başbakan - Türkçe İngilizce Sözlük

başbakan

"başbakan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
başbakan prime minister i.
The Danish Prime Minister has already offered the Danish critics of the EU a place.
Danimarka Başbakanı, AB'nin Danimarkalı eleştirmenlerine şimdiden bir yer teklif etmiştir.

More Sentences
General
başbakan chancellor i.
Angela Merkel is the first female German chancellor.
Angela Merkel, ilk kadın Alman başbakanı.

More Sentences
başbakan premier i.
The new premier, Erdogan, has been depicted as an extremist in the past and has been disenfranchised.
Yeni başbakan Erdoğan geçmişte aşırılık yanlısı olarak tasvir edilmiş ve haklarından mahrum bırakılmıştır.

More Sentences
Trade/Economic
başbakan prime minister i.
The Danish Prime Minister has already offered the Danish critics of the EU a place.
Danimarka Başbakanı, AB'nin Danimarkalı eleştirmenlerine şimdiden bir yer teklif etmiştir.

More Sentences
Politics
başbakan chief minister i.
The chief minister of Maharashtra is Devendra Fadnavis.
Maharashtra'nın başbakanı Devendra Fadnavis.

More Sentences
başbakan prime minister i.
The Danish Prime Minister has already offered the Danish critics of the EU a place.
Danimarka Başbakanı, AB'nin Danimarkalı eleştirmenlerine şimdiden bir yer teklif etmiştir.

More Sentences
başbakan premier i.
The new premier, Erdogan, has been depicted as an extremist in the past and has been disenfranchised.
Yeni başbakan Erdoğan geçmişte aşırılık yanlısı olarak tasvir edilmiş ve haklarından mahrum bırakılmıştır.

More Sentences
Star Wars
başbakan prime minister i.
The Danish Prime Minister has already offered the Danish critics of the EU a place.
Danimarka Başbakanı, AB'nin Danimarkalı eleştirmenlerine şimdiden bir yer teklif etmiştir.

More Sentences
General
başbakan first secretary i.
Politics
başbakan p.m. (prime minister) i.
başbakan first minister [scotland] i.

"başbakan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başbakan yardımcısı deputy prime minister i.
In July a new post of Deputy Prime Minister and State Minister in charge of EU affairs was created.
Temmuz ayında, AB işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak yeni bir makam oluşturulmuştur.

More Sentences
Politics
başbakan yardımcısı vice prime minister i.
She is Vice Prime Minister and Minister for Mobility and Transport.
Kendisi Başbakan Yardımcısı ve Hareketlilik ve Ulaştırma Bakanıdır.

More Sentences
General
eski başbakan former prime minister i.
başbakan eşleri prime ministers' wives i.
başbakan eşleri prime ministers' spouses i.
irlanda cumhuriyeti'nin başbakanı ya da başbakan yardımcısına verilen isim tanaiste i.
kabineyi kurmakla görevli başbakan cabinetmaker f.
başbakan/bakan ile ilgili cancellarial s.
Politics
kraliçe'yi temsilen atanan ve daha çok başbakan tarafından belirlenen parlamenter görevleri yerine getiren dük Chancellor of the duchy of lancaster i.
başbakan düzeyinde gerçekleştirilen ziyaret prime ministerial visit i.
başbakan düzeyinde gerçekleştirilen ziyaret prime ministerial-level visit i.
başbakan yardımcısı deputy premier i.
japon başbakan şinzo abe tarafından uygulamaya konan ve ülkeyi ekonomik durgunluktan kurtarmayı amaçlayan ekonomi planı abenomics i.
başbakan vekili vice-premier i.
Archaic
başbakan/bakan ile ilgili cancellarean s.