalı there must be some mistake expr.
belki bir hata falan olmuştur maybe there's been some sort of mistake expr.
ben bir hata yaptım I made a mistake expr.
bir hata falan olmalı there must be some sort of mistake expr.
bence büyük bir hata yapıyorsun I think you're making a big mistake expr.
herhangi bir hata yaptın mı? did you make any mistakes? expr.
korkunç bir hata yaptım I've made a horrible mistake expr.
o bir hata yaptı he made a mistake expr.
o bir hata yaptı she made a mistake expr.
Trade/Economic
açık bir hata bulunmadığı sürece in the absence of manifest error expr.
Technical
feci/felaket bir hata a catastrophic error i.
Computer
beklenmeyen bir hata an unhandled exception i.
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyiniz an error occurred please try again later i.
özür dileriz bir hata oluştu sorry an error has occurred i.
yazılmış bir kodu derlemeye calışan compiler'in verdiği hata compiler error i.
bilinmeyen bir hata meydana geldi an unknown error occurred expr.
bilinmeyen bir hata oluştu an unknown error occurred expr.
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyin an error occurred please try again later expr.
bir hata oluştu an error occured expr.
istek işlenirken bir hata oluştu there has been an error processing your request expr.
istek sırasında bir hata oluştu there has been an error processing your request expr.
Telecom
bir sistemdeki kısa süreli hata glitch i.
Radio
iyonosferdeki dalgalanmalardan ötürü telsiz irtibatında meydana gelen ciddi bir hata twilight effect i.
Biology
bir mikroorganizma veya virüsün veya ökaryotik hücrenin hata sonucu tutulduğu koşullardan ortama salınması accidental release i.
Astronomy
bir gezegenin veya kuyruklu yıldızın gökyüzündeki çok sayıda gözlemle ve hata payı en aza indirilerek belirlenmiş olan yeri normal place i.
Basketball
son derece basit bir biçimde hata yapmak double dribble f.
Baseball
savunma oyuncusunun bir rakip oyuncuyu dışarı çıkarabilecekken yaptığı hata error i.
Latin
kamu çalışanlarının ciddi bir hata yapmadığı sürece hayat boyu iş garantisi olduğunu anlatan ifade ad vitam aut culpam i.
Slang
büyük bir hata yapmak come a gutser [australia] f.
Modern Slang
çok kötü bir hata all kinds of wrong i.