| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | az gelişmişlik | underdevelopment i. | ||
|
Furthermore, we also know that poverty and underdevelopment are significant causes of insecurity. Ayrıca yoksulluk ve az gelişmişliğin güvensizliğin önemli nedenleri olduğunu da biliyoruz. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | az gelişmişlik | underdevelopment i. | ||
|
The poorest regions are gradually making good their underdevelopment. En yoksul bölgeler az gelişmişliklerini yavaş yavaş telafi etmektedir. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | az gelişmişlik | underdevelopment i. | ||
|
We know that illegal immigration is the result of poverty and underdevelopment. Yasadışı göçün yoksulluk ve az gelişmişliğin bir sonucu olduğunu biliyoruz. More Sentences |
||||
| Medical | ||||
| Medikal | az gelişmişlik | ectomorphy i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | yapısal az gelişmişlik teorisi | structural theory of underdevelopment i. |
