İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | awaiting i. | bekleme |
Law | ||
Hukuk | awaiting s. | muntaziran |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | awaiting your (prompt) reply expr. | cevabınızı bekliyorum | ||
I think that everyone is awaiting your reply. Sanırım herkes sizin cevabınızı bekliyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | awaiting decision i. | karar bekleme | ||
Genel | awaiting-trial prisoner i. | yargılanmayı bekleyen mahkum | ||
Genel | keep awaiting f. | alıkoymak | ||
Genel | be awaiting turn f. | Sırasını beklemek | ||
Phrases | ||||
İfadeler | I am awaiting your answer expr. | dönüşlerinizi bekliyorum | ||
Speaking | ||||
Konuşma | we are awaiting your immediate reply expr. | acil cevap bekliyoruz | ||
Konuşma | we are awaiting your urgent reply expr. | acil cevap bekliyoruz | ||
Konuşma | we are awaiting your prompt reply expr. | acil cevap bekliyoruz | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | awaiting moderation expr. | denetleme bekleniyor | ||
Bilgisayar | awaiting friend confirmation expr. | arkadaş onayı bekleniyor | ||
Medical | ||||
Medikal | patients awaiting a liver transplant i. | karaciğer nakli bekleyen hastalar |