Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ayaklandırmak | riot f. | ||
The angry crowd outside the parliament building was ready to riot. Parlamento binasının önündeki öfkeli kalabalık ayaklanmaya hazırdı. More Sentences |
||||
Genel | ayaklandırmak | revolutionize f. | ||
Genel | ayaklandırmak | make revolt f. | ||
Genel | ayaklandırmak | cause to revolt f. | ||
Genel | ayaklandırmak | arouse f. | ||
Genel | ayaklandırmak | provoke f. | ||
Genel | ayaklandırmak | revolutionise f. | ||
Genel | ayaklandırmak | whet f. | ||
Genel | ayaklandırmak | sow f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (avı) ayaklandırmak | put up f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | '-e karşı ayaklandırmak | agitate against f. |
Öbek Fiiller | (birinde bir tepkiyi, duyguyu) ayağa kaldırmak/ayaklandırmak | elicit (something) from (someone) f. |
Öbek Fiiller | (birini bir şey için) ayaklandırmak | rouse (one) to (something) f. |
Öbek Fiiller | (birini) ayaklandırmak | provoke (one) to f. |
Öbek Fiiller | (birinde bir tepkiyi, duyguyu) ayağa kaldırmak/ayaklandırmak | elicit from f. |
Öbek Fiiller | için ayaklandırmak | rouse to f. |