|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
make-believe i.
|
hayal ürünü |
|
2 |
Genel |
make-believe i.
|
hayal |
|
3 |
Genel |
make believe i.
|
gerçek olmayan şey |
|
|
4 |
Genel |
make believe i.
|
sahte şey |
|
5 |
Genel |
make-believe i.
|
yalandan inanma |
|
6 |
Genel |
make-believe i.
|
inanıyormuş gibi yapma |
|
7 |
Genel |
make-believe i.
|
mış gibi yapan kimse |
|
8 |
Genel |
make believe f.
|
gibi davranmak |
|
9 |
Genel |
make somebody believe f.
|
yutturmak |
|
10 |
Genel |
believe in god f.
|
allah'a inanmak |
|
11 |
Genel |
believe that something is possible f.
|
aklı kesmek |
|
12 |
Genel |
believe in someone f.
|
birine güvenmek |
|
13 |
Genel |
not to be able to believe one's eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
14 |
Genel |
not to believe in f.
|
inanmamak |
|
15 |
Genel |
believe in f.
|
güvenmek |
|
16 |
Genel |
come to believe f.
|
inanmak |
|
17 |
Genel |
not to believe f.
|
inanmamak |
|
18 |
Genel |
believe in f.
|
inanmak |
|
19 |
Genel |
believe to be guilty f.
|
suçlu olduğuna inanmak |
|
20 |
Genel |
believe in f.
|
itikat etmek |
|
21 |
Genel |
make believe f.
|
inandırmak |
|
22 |
Genel |
make believe f.
|
olarak hayal etmek |
|
23 |
Genel |
make believe f.
|
olarak düşünmek |
|
|
24 |
Genel |
believe in f.
|
inanmak (bir şeye) |
|
25 |
Genel |
not to believe in religions f.
|
dinlere inanmamak |
|
26 |
Genel |
be hard to believe f.
|
inanması zor olmak |
|
27 |
Genel |
can not believe f.
|
inanamamak |
|
28 |
Genel |
not believe a word of something f.
|
tek kelimesine bile inanmamak |
|
29 |
Genel |
be hard to believe f.
|
inanması güç olmak |
|
30 |
Genel |
not able to believe f.
|
inanamamak |
|
31 |
Genel |
not believe a word of something f.
|
bir kelimesine bile inanmamak |
|
32 |
Genel |
be at a loss as to whom to believe f.
|
iki arada kalmak |
|
33 |
Genel |
believe something impossible f.
|
imkansız gözüyle bakmak |
|
34 |
Genel |
really believe f.
|
gerçekten inanmak |
|
35 |
Genel |
firmly believe f.
|
gerçekten inanmak |
|
36 |
Genel |
believe wholeheartedly f.
|
yürekten inanmak |
|
37 |
Genel |
make believe f.
|
kendine ... süsü vermek |
|
38 |
Genel |
firmly believe in f.
|
itikat etmek |
|
39 |
Genel |
believe someone's words f.
|
sözüne inanmak |
|
40 |
Genel |
believe someone guilty f.
|
suçlu olduğuna inanmak |
|
41 |
Genel |
believe mistakenly that f.
|
yanılgıya düşmek |
|
42 |
Genel |
believe in superstitions f.
|
batıl inançları olmak |
|
43 |
Genel |
believe in superstitions f.
|
hurafelere inanmak |
|
44 |
Genel |
believe in magic f.
|
büyüye inanmak |
|
45 |
Genel |
can not believe what one hear f.
|
kulaklarına inanamamak |
|
46 |
Genel |
can not believe what one hear f.
|
kulaklarına inanmamak |
|
47 |
Genel |
believe the miracles f.
|
mucizelere inanmak |
|
48 |
Genel |
lead someone to believe something f.
|
inanmasına neden olmak |
|
49 |
Genel |
believe in oneself f.
|
kendine güvenmek |
|
50 |
Genel |
believe in fortune telling f.
|
fala inanmak |
|
51 |
Genel |
believe in islam f.
|
islama inanmak |
|
52 |
Genel |
cause someone to believe f.
|
inanmasına neden olmak |
|
53 |
Genel |
lead someone to believe f.
|
inanmasına neden olmak |
|
54 |
Genel |
make someone believe f.
|
inanmasına neden olmak |
|
55 |
Genel |
lead someone to believe something f.
|
birini bir şeye inandırmak |
|
56 |
Genel |
come to believe f.
|
inanır olmak |
|
57 |
Genel |
come to believe f.
|
inanmaya başlamak |
|
58 |
Genel |
make someone believe that something is true f.
|
(bir şeyin) doğruluğuna inandırmaya çalışmak |
|
59 |
Genel |
believe in miracles f.
|
mucizelere inanmak |
|
60 |
Genel |
believe in religion f.
|
dine inanmak |
|
61 |
Genel |
believe in yourself f.
|
kendine inanmak |
|
62 |
Genel |
half believe f.
|
şüphelenmek |
|
63 |
Genel |
believe in god f.
|
tanrı'ya inanmak |
|
|
64 |
Genel |
cause someone to believe f.
|
inandırmak |
|
65 |
Genel |
make-believe s.
|
sahtekar |
|
66 |
Genel |
make-believe s.
|
hayal ürünü olan |
|
67 |
Genel |
make-believe s.
|
sahte |
|
68 |
Genel |
make-believe s.
|
hayali |
|
69 |
Genel |
make-believe s.
|
yapmacık |
|
70 |
Genel |
believe me! ünl.
|
sözüme inan! |
|
Phrasals |
|
71 |
Öbek Fiiller |
believe in f.
|
gerçekleştiğine inanmak |
|
72 |
Öbek Fiiller |
believe on f.
|
inanç duymak |
|
73 |
Öbek Fiiller |
believe in f.
|
gerçekleşeceğine inanmak |
|
74 |
Öbek Fiiller |
believe on f.
|
inancı olmak |
|
75 |
Öbek Fiiller |
make believe f.
|
inandırmak |
|
76 |
Öbek Fiiller |
believe (something) of (someone) f.
|
(biri) hakkında (bir şeye) inanmak |
|
77 |
Öbek Fiiller |
believe (something) of (someone) f.
|
(biriyle) ilgili (bir şeye) inanmak |
|
78 |
Öbek Fiiller |
believe something of someone f.
|
biriyle ilgili söylenen bir şeye inanmak |
|
79 |
Öbek Fiiller |
believe something of someone f.
|
biriyle ilgili söylenenlere itibar etmek |
|
80 |
Öbek Fiiller |
believe in (someone) f.
|
(birine) güvenmek |
|
81 |
Öbek Fiiller |
believe in (someone) f.
|
(birine) inancı olmak |
|
82 |
Öbek Fiiller |
believe in (someone) f.
|
(birine) inanmak |
|
83 |
Öbek Fiiller |
believe in (something) f.
|
(bir şeyin) varlığına inanmak |
|
84 |
Öbek Fiiller |
believe in (something) f.
|
(bir şeyin) gerçekliğine inanmak |
|
85 |
Öbek Fiiller |
believe in (something) f.
|
(bir şeyi) onaylamak |
|
86 |
Öbek Fiiller |
believe in (something) f.
|
(bir şeye) itimat etmek |
|
87 |
Öbek Fiiller |
believe in someone or something f.
|
birine/bir şeye güvenmek |
|
88 |
Öbek Fiiller |
believe in someone or something f.
|
birine/bir şeye güveni olmak |
|
89 |
Öbek Fiiller |
believe in someone or something f.
|
birine/bir şeye inanç duymak |
|
90 |
Öbek Fiiller |
believe in someone or something f.
|
birine/bir şeye inancı olmak |
|
91 |
Öbek Fiiller |
believe in someone or something f.
|
birine/bir şeye inanmak |
|
92 |
Öbek Fiiller |
believe of f.
|
ile ilgili söylenen bir şeye inanmak |
|
93 |
Öbek Fiiller |
believe of f.
|
ile ilgili söylenenlere itibar etmek |
|
Phrases |
|
94 |
İfadeler |
don't you believe it expr.
|
sakın ha/hiç inanma/inanmayasın |
|
95 |
İfadeler |
believe nothing of what you hear, and only half of what you see expr.
|
duyduğunun hiçbirine, gördüğünün yarısına inan. |
|
96 |
İfadeler |
believe me, I'm not lying to you expr.
|
gözüm çıksın ki |
|
97 |
İfadeler |
a man in whom I can believe expr.
|
inanabileceğim bir adam |
|
98 |
İfadeler |
I have come to believe that expr.
|
şu kanaate vardım ki |
|
Proverb |
|
99 |
Atasözü |
believe nothing of what you hear, and only half of what you see
|
duyduğunun hiç birine, gördüğünün yarısına inan |
|
100 |
Atasözü |
believe you can and you're halfway there
|
inanmak başarmanın yarısıdır |
|
101 |
Atasözü |
believe nothing of what you hear, and only half of what you see
|
duyduğuna inanma, gördüğünün yarısına inan |
|
102 |
Atasözü |
believe nothing of what you hear, and only half of what you see
|
gördüğünün yarısına inan, duyduğuna inanma |
|
Colloquial |
|
103 |
Konuşma Dili |
something to believe in i.
|
inanacak bir şey |
|
104 |
Konuşma Dili |
can't believe one's eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
105 |
Konuşma Dili |
can't believe one's ears f.
|
kulaklarına inanamamak |
|
106 |
Konuşma Dili |
can't believe one's eyes f.
|
şaşkınlıktan donakalmak |
|
107 |
Konuşma Dili |
can't believe one's ears f.
|
şaşkınlıktan donakalmak |
|
108 |
Konuşma Dili |
make believe that... f.
|
-mış gibi yapmak |
|
109 |
Konuşma Dili |
hard to believe s.
|
inanması güç |
|
110 |
Konuşma Dili |
bIon (believe it or not) expr.
|
ister inan ister inanma |
|
111 |
Konuşma Dili |
bIon (believe it or not) expr.
|
inan ya da inanma |
|
112 |
Konuşma Dili |
oh I don't believe expr.
|
ay inanmıyorum |
|
113 |
Konuşma Dili |
nobody will believe it! expr.
|
buna kimse inanmaz/itibar etmez! |
|
114 |
Konuşma Dili |
I can't believe my ears! expr.
|
duyduklarıma inanamıyorum! |
|
115 |
Konuşma Dili |
make-believe expr.
|
görünürde |
|
116 |
Konuşma Dili |
make-believe expr.
|
görünüşte |
|
117 |
Konuşma Dili |
like you wouldn't believe expr.
|
inanamayacağın kadar |
|
118 |
Konuşma Dili |
hard to believe expr.
|
inanması zor |
|
119 |
Konuşma Dili |
make believe that... expr.
|
olduğunu bir düşün |
|
120 |
Konuşma Dili |
(one) can't believe (one's) (own) ears expr.
|
(biri) kulaklarına inanamıyor |
|
121 |
Konuşma Dili |
(one) can't believe (one's) (own) ears expr.
|
(biri) duyduklarına inanamıyor |
|
122 |
Konuşma Dili |
(one) can't believe (one's) (own) ears expr.
|
(biri) şaşkınlıktan donakalmış |
|
123 |
Konuşma Dili |
believe you me expr.
|
inan ki |
|
124 |
Konuşma Dili |
believe you me expr.
|
inan bana |
|
125 |
Konuşma Dili |
believe you me expr.
|
inan bana gerçekten |
|
126 |
Konuşma Dili |
don't believe everything you read expr.
|
her okuduğuna inanma |
|
127 |
Konuşma Dili |
don't believe everything you read expr.
|
okuduğun her şeye inanma |
|
128 |
Konuşma Dili |
don't believe I've had the pleasure expr.
|
daha önce sizinle tanışma şerefine ermedim |
|
129 |
Konuşma Dili |
don't you believe it! expr.
|
inanayım deme! |
|
130 |
Konuşma Dili |
don't you believe it! expr.
|
sakın inanma! |
|
131 |
Konuşma Dili |
I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
|
pek inandırıcı değil |
|
132 |
Konuşma Dili |
I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
|
pek inanmadım |
|
133 |
Konuşma Dili |
I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
|
bence yalan söylüyorsun |
|
134 |
Konuşma Dili |
I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
|
sana kim inanır |
|
135 |
Konuşma Dili |
I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
|
sana kimse inanmaz |
|
136 |
Konuşma Dili |
I'll believe it/that when I see it expr.
|
görürsem inanırım |
|
137 |
Konuşma Dili |
I'll believe it/that when I see it expr.
|
gözümle görmeden inanmam |
|
138 |
Konuşma Dili |
would you believe (it) expr.
|
inanabiliyor musun? |
|
139 |
Konuşma Dili |
would you believe (it) expr.
|
inanılır gibi değil |
|
140 |
Konuşma Dili |
would you believe (it) expr.
|
olacak iş değil |
|
141 |
Konuşma Dili |
would you believe (it) expr.
|
harika değil mi? |
|
142 |
Konuşma Dili |
I can't believe it/that/this exclam.
|
buna inanamıyorum |
|
143 |
Konuşma Dili |
I can't believe it/that/this exclam.
|
bu inanılmaz |
|
144 |
Konuşma Dili |
I can't believe it/that/this exclam.
|
bu inanılır gibi değil |
|
145 |
Konuşma Dili |
I can't believe! exclam.
|
inanamıyorum |
|
146 |
Konuşma Dili |
I can't believe! exclam.
|
inanılmaz |
|
147 |
Konuşma Dili |
I can't believe! exclam.
|
inanılır gibi değil |
|
148 |
Konuşma Dili |
I don't believe this exclam.
|
inanmıyorum |
|
149 |
Konuşma Dili |
I don't believe this exclam.
|
yok artık |
|
150 |
Konuşma Dili |
I don't believe this exclam.
|
vay be |
|
151 |
Konuşma Dili |
I don't believe this exclam.
|
vay canına |
|
152 |
Konuşma Dili |
I don't believe this exclam.
|
bu inanılmaz |
|
153 |
Konuşma Dili |
you (had) better believe it! exclam.
|
emin olabilirsin |
|
154 |
Konuşma Dili |
you (had) better believe it! exclam.
|
inansan iyi edersin |
|
155 |
Konuşma Dili |
you (had) better believe it! exclam.
|
kuşkusuz |
|
156 |
Konuşma Dili |
you (had) better believe it! exclam.
|
şüphesiz |
|
157 |
Konuşma Dili |
dbeyr (don't believe everything you read) kısalt.
|
her okuduğuna inanma |
|
158 |
Konuşma Dili |
dbeyr (don't believe everything you read) kısalt.
|
okuduğun her şeye inanma |
|
Idioms |
|
159 |
Deyim |
give (one) to believe f.
|
inandıracak bir şey yapmak/söylemek |
|
160 |
Deyim |
give (one) to believe f.
|
düşüncesini/duygusunu sezdirmek/belli etmek |
|
161 |
Deyim |
give (one) to believe f.
|
inanmasını/anlamasını sağlamak |
|
162 |
Deyim |
give somebody to believe/understand (that) f.
|
inandıracak bir şey yapmak/söylemek |
|
163 |
Deyim |
give somebody to believe/understand (that) f.
|
düşüncesini/duygusunu sezdirmek/belli etmek |
|
164 |
Deyim |
give somebody to believe/understand (that) f.
|
inanmasını/anlamasını sağlamak |
|
165 |
Deyim |
believe one's story hook line and sinker f.
|
birinin hikayesine en ince ayrıntısına kadar inanmak |
|
166 |
Deyim |
believe one's story hook line and sinker f.
|
birinin hikayesine tamamen inanmak |
|
167 |
Deyim |
lead someone to believe something f.
|
birini bir şeye inandırmak |
|
168 |
Deyim |
not believe one's eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
169 |
Deyim |
(one) can hardly believe (one's) eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
170 |
Deyim |
(one) can scarcely believe (one's) eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
171 |
Deyim |
not believe one's ears f.
|
kulaklarına inanamamak |
|
172 |
Deyim |
not believe a word of it f.
|
tek kelimesine bile inanmamak |
|
173 |
Deyim |
believe (one's) ears f.
|
kulaklarına inanmak |
|
174 |
Deyim |
believe (one's) ears f.
|
duyduklarına inanmak |
|
175 |
Deyim |
believe (one's) eyes f.
|
gözlerine inanmak |
|
176 |
Deyim |
believe (one's) eyes f.
|
gördüklerine inanmak |
|
177 |
Deyim |
believe ears f.
|
kulaklarına inanmak |
|
178 |
Deyim |
believe ears f.
|
duyduklarına inanmak |
|
179 |
Deyim |
believe eyes f.
|
gözlerine inanmak |
|
180 |
Deyim |
believe eyes f.
|
gördüklerine inanmak |
|
181 |
Deyim |
one cannot believe one's own eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
182 |
Deyim |
one cannot believe one's own eyes f.
|
gördüklerine inanamamak |
|
183 |
Deyim |
one cannot believe one's own eyes f.
|
gözüyle görmese inanmamak |
|
184 |
Deyim |
(one) can't believe (one's) (own) eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
185 |
Deyim |
(one) can't believe (one's) (own) eyes f.
|
gördüklerine inanamamak |
|
186 |
Deyim |
(one) can't believe (one's) (own) eyes f.
|
gözüyle görmese inanmamak |
|
187 |
Deyim |
couldn't believe (one's) eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
188 |
Deyim |
couldn't believe (one's) eyes f.
|
şaşkınlıktan donakalmak |
|
189 |
Deyim |
(one) couldn't believe (one's) eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
190 |
Deyim |
(one) couldn't believe (one's) eyes f.
|
şaşkınlıktan donakalmak |
|
191 |
Deyim |
(one) couldn't believe (one's) eyes f.
|
gördüklerine inanamamak |
|
192 |
Deyim |
(one) couldn't believe (one's) eyes f.
|
gözüyle görmese inanmamak |
|
193 |
Deyim |
give somebody to believe/understand… f.
|
birine inandıracak bir şey yapmak/söylemek |
|
194 |
Deyim |
give somebody to believe/understand… f.
|
birine düşüncesini/duygusunu sezdirmek/belli etmek |
|
195 |
Deyim |
give somebody to believe/understand… f.
|
birinin inanmasını/anlamasını sağlamak |
|
196 |
Deyim |
lead (one) to believe f.
|
(birinin) inanmasına neden olmak |
|
197 |
Deyim |
lead (one) to believe f.
|
(birini) inandırmak |
|
198 |
Deyim |
lead (one) to believe f.
|
(birinin) inanmasını sağlamak |
|
199 |
Deyim |
lead somebody to believe (that...) f.
|
birinin (bir şeye) inanmasına neden olmak |
|
200 |
Deyim |
lead somebody to believe (that...) f.
|
birini (bir şeye) inandırmak |
|
201 |
Deyim |
lead somebody to believe (that...) f.
|
birinin (bir şeye) inanmasını sağlamak |
|
202 |
Deyim |
lead to believe f.
|
inanmasına neden olmak |
|
203 |
Deyim |
lead to believe f.
|
inandırmak |
|
204 |
Deyim |
lead to believe f.
|
inanmasını sağlamak |
|
205 |
Deyim |
not believe ears f.
|
kulaklarına inanamamak |
|
206 |
Deyim |
not believe ears f.
|
duyduklarına inanamamak |
|
207 |
Deyim |
not believe eyes f.
|
gözlerine inanamamak |
|
208 |
Deyim |
I can hardly believe my eyes! expr.
|
gözlerime inanamıyorum! |
|
209 |
Deyim |
I can hardly believe my eyes! expr.
|
gördüklerime inanamıyorum! |
|
210 |
Deyim |
I can scarcely believe my eyes! expr.
|
gözlerime inanamıyorum! |
|
211 |
Deyim |
I can scarcely believe my eyes! expr.
|
gördüklerime inanamıyorum! |
|
Speaking |
|
212 |
Konuşma |
I just can't believe it expr.
|
aklım almıyor |
|
213 |
Konuşma |
I don't believe you anymore expr.
|
artık sana inanmıyorum |
|
214 |
Konuşma |
I don't believe in love expr.
|
aşka inanmıyorum |
|
215 |
Konuşma |
you'll never believe this expr.
|
bunu asla inanmayacaksın |
|
216 |
Konuşma |
believe me expr.
|
bana inan |
|
217 |
Konuşma |
do you believe what you are saying? expr.
|
bu söylediğine inanıyor musun? |
|
218 |
Konuşma |
you have to believe me expr.
|
bana inanman gerek |
|
219 |
Konuşma |
do you expect us to believe this? expr.
|
buna inanmamızı mı bekliyorsun? |
|
220 |
Konuşma |
why don't you believe me? expr.
|
bana niye niye inanmıyorsun? |
|
221 |
Konuşma |
you can't expect me to believe that expr.
|
buna inanmamı bekleyemezsin |
|
222 |
Konuşma |
i can't believe what she just said expr.
|
biraz önce onun neler söylediğine inanamıyorum |
|
223 |
Konuşma |
do you expect me to believe this? expr.
|
buna inanmamı mı bekliyorsunuz? |
|
224 |
Konuşma |
do you expect us to believe that? expr.
|
buna inanmamızı mı bekliyorsun? |
|
225 |
Konuşma |
he/she doesn't believe me expr.
|
bana inanmıyor |
|
226 |
Konuşma |
do you expect us to believe this? expr.
|
buna inanmamızı mı bekliyorsunuz? |
|
227 |
Konuşma |
can you believe that? expr.
|
buna inanabiliyor musunuz? |
|
228 |
Konuşma |
I don't believe in luck expr.
|
ben şansa inanmam |
|
229 |
Konuşma |
I don't believe this! expr.
|
buna inanamıyorum! |
|
230 |
Konuşma |
I believe in hard work expr.
|
ben sıkı çalışmaya inanırım |
|
231 |
Konuşma |
you have to believe me expr.
|
bana inanmalısın |
|
232 |
Konuşma |
I can't believe it's you expr.
|
bunun sen olduğuna inanamıyorum |
|
233 |
Konuşma |
I believe I will succeed expr.
|
başaracağıma inanıyorum |
|
234 |
Konuşma |
I can't believe you said that expr.
|
bunu söylemene inanamıyorum |
|
235 |
Konuşma |
I'd like to believe that expr.
|
buna ben de inanmak istiyorum |
|
236 |
Konuşma |
I can not believe you answered me expr.
|
bana cevap verdiğine inanamıyorum |
|
237 |
Konuşma |
I believe I can expr.
|
başaracağıma inanıyorum |
|
238 |
Konuşma |
do you expect us to believe that? expr.
|
buna inanmamızı mı bekliyorsunuz? |
|
239 |
Konuşma |
I was led to believe expr.
|
bana söylendiğine göre |
|
240 |
Konuşma |
I can't believe how much you've grown up expr.
|
bu kadar büyümüş olmana inanamıyorum |
|
241 |
Konuşma |
I can't believe you put me through this stuff expr.
|
beni şu durumlara soktuğuna inanamıyorum |
|
242 |
Konuşma |
If you believe that, you'll believe anything! expr.
|
buna çocuk bile inanmaz! |
|
243 |
Konuşma |
do you believe it? expr.
|
buna inanıyor musun? |
|
244 |
Konuşma |
I believe I will achieve expr.
|
başaracağıma inanıyorum |
|
245 |
Konuşma |
I can't believe I said that expr.
|
bunu söylediğime inanamıyorum |
|
246 |
Konuşma |
I can't believe that! expr.
|
buna inanamıyorum |
|
247 |
Konuşma |
I can't believe you lied to me expr.
|
bana yalan söylediğine inanamıyorum |
|
248 |
Konuşma |
I cannot believe this is happening expr.
|
bunun olduğuna inanamıyorum |
|
249 |
Konuşma |
you don't believe me expr.
|
bana inanmıyorsun |
|
250 |
Konuşma |
do you expect me to believe that? expr.
|
buna inanmamı mı bekliyorsun? |
|
251 |
Konuşma |
you have to believe that expr.
|
buna inanmalısın |
|
252 |
Konuşma |
I can't believe I don't remember that expr.
|
bunu hatırlamadığıma inanamıyorum |
|
253 |
Konuşma |
I can't believe this expr.
|
buna inanamıyorum |
|
254 |
Konuşma |
you can believe me expr.
|
bana inanabilirsin |
|
255 |
Konuşma |
don't tell me you believe this expr.
|
bana buna inandığını söyleme |
|
256 |
Konuşma |
do you expect me to believe that? expr.
|
buna inanmamı mı bekliyorsunuz? |
|
257 |
Konuşma |
do you expect me to believe this? expr.
|
buna inanmamı mı bekliyorsun? |
|
258 |
Konuşma |
if you don't believe me ask him/her expr.
|
bana inanmıyorsan ona sor |
|
259 |
Konuşma |
I don't believe it expr.
|
buna inanamıyorum |
|
260 |
Konuşma |
can you believe that? expr.
|
buna inanabiliyor musun? |
|
261 |
Konuşma |
you don't expect me to believe that expr.
|
buna inanmamı bekleyemezsin |
|
262 |
Konuşma |
I can't believe I shot someone expr.
|
birini vurduğuma inanamıyorum |
|
263 |
Konuşma |
I believe I can pull this off expr.
|
başaracağıma inanıyorum |
|
264 |
Konuşma |
do you believe this expr.
|
buna inanıyor musun |
|
265 |
Konuşma |
I don't believe that expr.
|
buna inanmıyorum |
|
266 |
Konuşma |
I can't believe you're here expr.
|
burada olduğuna inanamıyorum |
|
267 |
Konuşma |
if you don't believe me expr.
|
bana inanmıyorsan |
|
268 |
Konuşma |
I can't believe we haven't met expr.
|
daha önce tanışmadığımıza inanamıyorum |
|
269 |
Konuşma |
because I believe in you expr.
|
çünkü sana inanıyorum |
|
270 |
Konuşma |
I don't believe I've had the pleasure expr.
|
daha önce sizinle tanışma şerefine ermedim |
|
271 |
Konuşma |
do you believe in ghosts? expr.
|
hayaletlere inanır mısın? |
|
272 |
Konuşma |
what religion do you believe in? expr.
|
hangi dine inanıyorsun? |
|
273 |
Konuşma |
I'll believe it when I see it expr.
|
görürsem inanırım |
|
274 |
Konuşma |
believe in your dreams expr.
|
hayallerine inan |
|
275 |
Konuşma |
I can not believe my eyes expr.
|
gözlerime inanmıyorum |
|
276 |
Konuşma |
I can not believe my eyes expr.
|
gözlerime inanamıyorum |
|
277 |
Konuşma |
you better believe it expr.
|
emin olabilirsin |
|
278 |
Konuşma |
I don't believe you expr.
|
haydi oradan |
|
279 |
Konuşma |
believe you me! expr.
|
gerçekten inan bana! |
|
280 |
Konuşma |
you'd better believe it expr.
|
emin olabilirsin |
|
281 |
Konuşma |
I cannot believe my eyes expr.
|
gözlerime inanmıyorum |
|
282 |
Konuşma |
I believe I can learn from my mistakes expr.
|
hatalarımdan ders çıkarabileceğime inanıyorum |
|
283 |
Konuşma |
I couldn't believe my eyes expr.
|
gözlerime inanamadım |
|
284 |
Konuşma |
I can't believe my eyes expr.
|
gözlerime inanamıyorum |
|
285 |
Konuşma |
I cannot believe my eyes expr.
|
gözlerime inanamıyorum |
|
286 |
Konuşma |
have fun playing make-believe expr.
|
hayal dünyanda iyi eğlenceler sana |
|
287 |
Konuşma |
do you believe in fortune telling? expr.
|
fala inanır mısınız? |
|
288 |
Konuşma |
if you want us to believe expr.
|
eğer inanmamızı istiyorsan |
|
289 |
Konuşma |
I'll believe it when i see it expr.
|
gözümle görmeden inanmam |
|
290 |
Konuşma |
If you believe that, you'll believe anything! expr.
|
gel de inan! |
|
291 |
Konuşma |
I can't believe my eyes expr.
|
gözlerime inanmıyorum |
|
292 |
Konuşma |
do you believe in fortune telling? expr.
|
fala inanır mısın? |
|
293 |
Konuşma |
if you want us to believe expr.
|
eğer inanmamızı istiyorsanız |
|
294 |
Konuşma |
if you can believe it expr.
|
insanın inanası gelmiyor |
|
295 |
Konuşma |
I do believe expr.
|
inanırım |
|
296 |
Konuşma |
believe it or not expr.
|
inan ya da inanma |
|
297 |
Konuşma |
do you believe in love at first sight? expr.
|
ilk görüşte aşka inanır mısın? |
|
298 |
Konuşma |
you better believe it expr.
|
inansan iyi edersin |
|
299 |
Konuşma |
it is hard to believe expr.
|
inanması güç |
|
300 |
Konuşma |
believe me! expr.
|
inan bana! |
|
301 |
Konuşma |
there is reason to believe that expr.
|
inanmak yerindedir |
|
302 |
Konuşma |
I can't believe this expr.
|
inanamıyorum |
|
303 |
Konuşma |
I do believe expr.
|
inanıyorum |
|
304 |
Konuşma |
I just can't believe it expr.
|
inanamıyorum |
|
305 |
Konuşma |
I can't believe that! expr.
|
inanamıyorum! |
|
306 |
Konuşma |
I can't believe you expr.
|
inanamıyorum size |
|
307 |
Konuşma |
I don't believe it! expr.
|
inanmıyorum! |
|
308 |
Konuşma |
believe me expr.
|
inanın bana |
|
309 |
Konuşma |
believe it or not expr.
|
ister inan ister inanma |
|
310 |
Konuşma |
can you believe it? expr.
|
inanabiliyor musunuz? |
|
311 |
Konuşma |
believe it or not expr.
|
ister inanın ister inanmayın |
|
312 |
Konuşma |
I can't believe you expr.
|
inanamıyorum sana |
|
313 |
Konuşma |
you'd better believe it expr.
|
inansan iyi edersin |
|
314 |
Konuşma |
believe me expr.
|
inan bana |
|
315 |
Konuşma |
I can't believe it expr.
|
inanamıyorum |
|
316 |
Konuşma |
if you can believe it expr.
|
inanır mısın |
|
317 |
Konuşma |
would you believe! expr.
|
inanabiliyor musun? |
|
318 |
Konuşma |
believe you me! expr.
|
inan bana! |
|
319 |
Konuşma |
can you believe it? expr.
|
inanabiliyor musun? |
|
320 |
Konuşma |
I believe expr.
|
inanırım |
|
321 |
Konuşma |
can you believe that? expr.
|
inanabiliyor musun? |
|
322 |
Konuşma |
it is hard to believe expr.
|
inanması zor |
|
323 |
Konuşma |
believe you me! expr.
|
inan bana gerçekten! |
|
324 |
Konuşma |
I'm not prepared to believe that expr.
|
karnım tok |
|
325 |
Konuşma |
do you believe him? expr.
|
ona inanıyor musunuz? |
|
326 |
Konuşma |
believe in yourself expr.
|
kendine inan |
|
327 |
Konuşma |
i believe so expr.
|
öyle olduğuna inanıyorum |
|
328 |
Konuşma |
you better believe it expr.
|
kuşkusuz |
|
329 |
Konuşma |
believe in yourself expr.
|
kendine inan |
|
330 |
Konuşma |
believe in yourself expr.
|
kendine inan |
|
331 |
Konuşma |
believe in yourself expr.
|
kendine güven |
|
332 |
Konuşma |
I couldn't believe my ears expr.
|
kulaklarıma inanamadım |
|
333 |
Konuşma |
I can't believe you lied to them expr.
|
onlara yalan söylediğine inanamıyorum |
|
334 |
Konuşma |
I can't believe you lied to her expr.
|
ona yalan söylediğine inanamıyorum |
|
335 |
Konuşma |
I don't care what you believe expr.
|
neye inandığın umurumda değil |
|
336 |
Konuşma |
do you believe in miracles? expr.
|
mucizelere inanır mısınız? |
|
337 |
Konuşma |
I didn't believe her/him expr.
|
ona inanmadım |
|
338 |
Konuşma |
do you believe him? expr.
|
ona inanıyor musun? |
|
339 |
Konuşma |
I can't believe you lied to him expr.
|
ona yalan söylediğine inanamıyorum |
|
340 |
Konuşma |
why don't you believe me? expr.
|
neden bana inanmıyorsun? |
|
341 |
Konuşma |
I didn't want to believe it at first expr.
|
önceleri inanmak istemedim |
|
342 |
Konuşma |
you'd better believe it expr.
|
kuşkusuz |
|
343 |
Konuşma |
I can't believe you left her/him at home expr.
|
onu evde bıraktığınıza inanamıyorum |
|
344 |
Konuşma |
who believe that? expr.
|
kim inanır buna? |
|
345 |
Konuşma |
I can't believe my ears expr.
|
kulaklarıma inanamıyorum |
|
346 |
Konuşma |
do you believe in fate? expr.
|
kadere inanır mısın? |
|
347 |
Konuşma |
do you believe in miracles? expr.
|
mucizelere inanır mısın? |
|
348 |
Konuşma |
believe the miracles expr.
|
mucizelere inan |
|
349 |
Konuşma |
do you believe her? expr.
|
ona inanıyor musun? |
|
350 |
Konuşma |
do you believe her? expr.
|
ona inanıyor musunuz? |
|
351 |
Konuşma |
please believe me expr.
|
lütfen inan bana |
|
352 |
Konuşma |
do you believe in dreams? expr.
|
rüyalara inanır mısın? |
|
353 |
Konuşma |
I believe so expr.
|
sanırım öyle |
|
354 |
Konuşma |
do you believe in ghosts? expr.
|
ruhlara inanır mısın? |
|
355 |
Konuşma |
I don't believe in luck expr.
|
şansa inanmam |
|
356 |
Konuşma |
you wouldn't believe it if I told you expr.
|
size anlatsam herhalde inanmazdınız |
|
357 |
Konuşma |
I don't believe in coincidences expr.
|
rastlantılara inanmam |
|
358 |
Konuşma |
how can I make you believe? expr.
|
seni nasıl inandırabilirim? |
|
359 |
Konuşma |
I don't know whether to believe you or not expr.
|
sana inansam mı inanmasam mı bilemiyorum |
|
360 |
Konuşma |
you'd better believe it expr.
|
şüphesiz |
|
361 |
Konuşma |
I believe in you expr.
|
sana inanıyorum |
|
362 |
Konuşma |
I believe we've met expr.
|
sanırım (daha önce) tanışmıştık |
|
363 |
Konuşma |
I can't believe you expr.
|
sana inanamıyorum |
|
364 |
Konuşma |
do you believe in coincidences? expr.
|
raslantılara inanır mısınız? |
|
365 |
Konuşma |
do you believe in coincidences? expr.
|
raslantılara inanır mısın? |
|
366 |
Konuşma |
you better believe it expr.
|
şüphesiz |
|
367 |
Konuşma |
I don't believe you expr.
|
sana inanmıyorum |
|
368 |
Konuşma |
I don't believe in coincidences expr.
|
tesadüflere inanmam |
|
369 |
Konuşma |
I believe in monogamy expr.
|
tek eşliliğe inanıyorum |
|
370 |
Konuşma |
I believe in god expr.
|
tanrıya inanıyorum |
|
371 |
Konuşma |
I believe in god expr.
|
tanrı'ya inanırım |
|
372 |
Konuşma |
if you believe that, you'll believe anything! expr.
|
buna inanırsan, her şeye inanırsın! |
|
373 |
Konuşma |
you can't expect her to believe this expr.
|
onun, buna inanmasını bekleyemezsin |
|
374 |
Konuşma |
you don't expect her to believe this expr.
|
onun, buna inanmasını bekleme |
|
375 |
Konuşma |
I want to believe you expr.
|
sana inanmak istiyorum |
|
Slang |
|
376 |
Argo |
make-believe land i.
|
hayal dünyası |
|
Modern Slang |
|
377 |
Modern Argo |
ah fuck I can't believe you've done this exclam.
|
kahretsin/lanet olsun, bunu yaptığına inanamıyorum |
|