büyüten

"büyüten" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General

1	Genel	büyüten kimse	magnifier i.
2	Genel	büyüten şey	magnifier i.
3	Genel	büyüten şey	hightener i.
4	Genel	durduk yere hataları büyüten	faultfinding s.
5	Genel	durduk yere hataları büyüten	fault-finding s.
Technical

6	Teknik	delikleri büyüten, şekillendiren veya pürüzsüzleştiren işçi	reamer i.
7	Teknik	uzak büyüten mercek	telephoto lens i.
8	Teknik	uzak büyüten	telephoto i.
Medical

9	Medikal	göz bebeğini büyüten solüsyon	drops i.
Optics

10	Optik	birbirine dik iki eksen boyunca eşitsiz büyüten	anamorphic s.
11	Optik	birbirine dik iki eksen boyunca eşitsiz büyüten	anamorphotic s.

Botanic

12	Botanik	çok az salkımlı büyüten	racemulose s.
Agriculture

13	Tarım	pirinç büyüten	rice-growing s.
Social Sciences

14	Sosyal Bilimler	çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn	solo parent i.
15	Sosyal Bilimler	çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn	single parent i.
16	Sosyal Bilimler	tek başına çocuk büyüten anne	solo mother [new zealand] i.
Photography

17	Fotoğrafçılık	fotoğraf büyüten mercek	telephoto lens i.
18	Fotoğrafçılık	çok büyüten	telephoto s.
Mythology

19	Mitoloji	bebek zeus'u keçi sütü ile büyüten peri	amalthea i.
Slang

20	Argo	penis büyüten/büyütücü ilaç	king kong pills i.
21	Argo	penis büyüten/büyütücü ilaç	king kong specials i.
22	Argo	iş hakkında bilgi sahibi olmayıp konuya yalnızca bir sorun yaşandığında dahil olan ve sorunu büyüten yönetici	seagull manager i.