Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
ispat edilebilir olma
be unable
Geçmiş
Cümleler
"be unable"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be unable
f.
yapamamak
We are
unable
to do this; that is a task for the Member States.
Biz bunu
yapamayız;
bu Üye Devletlerin görevidir.
More Sentences
"be unable"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 87 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be unable to work out
f.
içinden çıkamamak
2
Genel
be unable to find a job
f.
bir baltaya sap olamamak
3
Genel
be unable to work (something) out
f.
işin içinden çıkamamak
4
Genel
be unable to retort
f.
altında kalmak
5
Genel
be unable to comprehend
f.
kafası almamak
6
Genel
be unable to complete
f.
arkasını getirememek
7
Genel
be unable to stand
f.
çekememek
8
Genel
be unable to comprehend
f.
havsalası almamak
9
Genel
be unable to cope with
f.
baş edememek
10
Genel
be unable to escape from one's fate
f.
kaderinden kaçamamak
11
Genel
be unable to
f.
aciz olmak
12
Genel
be unable to stand
f.
yüreği kaldıramamak
13
Genel
be unable to sleep
f.
uykusuz kalmak
14
Genel
be unable to find a meaning in
f.
mana verememek
15
Genel
be unable to control one's anger
f.
hırsını alamamak
16
Genel
be unable to carry through
f.
altından kalkamamak
17
Genel
be unable to bring oneself (to do something)
f.
nefsine yedirememek
18
Genel
be unable to do something
f.
acze düşmek
19
Genel
be unable to contain oneself for
f.
yerinde duramamak
20
Genel
be unable to understand
f.
anlam verememek
21
Genel
be unable to work
f.
elden ayaktan düşmek
22
Genel
be unable to do something
f.
aciz olmak
23
Genel
be unable to bring oneself to
f.
kendine yedirememek
24
Genel
be unable to cope
f.
baş edememek
25
Genel
be unable to understand
f.
kafası almamak
26
Genel
be unable to remember
f.
hatırlayamamak
27
Genel
be unable to get to sleep
f.
uyku tutmamak
28
Genel
be unable to defeat each other
f.
yenişememek
29
Genel
be unable to hold one's tongue
f.
dilini tutamamak
30
Genel
be unable to get a word in edgewise
f.
karşısındakinin fazla konuşmasından dolayı ağzını açamamak
31
Genel
be unable to settle down
f.
dikiş tutturamamak
32
Genel
be unable to withstand hardship
f.
zora gelememek
33
Genel
be unable to work something out
f.
içinden çıkamamak
34
Genel
be unable to understand
f.
aklı almamak
35
Genel
be unable to stand the gaff
f.
sıkıntıya gelememek
36
Genel
be unable to get
f.
kafası almamak
37
Genel
be unable to contain oneself
f.
içi içine sığmamak
38
Genel
be unable to make head or tail of
f.
akıl erdirememek
39
Genel
be unable to pronounce correctly
f.
dili dönmemek
40
Genel
be unable to settle a matter
f.
işin içinden çıkamamak
41
Genel
be unable to think
f.
kafa kalmamak
42
Genel
be unable to hide something
f.
açık vermek
43
Genel
be unable to slow down
f.
hızını alamamak
44
Genel
be unable finish what one was saying
f.
laf ağzında kalmak
45
Genel
be unable to get one's tongue around a word
f.
dili dönmemek
46
Genel
be unable to sleep
f.
uyuyamamak
47
Genel
be unable to bear up under difficulties
f.
sıkıntıya gelememek
48
Genel
be unable to concentrate
f.
odaklanamamak
49
Genel
be unable to concentrate
f.
konsantre olamamak
50
Genel
be unable to get on with others
f.
çevresi ile geçinememek
51
Genel
be unable to get along with others
f.
çevresi ile geçinememek
52
Genel
be unable to hide one's bewilderment
f.
şaşkınlığını gizleyememek
53
Genel
be unable to hide one's puzzlement
f.
şaşkınlığını gizleyememek
54
Genel
be unable to hide one's amazement
f.
şaşkınlığını gizleyememek
55
Genel
be unable to hide one's confusion
f.
şaşkınlığını gizleyememek
56
Genel
be unable to hold a job
f.
dikiş tutturamamak
57
Genel
be unable to keep up
f.
dikiş tutturamamak
58
Genel
be unable to help
f.
elinde olmamak
59
Genel
be unable to bring oneself to say
f.
dili varmamak
60
Genel
be unable to
f.
-ememek
61
Genel
be unable to go beyond
f.
ötesine geçememek
62
Genel
be unable to exceed
f.
ötesine geçememek
63
Genel
be unable to have children
f.
çocuk doğuramamak
64
Genel
be unable to unite
f.
birlik olamamak
65
Genel
be unable to go beyond a certain point
f.
belli bir noktadan öteye gidememek
66
Genel
be unable to breathe
f.
nefes alamamak
67
Genel
be unable to breathe
f.
darlanmak
68
Genel
be unable to study
f.
(ders) çalışamamak
69
Genel
be unable to swim
f.
yüzememek
70
Genel
be unable to run
f.
koşamamak
71
Genel
be unable to void
f.
idrar yapamamak
72
Genel
be unable to hide one's astonishment
f.
şaşkınlığını gizleyememek
Colloquial
73
Konuşma Dili
be unable to get a word out
f.
dili tutulmak
74
Konuşma Dili
be unable to get a word out
f.
söyleyecek söz bulamamak
Idioms
75
Deyim
be unable to hear (oneself) think
f.
kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
76
Deyim
be unable to hear (oneself) think
f.
kafasını toparlayamamak/toplayamamak
77
Deyim
be unable to hear (oneself) think
f.
gürültüden dolayı konsantre olamamak
78
Deyim
be unable to hear (oneself) think
f.
kafası şişmek
79
Deyim
be unable to hear yourself think
f.
kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
80
Deyim
be unable to hear yourself think
f.
kafasını toparlayamamak/toplayamamak
81
Deyim
be unable to hear yourself think
f.
gürültüden dolayı konsantre olamamak
82
Deyim
be unable to hear yourself think
f.
kafası şişmek
83
Deyim
be unable to order
f.
diş geçirememek
84
Deyim
be unable to make two ends meet
f.
geçim sıkıntısı çekmek
85
Deyim
(be unable to) look somebody in the eye(s)/face
f.
utançtan birinin yüzüne/gözüne bakamamak
Medical
86
Medikal
be unable to impregnate
f.
çocuk yapamamak (erkek için)
87
Medikal
be unable to conceive
f.
çocuk yapamamak (kadın için)
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of be unable
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy